CEVAP Davalı karşı davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının sürekli kavga ve tartışma çıkardığını, müvekkilinden ayrı yattığını, evden ayrıldığını, başkası ile gayriresmi birlikteliğinden bir çocuğu olduğunu, zina yaptığını, müvekkilinin imzasını taklit ederek sahte belge düzenlediğini, müvekkilinin bu nedenle işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını iddia ederek kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina nedeni ile mümkün olmaması halinde haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle mümkün olmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı-karşı davalı vekili tarafından sunulan 22.10.2019 havale tarihli dilekçe ile özetle; "...6,5 sene önce taraflarınca açılan zina ile pek kötü ve onur kırıcı muamele nedeniyle boşanma davasında davayı kanıtlar nitelikteki delillerin mahkeme hakimi tarafından ıslarla yok sayıldığını ve celbedilmediğini, davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davası olarak görülerek verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından da zina sebebi ile açılmış bulunan boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği yönünde kararın bozulduğunu, ayrıca dava tarihinde davacı lehine hükmedilen 3.000....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı vekili Dairemize hitaben sunduğu 08/09/2021 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin eldeki davanın davacı aleyhine Niğde 1. Aile Mahkemesinin 2021/879 esasına kayıtlı zina nedeniyle boşanma davası açtığını, söz konusu davada eldeki dava ile birleştirme talebinde bulunduklarını bildirmiştir. Niğde 1. Aile Mahkemesinin 2021/879 Esas sayılı dosyasının celbi ile; davacı T3 T1 aleyhine 08/09/2021 tarihinde zina nedenine dayalı boşanma davası açtığı, davanın derdest olduğu, davacı vekilinin dosyada eldeki dosya ile birleştirme talebinde bulunduğu belirlenmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "Davalının derdestlik itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının sadakat yükümlülüğün aykırı davranışı nedeni ile ayrı bir boşanma davası açtıklarını, evlilik birliğinin güven sarsıcı davranış nedeni ile temelinden sarsılmasına dayanan boşanma davası olduğunu, Mahkemeniz 2018/821 esas sayılı dava dosyasında karşı boşanma dava nedenimiz evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olup, bu dava ile diğer davanın dayanakları farklı olduğunu,, derdestlik itirazının reddi ile bildirmiş olduğumuz delillerin toplanmasını talep ettiklerini, karşı tarafın delil dilekçesindeki aleyhe hususları kabul etmediklerini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;6100 Sayılı HMK.nun 114/1- ı maddesi uyarınca derdestlik nedeniyle, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
YARGITAY BOZMA KARARI: Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 13.03.2023 tarih 2022/11126- 2023/986 sayılı ilamı ile; "....Davacı-karşı davalı erkek 12.01.2018 tarihinde Kayseri 3. Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmış olup davalı-karşı davacı kadın ise; 26.01.2018 tarihli karşı dava dilekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebe dayalı boşanma davası açmıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, her iki dava ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkek tarafından zina nedenine dayalı, davalı-davacı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş; ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu kabul edilerek, her iki tarafın da boşanma davasının kabulü ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; taraflarca tümüyle istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....
Hukuk Dairesi 2016/13737 E. , 2018/4035 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, zina hukuksal nedenine dayalı davasının kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden, davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın lehine verilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebeplerine dayalı (TMK m.166/1) boşanma talebine ilişkindir. Zina eylemi özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m.166/1) sebebi de oluşturur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili, boşanma davasının reddi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi yapıldığı gerekçeleriyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. C....
Davacı zina ve evlilik birliğinin sarsılması" sebeplerine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur. Bu durumda davacı erkek davasında hem zina (TMK.m.161) hem de evlilik birliğinin sarsılmasını (TMK. m. 166/1) hukuki sebep olarak göstermek suretiyle, özel ve genel boşanma sebeplerine birlikte dayanarak boşanma talep etmiştir. Yapılan yargılama neticesinde mahkemece davacının davası kabul edilerek, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, kısa karar da zina (TMK m. 161) sebebiyle açılan boşanma davası yönünden ise olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de gerekçeli kararda "zina nedeniyle açılan davanın reddine " ilişkin gerekçe yazılarak gerekçe ve kısa karar arasında çelişki yaratılması doğru bulunmamış mahkemece bu hususta kazanılmış haklar dikkate alınarak değerlendirme yapması gerektiği sonucuna varılmıştır....