Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köy içi Mevkii 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti için altı ahır, üstü ev olan müştemilat ile üzerindeki ağaçlar ve taş bahçe duvarı, müvekkillerinin murisi tarafından yaptırılmış olup davalının bu muhdesat üzerinde hiçbir hakkı olmadığını, fazlaya ilişkin her türlü maddi ve manevi tazminat ile dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, Kayseri İli Akkışla İlçesi Ganişeyh Mah. Köy içi mevkiinde kain 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat davacıların murisi Cafer EROĞLU tarafından yaptırıldığından, muhdesatın aidiyetinin Cafer EROĞLU'nun mirasçıları olan davacılar lehine tespit edilmesine, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

davası açma mecburiyeti doğduğunu, bu nedenle Arhavi Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2019/345 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında mahkeme taraflarına muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını açmak için süre verdiğini, tüm bu sebeplerden dolayı Artvin İli Arhavi İlçesi 173 ada 17 parsel nolu arsada bulunan binanın aidiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece, davanın kabulü ile 30.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfli gösterilen mavi boyalı alandaki B harfi ile gösterilen hayvan barınağı niteliğindeki yapı ile zeytin ağaçlarından oluşan muhdesatın davacıya ait olduğunun, hayvan barınağının 7.393,26 TL zeytin ağaçlarının değerinin ise 1.838,92 TL olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. 1-Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....

    Bilindiği üzere ve kural olarak; muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları hukuki yarar bulunması koşuluyla açılabileceği doktrinde ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmektedir. Taraflar arasında görülen bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı yada taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması halinde de taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında mülkiyetin aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir. Hukuki yarar dava koşulu olup hukuki yarar bulunmaması halinde, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği kuşkusuzdur....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonucu verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45.maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: 6100 sayılı HMK’nin 3. maddesi gereğince hukuki nitelendirme hakime ait olup, davanın açıldığı tarihte, davaya konu taşınmazın tapu kaydının bulunmadığı, yargılama sırasında 30.01.2015 tarihinde Hazine adına hükmen tescil edilmek suretiyle tapu kaydının oluştuğuna göre, bu hususun kabul edilebilir bir yanılgı olduğu değerlendirilip 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi gereğince Hazinenin davada taraf olması gerektiği, bu nedenle; Dairemizce verilen 24.11.2020 tarihli ve 2018/15288 Esas, 2020/7510 Karar sayılı bozma kararı...

        Köyü eski 391, 392 ve 393 nolu kadastro parsellerine ilişkin ......

          Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği, kadastro tespiti ile davanın açıldığı tarihler arasındaki sürenin 10 yılı geçtiğinden bahisle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği açıkça belirtildiğini, anılan kanun maddesinde kişisel hak veyahut ayni hak ayrımı yapılmamış olup, davacının muhdesata ilişkin hakların şahsi hak olması nedeniyle hak düşürücü sürenin bu tip davalarda uygulanmayacağına ilişkin itirazlarının hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, davacının istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen hususların herhangi bir hukuki dayanağı olmaması sebebi ile hukuka...

          Mahkemece, dava ''mülkiyetin aidiyetinin tespiti'' şeklinde nitelendirilerek taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalı tarafından yapıldığı, tarafların muris babası ... tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları (vakıaları) ileri sürmek taraflara, hukuki olarak nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33). Davacının dava dilekçesindeki anlatımından davanın muhdesatın tespiti talebine ilişkin olmayıp, kadastro tespitiyle oluşan ve bu şekilde tapuya tescil edilen muhdesat şerhinin değiştirilmesine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine dayalı bir talep niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

            Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. Dairemizce karar; “…dava konusu taşınmazın, dava tarihinde tespit dışı bırakılan tapusuz yerlerden olduğu, yargılama aşamasında Afyonkarahisar Kadastro Müdürlüğünün 15.01.2016 tarihli yazısı ile taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının devam ettiği ve dava konusu yer hakkında 751 ada 3 parsel numarasıyla kadastro tutanağı düzenlendiği, dava konusu taşınmazın niteliğinin 3402 ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, terditli talebinin kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların ... İli, ... İlçesi, 1087 ada 196 ve 304 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını haricen davacıya sattıklarını, davacının iyiniyetle bu taşınmazlara çeşitli meyve ağaçları dikip yetiştirdiğini, davalılardan ...'...

                UYAP Entegrasyonu