Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece; dava konusu taşınmazların kadastro tespit gününden önce meydana getirildiği gözetildiğinde, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı olduğu, dava konusu 5933 parsele ilişkin kadastro tespitinin 26/01/1995 tarihinde kesinleştiği, davanın 12/08/2014 tarihinde açıldığı, tespit öncesi nedene dayalı davada hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davacı vekili kararı temyiz etmiştir. Yargıtay 8....

          Mahkemece dava konusu taşınmazın kadastro tutanağı getirtilerek bilirkişilerden teknik rapor da alınarak muhdesatların yapım tarihleri belirlenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Kadastro tespitinde evin 2 katlı olduğu belirlendiğine göre hiç değilse 1. kattaki bağımsız bölüm bakımından davanın hak düşürücü sürede açılmadığı anlaşılmakta ise de, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağı getirtilip tespite karşı dava açılıp açılmadığı araştırılmadığından tespitin kesinleştiği tarih belirlenmediğinden bu konuda kesin bir yargıya varma olanağı bulunmamaktadır. Kabule göre de; muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç)....

          Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 4. 3402 saylı Kadastro Kanunu'nun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12 nci maddesi 3. Değerlendirme İncelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının Bölge Adliye Mahkemesi kararında değerlendirilmiş olduğu anlaşılarak davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. VI....

            Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine ait olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; ikame olunan davanın, Gülşehir İlçesi, Alkan Köyüne ait 595 ve 640 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatın davacıya aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu muhdesatların davacıya ait olduğu kaanatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti K A R A R Davada, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin/ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu