Davacı tarafça, dava konusu senedin bedelsiz kaldığı iddia edildiğinden ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının senedin bedelsiz kaldığını yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı tarafça tanık dineltilmek istenilmiş ise de, mahkemece tanık dinletme talebi reddedilmiş ve yemin deliline de dayanılmış ise de, 21.5.2019 tarihli dilekçe ile yemin delilinden vazgeçildiği beyan edilmiştir. Bu itibarla, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
nin senedi başkasına verdiğini, senet kendisine iade edilince tarafına vereceğini belirtip senedi iade etmediğini, ... hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ve hapis kararı çıktığını, şahısın ceza evine girdiği için bedelsiz kalan senedin kendisine iade edilmediğini, davalı ... ve ...'nin anlaşarak bu bedelsiz senedi haksız ve hukuksuz olarak tahsil için icraya koyduğunu, davalı ...'ın da kendisine asıl borçlu olan ... olmasına rağmen takibi kendisine yönelttiği için kötü niyetli olduğunu, kendisinin davalı ile hiç bir alışverişi olmadığını, senedin dolaylı yollardan ...'ın eline geçtiğini ve icra takibi başlatıldığını, yerel mahkemece, kendisinin beyanlarının dikkate alınmadığını ve tanıklarının dinlenmeyerek davanın reddine karar verildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden ...'...
nin senedi başkasına verdiğini, senet kendisine iade edilince tarafına vereceğini belirtip senedi iade etmediğini, ... hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ve hapis kararı çıktığını, şahısın ceza evine girdiği için bedelsiz kalan senedin kendisine iade edilmediğini, davalı ... ve ...'nin anlaşarak bu bedelsiz senedi haksız ve hukuksuz olarak tahsil için icraya koyduğunu, davalı ...'ın da kendisine asıl borçlu olan ... olmasına rağmen takibi kendisine yönelttiği için kötü niyetli olduğunu, kendisinin davalı ile hiç bir alışverişi olmadığını, senedin dolaylı yollardan ...'ın eline geçtiğini ve icra takibi başlatıldığını, yerel mahkemece, kendisinin beyanlarının dikkate alınmadığını ve tanıklarının dinlenmeyerek davanın reddine karar verildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden ...'...
nin senedi başkasına verdiğini, senet kendisine iade edilince tarafına vereceğini belirtip senedi iade etmediğini, ... hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ve hapis kararı çıktığını, şahısın ceza evine girdiği için bedelsiz kalan senedin kendisine iade edilmediğini, davalı ... ve ...'nin anlaşarak bu bedelsiz senedi haksız ve hukuksuz olarak tahsil için icraya koyduğunu, davalı ...'ın da kendisine asıl borçlu olan ... olmasına rağmen takibi kendisine yönelttiği için kötü niyetli olduğunu, kendisinin davalı ile hiç bir alışverişi olmadığını, senedin dolaylı yollardan ...'ın eline geçtiğini ve icra takibi başlatıldığını, yerel mahkemece, kendisinin beyanlarının dikkate alınmadığını ve tanıklarının dinlenmeyerek davanın reddine karar verildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden ...'...
Bu temel ilişkinin senet metninde yer almaması kıymetli evrak hukukunda “mücerretlik/soyutluk ilkesi olarak ifade edilmektedir.'' şeklinde açıklamıştır.Kambiyo Senetlerinde İhdasilik: Kambiyo senetlerinde ihdasilik ile anlatılmak istenenin kambiyo senetlerinin aynı zamanda kurucu nitelikte olmaları olduğunu, ''Bedelsiz çek kavramı ya da çekte bedelsizlik kavramı, kanunî bir kavram olmayıp, uygulamada ve özellikle Yargıtay kararlarıyla oluşmuş bir kavramdır. Bu kavram ile temel borç ilişkisindeki karşı edimin yerine getirilmediği ifade edilmektedir. Karşı edimin yerine getirilmemesi nedeniyle çek de bedelsiz hale gelmektedir (AYLİ, Ali/ ÜÇER, Mehmet. “Çekte Bedelsizlik İddiası ve Açılabilecek Dava”, DÜHFD, Cilt: 23, Sayı: 39, Yıl: 2018, s.422.). Bedel, sözlük anlamı ile semen; ivaz; karşılık; bir malın, hizmetin veya hakkın karşılığı olarak verilen para, verilen mal, yapılan hizmet veya bırakılan hak anlamlarına gelmektedir....
Ada ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların devrinin 2006 yılında yapıldığını, açıklamanın devamında bedelini aldıkları bu senetle ilgili Menemen İcra Müdürlüğü’nde 2013/1783 E sayılı takibi açtıklarını belirttiklerini, davalının açık bir şekilde bedelsiz senedi icraya koyduğunu mahkeme içi ikrar ettiğini, bedelsiz senet nedeniyle borçlu olmadığını beyan etmiş; Davalı ise ispat yükünün davacıda olduğunu, 2013/267 esas sayılı dosyadaki cevap dilekçesinde geçen beyanlarının aleyhlerine alılan tenkis davasında savunma kapsamındaki beyanları olduğunu, ikrar olarak kabul edilemeyeceğini, senetlerin bedelsiz olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur....
Ancak, yapılan araştırmada vakıf şerhinin 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tapu kayıtlarına yazıldığının tespit edilmesi halinde vakıf şerhinin terkini için 10 yıllık süreye bakılmaksızın dava açılabilir. Bu durumda 10 yıllık süre geçmiş olsa bile açılan davada önemli olan vakfın niteliğinin belirlenmesidir. Şayet, terkini istenen şerh gayrisahih bir vakfa ait ise kayıtlardaki vakıf şerhi ... İdaresinin ivaz hakkı bulunmadığından bedelsiz kaldırılacak ve fakat bu şerh sahih bir vakfa ait ise terkin ivaz karşılığı yapılacaktır. Olayın 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesi ve 2.4.2004 tarih 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bir ilgisi yoktur. Çünkü vakıf taşınmazlardaki ... İdaresinin hakkı taviz bedeliyle sınırlıdır. Eski hukukumuzda kaynağını Arazi Kanununun 4. maddesinden alan ve vakıfları mülkiyet hakkının devredilip edilmemesine göre vakfın nitelik bakımdan ayıran iki türünden bahsetmek yerinde olacaktır. Bunlardan ilki, sahih vakıflardır....
verilmesini davalının “http://www...com” şeklinde kullandığı alan adı internet sitesinin de karışıklığa sebebiyet verdiğinden alan adının da terkini gerektiğini belirterek davalı ticaret unvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Madde gereğince dava açma hakkının yitirildiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.04.2009 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın tapu kaydındaki şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.09.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 106 ada 1 sayılı parselde tapu kütüğünün beyanlar hanesinde “ahşap 2 katlı ev ...’na aittir” belirtmesi bulunduğunu, binanın ekonomik ömrünü tamamladığını, kullanılamayacak durumda olması nedeniyle mevcut belirtmenin bedelli ya da bedelsiz olarak terkinini talep etmiştir. Davalılardan ..., 106 ada 1 sayılı parselin üzerindeki binanın kullanılabilecek halde olduğunu, davanın reddini savunmuştur....