"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti ... ve müşterekleri ile ... ve ... aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.03.2013 gün ve 332/315 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, hakkında...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/257 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açılan dava konusu 405 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın bütün işlemlerinin ve masraflarının müvekilleri tarafından yapıldığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki 4 katlı bina vasfındaki muhdesatın müvekkillerine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davacıların müvekkillerin rızasını almadan binayı inşa ettiklerini, binanın yapımında davacıların babası, müvekkillerin de dedesi olan muris ...'...
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2015 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.12.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı Hazine adına kayıtlı olan ve kamulaştırma sahasında kalan dava konusu 180 numaralı parsel üzerindeki muhtelif sayıdaki ağaçların mülkiyetinin müvekkillerine ait olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davacıların işgalci konumunda olup kötüniyetli olduklarından davanın reddini savunmuştur....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda dava açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....
HUKUKİ YARARTAPU KAYDININ BEYANLAR HANESİNİN DÜZELTİLMESİTAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Memduh tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş İse de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....
Taşınmazın tapu kaydının incelenmesi sonucu; malik hanesinde "DAVALIDIR" ifadesinin yer aldığı, bu haliyle malik hanesi boş olduğu görülmüş Samandağ tapu müdürlüğünden taşınmaza ait kadastro tutanağı istenmiş, alınan cevabı yazıda Hatay'ın Türkiye'ye katılmasından önce düzenlenmiş olan Fransız kadastro tutanağında yapılan itirazların işlendiği belirtilerek Arapça yazılı bulunan kadastro tutanağının bir örneğinin gönderildiği görülmüştür. Davanın, malik hanesi "davalı" gösterilen taşınmazın kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik) dayalı tescil davası olduğu, dosyanın davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. HMK 352/1. maddesinde: ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....
MUHALEFET ŞERHİ Dava muris muvazaası hukuki sebebine dayalı pay oranında iptal-tescil ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle davaların reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiş, kararın temyizi üzerine sayın çoğunluk tarafından "..muhdesatın tespiti isteği açısından davacı ...'nin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası bakımından hukuki menfaati var ise de, dinlenen tanık beyanlarından ve dosya kapsamından muhtesatın mirasbırakan ve mirasbırakanın eşi ... tarafından yapıldığı gözetilerek muhtesatın tespiti isteğinin reddine karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine ek olarak bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğu.." açıklaması ile hüküm onanmıştır.Sayın çoğunluk ile aramızda hükmün onanması yönünde görüş ayrılığımız yoktur....
Ne var ki ;3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır. Görülmekte olan davada da dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği ve muhdesatın üzerinde bulunduğu 150 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespitinin kesinleştiği gün ile davanın açıldığı gün arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde sözü edilen kamu düzenine ilişkin, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteği ile 36 parsel içinde kalan muhtesatın davacı tarafından yaptırıldığının tespiti ile tapuya şerh düşülmesi talebine ilişkindir. Kadastro sonucu Giresun ili, .... ilçesi, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 239 ada 24 ve 36 parsel sayılı 5.065,20 ve 3.842,75 m2 yüz ölçümündeki taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak belgesizden davalı ... adına tespit edildikleri, askı ilanlarının 11.08.2009-10.09.2009 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, halen aynı vasıf ve yüz ölçümle tapuda kayıtlı oldukları, eldeki davanın ise on yıllık hak düşürücü süre içerisinde 28.06.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 3.2....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine dayalı, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....
Davalı ... vekili, davacının bir kısım iddialarının kadastro öncesi nedenlere dayandığını ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, evin 1975 yılında yapıldığını, murisin hayvan sürülerinin satılarak muhdesatın yapımında ve arsanın alımında kullanıldığını beyanla davanın reddini savunmuş, davalı ..., muhdesatın muris tarafından yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre muhdesatın davacı tarafından meydana getirilmediğinin, muris tarafından meydana getirildiğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir....