Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından "itirazın iptali" davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, "takibe itiraz" sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

    İtirazın iptali davalarının en önemli niteliği, bu davaların icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalar olmasıdır. Bu nedenle, bu davalarda takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. İtirazın iptali davalarının icra takibine bağlı davalardan olmasının doğal sonucu; davacının icra takibine konu edilen alacağının varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır. İtirazın iptali davasının konusu, ilamsız icra takibine borçlunun yaptığı itirazın haklı olup olmadığıdır. Mahkeme itirazın haklı olup olmadığını tespit ederken icra takibinin dayandığı takibi esas almalıdır. Alacaklı takip yapılırken dayanmadığı bir belgeye dayanarak itirazın iptali davası açamaz. Aksi halde itirazın iptali davasının normal bir alacak davasından farkı kalmaz ve bu sonuç davanın takip hukuku sistemi içindeki yeri ile bağdaşmaz. İtirazın iptali davasının konusu itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki taşıma işinden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak başlatılan icra takibindeki asıl alacak dışında kalan icra vekalet ücretine, icra giderlerine ve icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası her şeyden önce bir alacak davasıdır. Takip konusu alacağa ilişkin olmayan, yani alacaklının doğrudan doğruya takibat icrası hakkına ilişkin olan (icra vekalet ücreti, icra giderleri gibi) itiraz hallerinde, alacaklı itirazın iptali davası açamaz; sadece itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabilir. Aynı şekilde, borçlunun sadece yetki itirazının iptali istenecekse alacaklı genel mahkemede itirazın iptali davası açamaz....

      Sonuç olarak davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile itirazın iptali davası adli yargının görev alanında bulunduğundan mahkemece dava ön şartı olan geçerli bir icra takibinin bulunmaması nedeniyle dava red edilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın iptali davasında idari yargıyı görevli kabul eden çoğunluk görüşüne karşıyım....

        (III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davalı tarafından ödenmeyen ürün bedellerinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası ancak takip konusu alacağa ilişkin olarak yapılan itirazlara karşı açılabilir. Bu tür davalarda yetki genel hükümlere göre belirlenmektedir. Borçlu takibe vaki itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik bu itirazı karara bağlayacaktır. İtirazın iptali davasının koşullarından (dava şartı) biri de; itirazın iptali davası için yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin bulunmasıdır. İtirazın iptali davası takip dolayısıyla icra hukukunun kendine özgü kuralları ile sıkı sıkıya bağlı kendine has bir dava türüdür, bu nedenle bu şekilde açılan davayı alacak davasına dönüştürerek sonuçlandırmak mümkün değildir....

          beyan ederek itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK 67 maddesi gereğince İtirazın İptaline ilişkindir. Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tesbit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, sonuca etkili değildir....

              Esasına kaydı yapılmış olup borçlu tarafından işbu dosyadan gönderilen ödeme emrine karşı da davalı borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz itiraz edildiğini ve bunun üzerine takip durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmü yer almaktadır. Bir yıllık süre içinde açılan dava, teknik anlamda bir itirazın iptali davasıdır ve ancak bir yıl içinde açılan davanın kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur....

                Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınmalıdır....

                (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/11/2013 gün ve 2013/13- 372 E., 2013/1606 K. sayılı kararı) Dosya kapsamında yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi tarafından, mahkemece yetkiye itirazın iptali bakımından açıkça bir hüküm kurulmadığı gibi "fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine" şeklindeki hüküm fıkrasından yetkiye ilişkin itirazın iptali talebinin reddedildiği hüküm lafzından anlaşıldığı gerekçesi ile icra memur işleminin yerinde olduğu belirtilmiş ise de itirazın iptaline konu ilamda hükümde belirtilen tutar yönünden takibin devamına karar verildiği, yukarıda belirtildiği üzere itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisiz olması halinde işin esasına girilmeden davanın reddi gerektiği, ilamda ise buna ilişkin bir hususa yer verilmediği gibi hükümdeki fazlaya ilişkin taleplerin reddine ilişkin kısmın esasa dair olduğu, bu ilamlardaki itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin hükmün takibin devamı için yeterli olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle davacı vekilinin...

                UYAP Entegrasyonu