Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

VE MÜŞTEREKLERİ DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ KANUN YOLU : TEMYİZ Kadastro tespitinde tescil harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil isteğine ilişkin bulunan davada davacılar tarafından herhangi bir tapu kaydına dayanılmadığı anlaşılmakla Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı Kararı gereğince temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı, 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 106 ada 22 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini belirterek; bu taşınmazın güneyinde yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün kadastrodan önceki zilyetliği de gözetilerek adına kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle 2009 yılında dava açmıştır. Mahkemece, davacının kadastro tespitinden önceki zilyetliğe dayandığı, çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında dava açmak için gerekli makul sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda, gerekse yürürlükte bulunan diğer mevzuatta, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazların kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak tescili istemiyle açılacak davaların, belirli bir süre içinde açılmasını öngören bir hüküm bulunmamaktadır....

      Kadastro tesbiti sırasında tesbit harici bırakılan ya da kadastro yapılmayan yerlerdeki taşınmazların tapuya tescili konusunda Hazinenin tescil davası açmasını engelleyen hiçbir yasa hükmü bulunmamaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 22.02.2005 ... 5304 Sayılı Yasa ile değişik 22/3. maddesi ile "tapulama ve kadastro çalışmalarında tesbit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır." hükmü getirilmiştir. Bu maddeye göre yapılacak tescil, idari yoldan olacağı gibi mahkemede açılacak dava ile de mümkündür. Hazinenin kendisine ait taşınmazları tapuya tescil konusunda dava açmasını engelleyen hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Çünkü, tapuya tescil edilmekle o taşınmaz bundan böyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olamayacaktır. Bu nedenle, Hazinenin tescil davası açmada hukuki yararı vardır....

        Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapu tescil istemine ilişkindir. Kadastro Mahkemesince, kadastro mahkemesinin görevli olmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu edilen yerin 200ada 131 parsel sayılı kadastro parseli içinde kaldığı ve kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; orman idaresi 101 ada 1 parsel numarası ile ... adına orman vasfı ile tespit gören taşınmazın kenarında bulunan ve tespit harici bırakılan bir miktar taşınmazın orman vasfında bulunduğu iddiasıyla tespit harici bırakılan bu taşınmaz bölümünün 101 ada 1 sayılı orman parseline dahil edilerek orman vasfı ile ... adına tescili istemiyle, askı ilan süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açmıştır....

          Dava; kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; davacılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; kadastro çalışmaları sırasına tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve haritasına göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir....

            Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 16.04.2012 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 02.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.847,10 metrekarelik kısmın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yer hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/4-5 maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerekmekte olup, somut olayda; mahkemece bu ilanların yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, öncelikle, yasal ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

              Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün tescili istemine ilişkindir. Mahkemece tescil harici bırakılan yer hakkında komşu parsellerin kadastro tutanağı kesinleştikten 5 yıl sonra dava açıldığı, bu sürenin kadastrodan önceki nedene dayanarak dava açmak için gerekli olan makul süreyi aştığı ayrıca kadastro işleminin yapıldığı tarihten itibaren de 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

                  Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

                    Mahkemece, nehir yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, yörede dava tarihinden sonra Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 101 ada 1 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra, yörede yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda, davacılar adına kayıtlı eski 94 parsel, yeni 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde tapuya tescil edildiği, bilahare tescil harici bırakılan yerlerde yenileme çalışması yapılamayacağı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca resen yapılan düzeltme işlemi sonucunda yeniden tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu