WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer bir anlatımla davalı irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez. Bilindiği üzere kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, 6100 sayılı HMK’nin 308/2.maddesinde: “Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder. Kesin hüküm ve hak düşürücü süre gibi benzeri durumlar ile kabul söz konusu olduğunda; kabul, bu gibi hukuki sebeplerden önce gelir. Öncelik kabule tanınır". Davalı vekilinin davanın kabulüne ilişkin beyan dilekçesi, HMK md. 308 hükmü ve HMK md. 24 hükmü dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABUL NEDENİYLE KABULÜ İLE, Davacının Antalya Genel İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2-Harçlar kanunu uyarınca 1/3 oranında belirlenen 120,28.-TL nispi harcın peşin alınan 90,22.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,06....

    Bu nedenle taraf iradelerinin uyuşmaması veya irade sakatlıklarının bulunması hâlinde, ikale sözleşmesinin geçerli olmadığı kabul edilmelidir. Gerçekten taraflardan birinin iş sözleşmesini ortadan kaldırma konusunda karşı tarafla aynı görüşte olmaması durumunda ikale sözleşmesi geçerli olmayacaktır. Diğer taraftan, işverene göre daha zayıf konumda bulunan işçinin ikale sözleşmesini imzalamasında makul bir yararının bulunmaması durumunda, böyle bir sözleşmeye geçerlilik tanınamayacağı da Yargıtay uygulaması ile yerleşmiş ve kabul görmüştür. Makul yararın ne olduğuna ilişkin pozitif bir hukuk kuralının bulunmaması nedeniyle, tamamen yargısal kararlara kalan bu konuda somut olayın özelliklerine göre karar vermek gerekmektedir....

      Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebebine gelince, ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir. Davacı bu iptal nedenleri bakımından delil sunmalıdır. TMK' nın 558.maddesinde; ölüme bağlı tasarrufun iptali davasında uygulanacak usul hükümleri gösterilmiştir. Buna göre 558.maddenin 1.fıkrasında iptal davasının tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabileceği ön görülmüştür....

      Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi 6098 s. TBK'nun 35. ve 4721 s. TMK'nun 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/08/2008 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle iptal istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava tarihinin 08.08.2008 olması gerekirken 03.02.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan ...'...

        Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakatlıklara irade bozukluğu denir ( Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. b., Ankara 2017, s. 392 ). İrade bozukluğu halleri Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39. maddeleri arasında “Yanılma”, “Aldatma” ve “Korkutma” başlıkları altında düzenlenmiştir. İrade bozukluğuna bağlanan yaptırım ise, irade bozukluğuyla yapılan sözleşmelerin, iradesi hata, hile veya ikrahla sakatlanan kimseyi bağlamayacağı öngörülmüş ve bu kişiye belli bir süre içerisinde kullanabileceği iptal hakkı tanımıştır. Yanılma ( hata ); iç irade ile beyan arasında istemeyerek meydana gelen bir uygunsuzluk halidir. Diğer bir anlatımla hata, bir hukuki işlem yaparken irade beyanında bulunan kimsenin düşünmediği, arzu etmediği bir husus için istemeyerek iradesini beyan etmesidir....

        Hile genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. Korkutmada bir kimseyi bir hukuksal işlem yapmaya yönlendirmek için bilerek hukuka aykırı bir davranışla o kişiden istenilen irade beyanında bulunmaz ise, kötülüğe uğrayacağı kanısının yaratılması, o kişinin korkutulmasıdır.Yaratılan korku sonucu irade bildiriminde bulunan kişinin iradesinin oluşumu sakattır. Sakatlık irade bildiriminde değil, iradenin oluşumundadır. Sakat da olsa, irade vardır. Korkutulan, iradesini isteyerek açıklamış olmakla beraber, bu irade ... karar ve düşüncenin sonucu değildir. Ne var ki korkutulanın bildirimi iradesine uygundur....

          Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıların dava konusu kazadan doğan tazminatları alıp davalıyı ibra ettikleri, ibranın borcu sona erdiren nedenlerden olduğu gerekçesiyle ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cismani zarara yol açan trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....

            Satış bedeli (semen) satışın asli unsurlarından olduğundan, semen ödeneceği düşüncesi uyandırılarak taşınmaz mülkiyetinin naklinin sağlanması ve ondan sonra ödenmemiş olması iradeyi fesada uğratan bir sebep olarak kabul edilse bile davacı şirket yetkilisi ... ... bu olay nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde... hakkında şikâyette bulunmuş ve bizzat 20.05.2009 tarihinde ifade vermiştir. Davacı ... Bina İnşaat Ticaret Limited Şirketi de aynı vakıalara dayalı olarak ilk davayı 15.02.2011 tarihinde, bu davayı ise 21.02.2012 tarihinde açmıştır. Tüm bu süreler gözetildiğinde, irade bozukluğu bakımından Kanun’da düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinden itibaren dolduğu açıktır. 28. Bu durum karşısında uyuşmazlığın satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı kabul edilmelidir....

              Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....

                UYAP Entegrasyonu