Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesinin 2015/143 Esas sayılı dosyası getirtilip incelenmeden istirdat davası sonucuna göre iş bu davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu değerlendirilmeden Mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmiş olması hatalıdır. Yapılacak iş; dava dışı asıl borçlu ... Tic. A.Ş.'nin Kurum'a karşı açtığı istirdat davasına ilişkin dosyayı araştırmak, davacı tarafa bildirmesi için ihtar da bulunmak... I. İş Mahkemesinin 2015/143 Esas sayılı dosyanın getirtilerek incelemek gerektiğinde istirdat davasını bekletici mesele yaparak, kesinleşecek sonuca göre davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunu değerlendirip karar vermekten ibarettir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re’sen göz önüne alınır.İcra İflas Kanununun 72.maddesinde öngörülen ve yukarıda özellikleri açıklanan istirdat davası, BK.m.61 (TBK'nun 77) ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır....

      "Menfi tespit davasının yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüş olması (m.76/2), menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması halinde davacı borçlunun talebi üzerine davalı alacaklının tazminata mahkum edilmesine engel olmaz. İstirdat davası, menfi tespit davasının devamı olup, cebri icra tehdidi altında gerçekleşen ödeme sebebiyle borçlunun serbest iradesi dışında, kanun hükmü gereği kendiliğinden bu dönüşüm vuku bulduğundan, davacı borçlu istirdat davasına dönüşüm olmasaydı alacağı tazminattan, yoksun bırakılmamalıdır." (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2014, Ankara, s.404-405) "İİK m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde de, m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir kanısındayım....

        İstirdat davasının açıldığının anlaşılması halinde mahkemece ödeme yasağı kaldırılmamalı bu hususta gereken karar istirdat davasına bakan mahkemece verilmesi gerektiğinden tedbirin akibeti bu mahkemeye bırakılmalıdır. İstirdat davasının açılmaması halinde ise ödeme yasağına ilişkin tedbir kararının kaldırılması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay ... Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Mahkeme yönünden bağlayıcılığı mutlak olan bu hükmün davacının ıslah vs. gibi herhangi bir aktif tutum belirlemesine de ihtiyaç göstermeyeceği tartışmasızdır. Kanun koyucu burada: ödemenin vuku bulmasıyla beraber salt tespit hükmü kurmanın, sonuca etkili olmayacağı; uğranılan zararın telafisini mümkün kılabilecek istirdat gibi infazı kabil bir hukuki enstrüman dururken, menfi tespitle yetinmenin uyuşmazlığı tümden nihayetlendirmeyeceği gerçeğinden hareket etmiştir....

              İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şart ise, maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehditi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (İİK.m.72/Vll). İstirdat davasında önemle vurgulanması gerekli bir husus daha vardır ki, o da; borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerekir (İİK.m.72/Vll)....

                İcra Hukuk Mahkemesi 'nin 2017/398 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada, takibin iptaline karar verilmiş, bu suretle oluşan ve davacı tarafından fazla ödendiği belirtilen toplam 14.756,26- TL 'nin tahsili amacıyla açılan istirdat davasında ilk derece mahkemesince, İİK 'nun 361 maddesindeki icranın iadesi müessesesinde ayrıca hükme hacet kalmaksızın fazla tahsil olunan paranın geri alınacağı, yine aynı kanunun 40. maddesine de benzer düzenlemenin bulunduğu, bu nedenle davacının istirdat davası açmasında hukuki yararının bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddine yönelik karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ihtirazı kayıt sunulmaksızın ödeme yapıldığı ve davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile, davacı vekili tarafından ise, istirdat davasının şartlarının oluştuğu, ayrıca istirdat açmak ve icranın iadesi yoluna başvurmak hususunda seçim haklarının bulunduğu, Erzurum İcra Hukuk Mahkemesi...

                İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....

                Davacı vekilince ibraz eden aleyhine istirdat davası açmak üzere kesin süre verilmesine rağmen istirdat davası açılmadığı arabuluculuk bürosuna başvurulduğu belirtilse de istirdat davası açılması için arabuluculuk son tutanağının bu aşamada dava şartı olmadığı söz konusu çek yönünden zayi talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine, Dair talep eden vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ----------Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/06/2023...

                  UYAP Entegrasyonu