Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O tarihte uzman bilirkişi ... ... tarafından düzenlenen 06.03.1992 tarihli krokide kırmızı renge boyanmış ve Romen rakamı ile X1, X11, X111, X1V ve XV olarak işaretli bölümler içinde kalan 153 ada 10, 11, 13 ; 154 ada 1, 2, 3; 155 ada 1, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 29, 30, 31, 37, 38, 41; 156 ada 1, 3, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 , 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 37 , 41, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 57 nolu parsellerin tamamı veya bir kısmı 1947 yılında yapılan ve 1949 -2- 2008/16304-17513 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde orman alanı olduğu; 2/B madde uygulamasının yargılama sırasında 1989 yılında yapıldığı Kadastro mahkemelerinin uyuşmazlığı; kadastro tutanağının düzenlendiği tarihteki fiili ve hukuki duruma göre çözmesi gerektiği yasa gereği olduğundan, dava dosyasının uzman bilirkişi ... ...’e, bulunamadığı taktirde mahkemece seçilecek aynı nitelikteki başka bir fenni bilirkişiye...

    Mahkemece, keşif ve uygulama yapıldıktan sonra çekişmeli taşınmazın fen ve uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama haritasının yöntemine uygun biçimde yapılan uygulaması sonucunda 3116 sayılı Yasaya göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı yasaya göre 1991 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına göre orman sınırları dışında bırakıldığı, 3573 sayılı Yasaya göre 41 nolu zeytincilik parseli olarak tevzii edildiği, 766 sayılı Yasaya göre 1979 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda zeytincilik tapusuna dayanılarak 2657 parsel numarası ile tapu malikleri adına kadastro tespitinin yapıldığı, bilahare yapılan imar ve ifraz uygulaması ile 273 ada 23 parsel nosu ile davalılar adına tapuya tescil edildiği, keşif sonucu alınan rapor ile saptandığı halde, çekişmeli parselin kadastro tesbitinin askı ilan suretiyle tutanağın kesinleşmesini takiben 5841 sayılı Yasanın 2 nci maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın...

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile 24 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1984 yılında yapılıp, 21/11/1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın 2896 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır. Daha sonra 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan ve 12/04/1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece, çekişmeli parselin kadastro tesbitinin askı suretiyle ilanını takiben 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Kadastro sonucu ...Köyü çalışma alanında bulunan 16 parsel sayılı 221.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, ifraz, harici taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/5'er paylarla ..., ...,..., ..., ...’ler adına tespit ve tescil edildikten sonra tespit ve tapu maliklerinden..., ... ve ... payları kayden satış suretiyle ..., ... ve ...’lere intikal etmiştir. 2010 yılında yapılan 41. madde uygulaması sonucu taşınmazın yüzölçümü 467.624.43 metrekare olarak düzeltilmiştir. Davacılar vekili, çekişmeli taşınmazın murislerinden miras yoluyla intikal ettiği ve kendilerinin de mirasçı olduğu, davalılara fazla kendilerine eksik yer yazıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında davacılardan ... 22.4.2013 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiştir....

          Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiş böylece, açıklanan teknik hataların düzeltilmesinde vasıf ve mülkiyet değişikliğini engelleyen ifadeler madde metninden çıkartılmıştır. Ancak, buradaki mülkiyet değişikliğinden, orijinal ölçü değerleri ile zemin uyumlu hale getirilmesi amaçlanmakta olup, tapu iptali ve tescil yolu ile çözümlenecek nitelikte olan kadastro tespitine dayalı istemleri bu madde kapsamında değerlendirilmemiştir....

          Dava, 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine 15.12.1989 tarihinde kesinleşen 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan parselin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN KALDIRILMASI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca imar uygulaması çalışması yapan harita firmasının mülkiyet onayı isteği üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında .. Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı olan 651 parsel sayılı 99.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 89.114,00 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ... ve ..., düzeltme işlemi sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin Kadastro Müdürlüğünün yaptığı düzeltme işleminden kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır....

              Kadastro Mahkemesinin 1993/37 ve 41 sayılı dava dosyaları ile birleştirilip yeniden ayrılıp her parsel için ayrı bir dosya oluşturulup esas numarası verildikten sonra, mahkemece Hazinenin davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizce 18.9.2007 gün 2007/1261-10676 sayılı karar ile “çekişmeli taşınmazın 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde bulunduğu, 25.06.1981 tarihinde ilan edilen 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasına halen orman niteliğinde olması nedeniyle konu edilmediği, 15.08.1985 tarihinde ilan edilen 2896 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile VIII nolu 2/B madde parseli olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmışsa da, bu işlemin Orman Yönetiminin açtığı dava sonucu Kartal 3....

                Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, iddia ve savunmaya, az yukarıda saptanan hukuksal olgulara, duruşmaya tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, çekişmeli taşınmazın tesbit tutanağı içeriğine, dava Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı dikkate alındığında yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Kadastro tesbitinin yapıldığı günde 2613 sayılı Yasa hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. 1.10.1987 gününde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu 2613 ve 766 sayılı Yasaları yürürlükten kaldırmıştır. Hal böyle olunca yanlar arasındaki uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulaması yoluyla çözümleneceği tartışmasızdır. Bu durumda dava konusu taşınmazın tesbitinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. ve 10. maddeleri hükmü uyarınca yapıldığının kabulü gerekir....

                  Somut olayda, davacı Hazine, mülkiyeti kendisine ait 1529 parsel sayılı taşınmaz ile imar uygulaması sonucunda oluşan 11312 ve 9028 parsel sayılı taşınmazların kısmen mükerrer olarak tapuya tescil edildiği iddiasına dayanarak dava açmış olup; mülkiyeti Hazine’ye ait 1529 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı, kadastro çalışmaları sonucunda değil 1995 yılında idari yoldan tescil sonucu oluşmuş olup, davadaki somut uyuşmazlık mükerrer kadastrodan kaynaklanmadığı gibi, dava konusu 1529, 11312 ve 9028 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan bir düzeltme işleminin de bulunmadığı Kadastro Müdürlüğünün dosya içerisinde mevcut 2018 tarihli müzekkere cevabından da anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu