WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır. Ne var ki, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür tespit davalarında güncel hukuki yararın mevcut olması (HMK.m.106/2) ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir....

    Hukuk Dairesinin 09.06.2020 gün ve 2016/16720 E. 2020/31/51 K. sayılı ilamı) Dava konusu muhdesatın, beyanlar, bilirkişi raporu ve kadastro tutanağının edinme sebebinde belirtildiği üzere kadastro öncesi tarihte yapıldığının sabit olduğu, dava konusu muhdesatın kadastro öncesi kim tarafından yapıldığı ve kullanıldığının uyuşmazlık konusu olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki"Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü gereğince ve muhdesatların kadastrodaki tespiti esaslarını düzenleyen aynı kanunun 19. maddesi gözönüne alınarak kadastro öncesi sebebe dayalı olarak kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı, dava konusu muhdesata ait kadastro tutanağının 26/08/2008 tarihinde kesinleştiği, davanın 04/03/2021 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı...

    Şu halde, dava ve temyize konu muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiğinin ve kadastro tespitinin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında az yukarıda açıklanan hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun belirlenmesi halinde temyize konu muhdesata yönelik davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verileceği tartışmasızdır. Ne var ki mahkemece dava konusu muhdesatın üzerinde yer aldığı taşınmaza ait kadastro tespit tutanağı getirtilmediğinden, davaya konu edilen muhdesat ile tapu kaydında gösterilen muhdesatın aynı olup olmadığı, aynı iseler, davada az yukarıda açıklanan hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılamamaktadır....

      nın temyiz itirazları yukarıda (1). ve (2.) bentte gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 1. fıkrasındaki '' ... muhdesatın aidiyetinin davacı ...'...

        Köy içi Mevkii 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti için altı ahır, üstü ev olan müştemilat ile üzerindeki ağaçlar ve taş bahçe duvarı, müvekkillerinin murisi tarafından yaptırılmış olup davalının bu muhdesat üzerinde hiçbir hakkı olmadığını, fazlaya ilişkin her türlü maddi ve manevi tazminat ile dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, Kayseri İli Akkışla İlçesi Ganişeyh Mah. Köy içi mevkiinde kain 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat davacıların murisi Cafer EROĞLU tarafından yaptırıldığından, muhdesatın aidiyetinin Cafer EROĞLU'nun mirasçıları olan davacılar lehine tespit edilmesine, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        davası açma mecburiyeti doğduğunu, bu nedenle Arhavi Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2019/345 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında mahkeme taraflarına muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını açmak için süre verdiğini, tüm bu sebeplerden dolayı Artvin İli Arhavi İlçesi 173 ada 17 parsel nolu arsada bulunan binanın aidiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile 30.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfli gösterilen mavi boyalı alandaki B harfi ile gösterilen hayvan barınağı niteliğindeki yapı ile zeytin ağaçlarından oluşan muhdesatın davacıya ait olduğunun, hayvan barınağının 7.393,26 TL zeytin ağaçlarının değerinin ise 1.838,92 TL olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. 1-Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....

          Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği, kadastro tespiti ile davanın açıldığı tarihler arasındaki sürenin 10 yılı geçtiğinden bahisle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği açıkça belirtildiğini, anılan kanun maddesinde kişisel hak veyahut ayni hak ayrımı yapılmamış olup, davacının muhdesata ilişkin hakların şahsi hak olması nedeniyle hak düşürücü sürenin bu tip davalarda uygulanmayacağına ilişkin itirazlarının hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, davacının istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen hususların herhangi bir hukuki dayanağı olmaması sebebi ile hukuka...

          Köyü eski 391, 392 ve 393 nolu kadastro parsellerine ilişkin ......

            Bilindiği üzere ve kural olarak; muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları hukuki yarar bulunması koşuluyla açılabileceği doktrinde ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmektedir. Taraflar arasında görülen bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı yada taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması halinde de taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında mülkiyetin aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir. Hukuki yarar dava koşulu olup hukuki yarar bulunmaması halinde, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği kuşkusuzdur....

              UYAP Entegrasyonu