Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

anlaşılmakla davacının kıymet takdirine itiraz ve ihalenin feshi yönündeki şikâyetlerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."...

Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Kaldı ki, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....

    Sayılı dosyasından yapılan ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı müvekkillerinin satışa konu icra dosyasında borçlu sıfatı ile yer aldığını, satış öncesinde Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/201 esas sayılı dosyasında görülen kıymet takdirine itiraz davasında müvekkillerinin davalı olmasına rağmen kendilerine dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediğini, satışa esas alınan kıymet takdirine itiraz davasının taraf teşkili sağlanmaksızın görüldüğünü, bu şekilde karara bağlandığını, borçluya kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, icra müdürlüğünün satış ilanının tebliğine karar verdiğini, satış ilanını tüm ilgililere tebliğ edilmeden ihale yapılması sebebiyle ihalenin feshi gerektiğini, ilgililerin ihaleden haberdar olması ve katılımın sağlanmasının ihalenin sağlıklı yapılması için hukuki bir zorunluluk olduğunu, ayrıca...

    Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....

    Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir raporunun borçluya 18/11/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, kıymet takdir işlemine itiraz edilmediğini, şikayetin soyut iddialar içerdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ihale dosyasının incelenmesinde borçlunun ileri sürdüğü sebepler dışında kamu düzenini ilgilendiren bir hukuka aykırılık tespit edilmediği, kıymet takdiri raporunun ihalenin feshini talep eden borçluya tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine şikayet yolu ile kıymet takdirine itiraz etmediği ve kıymet takdirinin bu şekilde kesinleştiği, kıymet takdirinin düşük olmasının ancak kıymet takdirine itiraz edilmesi halinde değerlendirilebileceği, ihalenin feshi sebebi olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine, şikayet edenin ihale bedelinin %10' u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir....

    Ek raporun borçlu vekiline 28/03/2021 tarihinde tebliği üzerine, borçlu vekili ek rapora yönelik herhangi bir itirazda bulunmamış, yine alacaklı vekili tarafından da herhangi bir itiraz bildirilmemiştir. Bu halde önceki raporu teyit eden ek rapor benimsenmiş olduğundan mahkemece alacaklının kıymet takdirine itiraz davasının kabulüne karar verilmiş, taşınmazın kıymeti 600.000- TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda, borçlunun süresinde kıymet takdirine itiraz etmemesi, alacaklının açtığı kıymet takdirine itiraz davasında önceki raporu teyit eden ek rapora yönelik olarak itirazda bulunmaması gözetildiğinde mahkemece yaptırılan kıymet takdiri neticesinde taşınmazın kıymetinin kesinleştiğinin kabulü gerekip, mahkemece belirlenen kıymet üzerinden satışa gidilmesinde usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır....

    ve taşınmazın değerinin 320.000 TL olarak belirlendiğini, kıymet takdir raporuna ilişkin şikayet sonuçlanmadan taşınmazın açık arttırmaya çıkarılarak ihalesinin yapılamayacağını, taşınmazın kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini beyan ederek; kıymet takdirine itirazlarının kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

    Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Kaldı ki, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....

      Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, icra müdürlüğünce 21/01/2022 tarihinde yapılan kıymet takdiri üzerine düzenlenen bilirkişi raporunun davacıya 19/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24/02/2022 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettiği, Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/85 Esas 2022/216 Karar sayılı kararı ile taşınmazın değerinin 1.000.000,00 TL olarak tespit edildiği ve taşınmazın bu muhammen bedelle satışa çıkartıldığı tartışmasızdır....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusundan sonra şikayetçinin öldüğü, mirasçılarını gösterir veraset ilamı ile mirasçılarının vekaletnamelerinin sunulduğu, şikayetçi borçlunun kıymet takdir değerinden haberdar olduğu ve kıymet takdirine itiraz yoluna başvurduğunun görüldüğü, kıymet takdirine ilişkin şikayetin usulden reddi kararının hukuka aykırı olduğu iddiası olmadığı, satış bedeli muhammen bedelin üzerinde olduğundan şikayetçinin avukatına satış ilanının hukuka aykırı tebliğ edildiği iddiasıyla ihalenin feshini istemekte de hukuki yararı olmadığı, ihalenin yapıldığı tarih itibariyle ihalenin feshi istemi değerlendirildiğinden, taşınmazın ihalesinin yapılmasından sonra taşınmazın değerinin artmış olmasının bu şikayete etkisi olamayacağı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesince, ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine hükmedilmiş olması hukuka uygun olsa da red gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğinden...

        UYAP Entegrasyonu