WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.6.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.1.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 4 ve 271 parsel sayılı taşınmazları ipotekle yükümlü olarak almasına rağmen, Tapu Sicil Müdürlüğünde akit tablosuna sonradan haciz şerhlerinin de işlendiğini ileri sürerek usulsüz konulan şerhlerin terkinini istemiştir. Mahkemece, husumetin hak sahiplerine yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, Tapu Sicil Müdürlüğünce kayda usulsüz işlendiği iddia edilen haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir....

    Bu şerhin tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesinin dayanağı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesidir. Uygulamada kısaca «muhdesat şerhi» olarak bilinen bu tür işlemlerdeki amaç; genellikle hak sahibi kişinin durumunun üçüncü kişilere duyurulması ve bildirilmesidir. Kuşkusuz muhdesat şerhinin terkini olanaklıdır. Terkin nedenleri ise, hakkın yıkılmak, yanmak, doğal afetler sonucu yok olması veya yapının ekonomik ömrünü tüketmesi gibi sebeplerdir. Ancak, arazi maliki muhdesatın bedelini ödemek suretiyle her zaman muhdesat sahibinin taşınmazına el koymasını da dava edebilir. Muhdesatın yukarıda sayılan herhangi bir sebeple yok olması halinde muhdesat sahibi önceki hakkına dayanarak yeniden yapı yapamaz veya ağaç dikemez. Dolayısıyla arazi sahibinin muhdesat sahibine karşı müdahalenin önlenmesini talep yetkisi ancak bu hallerden birinin varlığı halinde mümkündür. Yoksa 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi uygulama yeri bulmaz ve bir anlamı kalmaz....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu kaydına dayalı tapudaki 6831 sayılı Yasanın 2898 yasa ile değişik 2/B şerhinin terkini isteğine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Taraflar arasındaki tapudaki şerhin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu 1425 ve 1378 parsel sayılı taşınmazların güncel tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi, daha sonra teyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece yapılan yargılama sonucunda çekişmeli yerin mülkiyetine yönelik dava bulunmadığından taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, beyanlar hanesindeki şerhlerin iptaline yönelik davanın reddi ile bu şerhlerin aynen korunmasına karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz ve şerhin iptali niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1965 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1979 yılında 1744 sayılı Yasa gereğince 2. madde, 1993 yılında ise 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulamaları yapılmış ve kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmazda davacı kullanımının da bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/12/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı ..., 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra dava açıldığını, ayrıca taşınmazın mevzuat hükümlerine uygun olarak adlarına tescil edildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine’nin temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın harman yeri vasfını yitirdiği, taşınmazın 5393 sayılı Belediye Kanununun 79. maddesinde belirtilen taşınmazlardan olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava konusu 282 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında “harman yeri” niteliği ile yine kadastro parseli olarak davalı ......

              Davalı ..., 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra dava açıldığını, ayrıca taşınmazın mevzuat hükümlerine uygun olarak adlarına tescil edildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazinenin temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın harman yeri vasfını yitirdiği, taşınmazın 5393 sayılı Belediye Kanununun 79. maddesinde belirtilen taşınmazlardan olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava konusu 283 ada 67 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında “harman yeri” niteliği ile yine kadastro parseli olarak davalı ......

                Davalı ..., 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra dava açıldığını, ayrıca taşınmazın mevzuat hükümlerine uygun olarak adlarına tescil edildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazinenin temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın harman yeri vasfını yitirdiği, taşınmazın 5393 sayılı Belediye Kanununun 79. maddesinde belirtilen taşınmazlardan olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava konusu 351 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında “harman yeri” niteliği ile yine kadastro parseli olarak davalı ......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDAKİ ŞERHİN TERKİNİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, mülkiyet ihtilafı bulunmaksızın Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılmış tapudaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2003 gününde verilen dilekçe ile intifa ve irtifak hakkı şerhlerinin terkini ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 09.03.1998 tarihli imtiyaz sözleşmesine dayalı olarak dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki davalı şirket lehine mevcut irtifak hakkı şerhlerinin terkini ile Hazine adına yazılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu