Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, vekil edeninin 14 nolu parselde 1/2 oranında pay sahibi olduğunu, parsel üzerinde bulunan iki katlı binanın aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur Mahkemece, davanın kabulüyle, ... İli ... İlçesi ... Mah. ... Mevkii 1037 Ada 14 nolu parsel üzerinde zemin kat ve 1. kattan müteşekkil yapı ile taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19. maddesi hükmü gözetilerek muhdesatın davacı tarafça yapıldığının tespiti ile tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir....

    Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların davacılar tarafından dikilip yetiştirildiği sabit olmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kesinleşen kadastroya karşı zilyetliğe dayalı olarak açılan taşınmaz üzerindeki muhdesatın tapu kaydının beyanlar hanesine yazılması istemine ilişkin olup, Mahkemece kadastro öncesi zilyetlik ve panderevizyon gören dayanak ....03.1993 tarih ve ... sıra nolu tapu kayıtları incelenip değerlendirilerek hüküm kurulduğuna göre, ... Başkanlar Kurulu'nun 27.....2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, ... Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2014 tarih ... nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi ... (....) Hukuk Dairesi'ne ait olması icap eder....

        Bu olgu gözönüne alındığında, kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin, muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşulların varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davalar ancak belirli koşulların oluşması halinde açılabilen ve uygulama alanı sınırlı olan davalardandır....

        Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....

          Muhdesatın aidiyetinin tespiti istemli davaların muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz tapuda kimin adına kayıtlıysa ona karşı açılması gerekir. Somut olay incelendiğinde; davacı muhdesatın aidiyetinin tespiti, temliken tescil ve ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur. Tapu kaydı incelendiğinde bir kısım tapu kayıt maliklerinin davada taraf olarak gösterilmedikleri anlaşılmıştır. Taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkiliyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; davacının 2. kademedeki istemi olan tazminata ilişkin usulüne uygun ıslah talebi bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesine aykırı olacak şekilde davacının talebinden fazlasına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir....

            Mahkemece, davacı tanıklarınca dava konusu evi davacının yaptırdığı, davalı tanıklarınca ise ortak muris ...’nın yaptırdığı beyan edildiğinden, tarafsız olarak dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına üstünlük tanındığı belirtilerek, dava konusu muhdesatın ... tarafından yapıldığı kabul edilmiş ve davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesine dayanan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 138 ada 3 parselin senetsizden 13.11.2007 tarihinde tarafların ortak murisi ... adına tespitinin yapıldığı ve tespitin 31.01.2008 tarihinde kesinleştiği, tapu kaydının ... adına oluştuğu; taraf, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre aidiyeti istenen muhdesatın kadastro tespitinden önce yapıldığı sabittir....

              Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.114/1 -h, 115) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat aidiyetinin tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Diğer yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir....

                Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu yapının davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....

                  Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına adiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. .//.. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre ağaç niteliğindeki muhdesatların davacı tarafından dikildiği-yetiştirildiği ve beton sulama havuzunun davacı tarafından yapıldığı sabit olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu