İcra Hukuk Mahkemesince, yargılamaya konu olayda kıymet takdir işleminin Erdemli İcra Müdürlüğü’nün 2020/9 Talimat sayılı dosyasından yapılması karşısında bu işleme yönelik şikayet ve itirazları inceleme yetkisinin Erdemli İcra Hukuk Mahkemeleri’ne ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Erdemli İcra Hukuk Mahkemesince ise, davanın İİK 128/a. maddesi uyarınca kıymet takdir işlemine şikayet olup, kıymet takdirine itiraz davasına konu taşınmaza haczi koyan icra iüdürlüğünün İstanbul 10. İcra Müdürlüğü olduğu, İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6270 Esas sayılı dosyasından Erdemli İcra Müdürlüğü’ne talimat yazılarak taşınmazın kıymet takdirinin yaptırıldığı, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin esas icra müdürlüğüne ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; ihaleye konu 28 parsel 2 nolu bağımsız bölüm ve 706 parsel sayılı taşınmazlar yönünden satış ilanının icra dosyasına borçlu şirket adına vekaletname sunan vekile 07.04.2021 günü elektronik yolla tebliğ edildiği, öğrenme tarihi ile satışın yapıldığı 02.06.2021 tarihleri arasında geçen sürenin makul süre olduğu, şikayet dilekçesinde borçlu vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu yönünde bir iddianın bulunulmadığı, kıymet takdiri raporu borçlu vekiline 27.01.2020 tarihinde elektronik yolla tebliğ edildiği, kıymet takdirine ilişkin fesih sebeplerinin bu tarihten itibaren 7 gün içinde, satış ilanına ilişkin fesih sebeplerinin satış ilanının tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayete konu edilmediğinden fesih sebebi yapılamayacağı, şikayetçinin kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, takip dosyasındaki...
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edenler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...’ya ait ... İli ... İlçesi 1 Mahalle 982 Ada 388 Parsel kayıtlı taşınmazda eşi ve ... ikamet ettiğini bu evin haline münasip bir aile konutu olduğunu, İİK m.82/2-12 gereğince haline münasip evin haczedilmesi caiz olmadığını, davacı ... yönünden AYM’nin emsal kararına göre aile hayatına saygının ihlali yönünden dava açma ve haczin kaldırılması talebinde bulunma hakkı olduğunu belirterek şikayetlerinin kabulü ile satışın durdurulması ile satışın iptali ve haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacı ...'...
alınmış dosya bulunması davalı alacaklının alacağına kavuşmuş olması sebebiyle satışın öncelikle durdurulması akabinde düşürülmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlattığı, 27/03/2019 tarihli kıymet takdir işlemi ile 102.500,00 TL muhammen bedel tespit edildiği, borçlunun takibin iptaline ilişkin davasının reddi kararını istinaf ettiğini belirterek satışın durdurulmasını talep ettiği, 24/07/2020 tarihli müdürlük kararında, İİK’nun 149/a-2 maddesi gereğince satışın durdurulması için teminat yatırılması gerektiğinin belirtildiği, taşınmazın 14/09/2018 tarihli birinci artırmada 121.100,00 TL bedelle davalı ihale alıcısına ihale edildiği görülmüştür. İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, ihale bedelinin, en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'...
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın muhammen değerin üzerinde satılması nedeni ile zarar unsuru oluşmadığından davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, kıymet takdirinin iki yıl süre ile geçerli olduğunu, kıymet takdir raporunun davacıya tebliğine rağmen kıymet takdirine itiraz etmediğini, satışın durdurulmasına ilişkin davada verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmasının satış yapılmasına engel olmadığını, satış ilanında satış ilanına ilişkin tüm bilgilerin doğru ve eksiksiz yer aldığını, ihaleye katılımın normalin üstünde olduğunu, tebligat eksikliği sebebi ile ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayana ait olduğunu, davacı borçluya satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiğini bildirerek, davanın reddine, davacı aleyhine ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına karar verilmesini istemiştir....
DAVA Borçlu şikayet dilekçesinde; kendisi adına çıkarılan satış ilanının Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirdikleri yeni adresleri yerine eski adreslerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulüne uygun olmadığını, diğer ilgililere yapılan tebliğlerin usulsüz olduğunu, kıymet takdirine itirazları üzerine mahkemece verilen kısmen kabul kararının ilgililere tebliğ edilmediğini, taşınmazın köyde bulunması nedeniyle satışın belediye ve köyde ilan edilmesinin talep ve talibi artıracağını, gazete ilanının usulüne uygun yapılmadığını, ihale tutanağının usulüne uygun olarak tutulmadığını, ipotek alacaklısından ipoteğin devam edip etmediği ve ipotek bedelinin altında satışa muvafakati olup olmadığının sorulmadığını ileri sürerek taşınmaz ihalesinin feshini talep etmiştir. II....
Kıymet takdirine itiraz yargılaması neticesinde Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E 2020/40 K sayılı kararı ile şikayet konu taşınmazların her birinin muhammen bedelinin 160.868,00 TL olduğu belirlenmiştir. Taşınmazların ihale bedelleri ise 168.000,00 TL ve 173.000,00 TL dir. Buna göre ihale bedellerinin muhammen bedelden fazla olduğu görülmektedir. Her ne kadar şikayetçi tarafça taşınmazların değerinin düşük belirlendiğinden bahisle kıymet takdirine itiraz edilmiş ve bu itirazlar fesih sebebi olarak da ileri sürülmüş ise de, Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E sayılı dosyasından yapılan kıymet takdirine itiraz yargılamasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun şikayetçi asile ve vekiline tebliğ edildiği, anılan yargılamada bilirkişi raporuna itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları uyarınca kıymet takdirine itirazlar fesih sebebi olarak ileri sürülemeyecektir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kıymet takdirine itiraz üzerine verilen kararlar kesin olmakla birlikte anılan hükümlerin ihalenin feshi aşamasında incelenebileceği mahkemece nazara alınmaksızın ve kıymet takdirine ilişkin itirazları hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeksizin hukuki yarar yokluğundan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıymet takdiri şikayetinin süresinde yapılmış olması halinde fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin iddia hakkında konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle (icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdirinde ihale konusu taşınmazın değerinin belirlendiği tarih esas alınarak) şikayete konu taşınmazın bedeline ilişkin bilirkişi raporu alınması, bilirkişi tarafından tespit edilen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı denetlenip mahkemece doğru olduğuna kanaat getirilmesi halinde tespit edilen bu bedelin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunanlar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunan borçlu şirketin bir kısım taşınırlarının satışı sonrası... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2013/4835 E. sayılı icra dosyasında düzenlenen 31.07.2013 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunan bankanın haczi düştüğü halde ilk sırada pay ayrılmasının usulsüz olduğunu, ilk sırada müvekkiline pay ayrılması gerektiğini ileri sürerek, anılan sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan Banka vekili, avansını da yatırmak suretiyle süresinde satış talebinde bulunduklarını, taşınırlar üzerindeki hacizlerinin ayakta olduğunu, sıra cetvelinin usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....