Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece kadastro tespitinde yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın haritasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespitinde davacı adına tespit edilen 124 ada 13 ve 125 ada 5 sayılı parsellere ve bir çok parsele uygulanan Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı ve büyük bir alanı kapsayan tapu kaydı uygulanarak, ihtiyaç sahibi köylülere ifraz ve satış yapıldığı belirtilerek 13 ve 5 sayılı parseller davacı adına tespit edilmiştir. Davacı tarafından bu parsellerin arasından kadastro tespitinde bırakılan yolun bulunmadığı iddia edilmektedir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 06.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 138,05 metrekare yüzölçümlü kadastro sırasında yol olarak sınırlandırılan kısmın tapu kaydının iptali ile 141 ada 12 parsel adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yer hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/4-5 maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerekmekte olup, somut olayda; mahkemece bu ilanların yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, TMK'nın 713/4-5 maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

      Dava, tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yer hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/4-5. maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerekmekte olup, somut olayda mahkemece bu ilanların yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, öncelikle yasal ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, ... Köyünde dilekçesinde sınırlarını belirttiği davalıların kullanımındaki taşınmazın, 1960 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında kadastro harici bırakıldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü, doğusu yol, kuzeyi ... ... taşınmazı, batısı kuru dere, güneyi ... ... taşınmazı ile çevrili 4913 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu edilen taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, 2010 yılında idari yoldan ... adına tapuya tescil edildiği, bilahare 2011 yılında imar uygulamasına konu edilerek imar parselleri, park ve imar yollarının oluşturulduğu, imar parsellerinin bir kısmında imara giren ve şahıslar adına kayıtlı taşınmazlarından dolayı pay verildiği, eldeki davanında imar uygulamasından sonra imar parselleri ile imar sonucunda park ve yol olarak bırakılan kısımlar hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacılar adına tescili istemiyle açıldığı, kısmen kabulüne dair verilen hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce; 08.05.2015 tarih 2014/15516 Esas, 2015/5809 Karar ilamıyla "Davanın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre yapılan imar uygulama bölgesinin tescili ile oluşmuş taşınmazın iptal ve tescili istemine ilişkin olduğu, temyiz inceleme görevinin 14....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Uyuşmazlık, 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK'nin 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17.maddeleri hükümleri uyarınca tescili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 1973 yılında 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi uyarınca tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır....

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın 18.04.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı kalemle işaretli Hazine adına tescil görmüş taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına, zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....

                HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen dava, TMK’nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince tescil harici bırakılan tahmini 67 dönümlük kısmın babasından kendisine kaldığını, 40 yıldır zilyet olduğunu, taşınmazın imar ve ihya edildiğini ileri sürerek, tescil harici bırakılan bu kısmın adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine, davacı lehine yasada aranan tescil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş aynı zamanda tescil harici bölümün Hazine adına tescilini talep etmiştir. Dâhili davalılar ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve kadastrodan önceki hakka dayanan tapu iptali ve tescil ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün davacı adına tescili istemine ilişkindir. Dava ve temyize konu, 149 ada 5 parsel sayılı taşınmaz camii, lojman ve arsası vasfı ile ...Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiş olup, Mahkemece tescil harici bırakılan kısma yönelik davanın reddine, Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olan 149 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre bir hükmü hukuksal yararı bulunmak koşulu ile ancak davanın tarafları temyiz edebilir. Dosya içeriğine göre, temyize konu davada, tescil davası yönünden davada taraf olan Hazine aleyhine bir hüküm bulunmamaktadır....

                    Dava; kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; davacılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu