Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti.nin usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunarak icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece dosyaların birleştirilmesinin ardından verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, bu defa asıl ve birleşen davalar yönünden İİK’nın 170/a-son maddesi uyarınca, borçlunun imzaya itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, çek tazminatı yönünden borca itirazın kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 170/a. maddesi, alacaklının takip hakkı ve senedin kambiyo vasfının, süresinde ileri sürülen itiraz veya şikayet sırasında mahkemece re’sen dikkate alınacağına ilişkin olup, maddenin son fıkrasında; "her ne suretle olursa olsun, imza itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise, bu madde hükmü uygulanmaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, hükme esas alınan ... 1....

    Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunu'nun 170. maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK'nun 209. maddesinin uygulama yeri yoktur....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2018/607 ESAS - 2020/122 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, takip konusu imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzaya ve borca itiraz ettiklerini belirterek, davanın kabulünü, takibin durdurulmasını, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

      Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasına sunulan ve Uyap sistemine 19.02.2016 tarihinde tarandığı anlaşılan, 04.02.2016 havale tarihli dilekçe ile, ödeme emri tebliğ edilen Şehmus Turan isminde bir çalışanın bulunmadığı ileri sürülerek, ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2015/216934 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve senetteki imzaya itiraz edildiği görülmüştür. Borçlunun şikayet dilekçesinde, bu dilekçedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacı tarafça açılan imzaya itiraz davası yasal süre geçtikten sonra açıldığından reddine, şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, imzaya itiraz davasıdır. Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış olup incelenmesinde: takip alacaklısı vekili tarafından takip borçlusu T1 aleyhine 58.937,42- Euro üzerinden Örnek No:10 sayılı icra ödeme emri ile takibe girişildiği ve takibin kesinleştiği görülmüştür. İK'nın 168/4. maddesine göre; borçlunun, takibe konu kambiyo senedindeki imzaya itirazını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....

        Mahkemece, gerekli teknolojik cihaz ve teknikler kullanılarak yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve imzanın davacıya ait olmadığı yönünde kesin kanaat belirten bilirkişi raporunun esas alınmasında ve imzaya itirazın kabul edilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak, takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle imzaya itirazın incelenmesi sırasında Cumhuriyet Savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava bekletici mesele yapılamaz. Bu yüzden davalı vekilinin soruşturma dosyasına dair istinaf talebine itibar edilememiştir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece yaptırılan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunda incelenen senedin düzenleme tarihinin 31/05/2017 olarak yazıldığını, oysa icra dosyasında senet düzenleme tarihinin 31/05/2018 olduğunu, kısıtlı borçlunun 07/04/2018 tarihinden itibaren cezaevinde yattığını, dolayısıyla 31/05/2018 tarihinde senet düzenlenmesinin imkansız olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraz talebine ilişkindir. Adana 11....

        Davalı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davacının itiraz sebeplerini araştırmadan takibi durdurduğunu, dava dilekçesinde imza inkarı ve borcun olmadığı, senedin sahte olduğu şeklinde itiraz ettiğini, davacının imza örneklerini almadan senedin sahte olup olmadığını araştırmadan davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, takibin iptali talebine ilişkindir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 17.07.2018 tarih ve 2018/758 E. 2018/930 K. sayılı kararı ile borçlunun TMK.nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra 17.04.2019 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3- 4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine, vasiye gönderilen icra emrinin kısıtlı borçluya gönderilen ilk icra emrinin aynısı olduğu görülmektedir....

        Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....

          UYAP Entegrasyonu