Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir." şeklinde rüzenlenmiştir. 6098 s.TBK. Hükümlerine göre her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir....
Asliye Ticaret Mahkemelesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aynen ifa, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesince, "...Somut olayda, davacının talebinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye dayalı aynen ifa ve tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğu, bu nedenle ticari iş niteliğinde olup 6102 sayılı TTK'nin 5. maddesi gereğince asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına giren işlerden olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 7....
nin kasda dayalı temerrüdü sonucunda sözleşme gereği yürütülen sulh görüşmeleri de sonuç vermeyince müvekkili şirketin önce pilot niteliğindeki ilk aynen ifa davasını, bilahare ek aynen ifa davasını açtığını, peşinden müvekkili şirketin gecikmeden kaynaklanan zararlarının giderilmesi talebiyle 02/05/1990 tarihinde bir tazminat davası açıldığını, her iki aynen ifa davasının müvekkili lehine sonuçlandığını, ifa talebine ek olarak gecikme zararlarının giderilmesini talep ettikleri tazminat davasının ise halen derdest olduğunu, temyiz aşamasında lehlerine bozulmuş olan davanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, usul hukuku gereği davanın açılmasından sonra uğranılan zararların aynı davada hükme bağlanması mümkün olmadığından müvekkili şirketin 02/05/1990 tarihinden itibaren uğramaya devam ettiği ek gecikme zararlarının tazmini için huzurdaki davanın açılması gerektiğini, davalı şirketin temerrüdü sebebiyle 02/05/1990 tarihinden itibaren uğranılan gecikme zararların, bilirkişi raporundan sonra...
Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür (TBK 508. madde). Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar....
İnanç sözleşmesine ve buna bağlı işlemle alacaklı olan taraf, ödeme günü gelince alacağını elde etmek için dilerse; teminat için temlik edilen şeyi “ ifa uğruna edim “ olarak kendisinde alıkoyabileceği gibi; o şeyi, açık artırma yoluyla veya serbestçe satıp satış bedelinden alma yoluna da başvurabilir. Bu sonuçlar kendine özgü bu akdin tabiatında mevcuttur. Sözleşme ile öngörülen ifa süresi içerisinde, sırf sözleşmeyi imkansız kılmak amacıyla muvazaalı olarak yapılan temliklerin yasal koruma altında tutulamayacağı izahtan varestedir. Meri hukuk sistemimizde herhangi bir düzenleme olmamasına karşın, inanç sözleşmelerinin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde uygulama yeri bulan kendine özgü bir müessese olduğu, öğreti ve uygulamada kabul edilegelen bir olgudur....
tazminat, Mayıs 2004 – Mayıs 2006 tarihleri arasında mahrum kalınan kira bedeli için 9.324.00.TL, Mayıs 2006 tarihi ve sonrası için aylık 512.00.TL kira bedeli ile ifa imkansızlığının söz konusu olması halinde durumun davalıdan kaynaklandığının tespiti ile 10.000.00.TL tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama sırasında 15.05.2012 tarihli celsede, bağımsız bölümün verilememesi halinde bağımsız bölüme düşen arsa payının hisse olarak tescili, aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri ile eksik iş bedelinin tahsili, 22.11.2002 tarihli celsede belediyenin yıkım kararı vermesi nedeniyle arsa payının tescili ile aynen ifa mümkün değilse dava tarihindeki değeri olan 73.000.00.TL' nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 2013/6752 - 2013/18318 Davalı, davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki aynen ifa, terditli olarak akdin feshi, tapu iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinin davalı tarafça hiç ifa edilmediğini belirterek mehir senedindeki ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı tarafça ilerleyen aşamada aynen iade talebine yönelik harç yatırılmış ancak bedel yönünden dava ıslah edilmemiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedindeki edimin eksiksiz ifa edildiğini, davacının ziynet ve ev eşyalarını beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir....
e satışında kullanılan vekaletnamedeki parmak izinin kendisine ait olmadığını, vekil sıfatıyla satış işlemini yapan davalı ...'a vekalet vermediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, vekaletnamedeki parmak izinin davacıya ait olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, eldeki davanın anne ...'tan intikalen gelen paya hasren açılmış olduğu, baba ...tan gelip, davacı üzerine intikalen tescil edildikten sonra davalı ...'e temlik edilen pay yönünden açılmış bir davanın bulunmadığı anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıların sahte evrak tanzim ederek ortak mirasbırakanlarından intikal eden çekişme konusu Cilt 58, sayfa 38, sıra no 3 de kayıtlı taşınmazın adlarına tescilini sağladıklarını, taşınmazın temliki sırasında kullanılan vekaletnamedeki imzanın eli ürünü olmadığını, işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile miras payının adına tescilini istemiştir. Davalılar, davacının da paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazdaki tüm paydaşların paylarını, vekilleri aracılığı ile kendilerine temlik ettiklerini sahte evrak tanziminin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazın temliki sırasında kullanılan vekaletnamedeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı....