İpotek alacaklıları olan ... ve ... temyiz başvurularında, ipotek bedelini kabul etmediklerini, kanuni ipotek olup yargılama gerektirdiğini ve muhtıra tebliğlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek İİK'nun 153. maddesinin uygulanamayacağını ileri sürmüşlerdir. O halde mahkemece, öncelikle duruşma açılıp taraf teşkili sağlanarak ipotek alacaklılarının iddia ve delillerinin araştırılması ile İİK’nun 153. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı denetlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Davalı ipotek alacaklılarının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
bedelli ipotek konulduğunu ayrıca davalının ipotek akit tablosunun 5.maddesinde ipotek limiti miktarınca borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu kabul ve beyan ettiğini, ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrildiği ancak satış bedelinin borcu karşılamadığını, bu nedenle ipotek limitini aşan kısmın tahsili için icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili çevabında, taraflar arasında tesis edilen ipoteğin üst sınır ipoteği olup, ipotek verenin sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkiliinin ipotek bedelini ve fer'ilerini dahi ödediğinden davacı bankaya hiçbir borcu kalmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre davalının dava dışı ... Denizcilik ...A.Ş.'...
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " düzenlemesi kabul edilmiştir Somut olayda; ipotek alacaklısı mirasçıları tarafından, icra dairesince çıkarılan muhtıraya karşı icra müdürlüğüne sunulan dilekçede ve temyiz dilekçesinde, ipotek bedelinin gerçek alacak miktarını yansıtmadığının ileri sürüldüğü görülmektedir. İpotek alacaklısı mirasçıları, ipotek bedelindeki uyuşmazlığı gerekçe göstererek parayı almaktan imtina etmişlerdir. Bu durumda ipotek bedeli yargılamayı gerektirip İİK'nun 153. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden mahkemece istemin reddi gerekirken, kabulü ile ipoteğin fekki yönünde hüküm tesisi isabtesizdir....
Ayrıca ipotek senedinde borcu garanti edilen kişi veya kişilerin ismen ve açıkça belirtilmesi gerekir. İpotek ile verilen garantinin ipotek senedinde adi yazılı belgelere yapılan atıflarla başkaca kişilere doğru genişletilmesi mümkün değildir. Somut olayda; ipotek veren davacı bu ipotek senediyle lehine ipotek verdiği davalı bankaya karşı sadece bankanın ismi açıkça zikredilen kredi müşterisinin borcunu garanti etmiştir. İpotek senedinde bu ipoteğin kredi müşterisinin kredi sözleşmesine kefil olan kişilerin de bankaya karşı olan borçlarının garantisi olacağı şeklindeki ifadenin bu kişilerin isimleri ipotek senedinde açıkça yazılı olmadığından hukuki kıymetli ve ipotek vereni bağlayıcı bir durumu yoktur....
Hukuk Dairesinin 16/05/2019 tarih 2018/12393 esas 2019/9824 karar sayılı ve 27/02/2014 tarih 2013/20950 Esas 2014/5349 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, ipotek tesis edildiği sırada kayıt maliki olan kişinin taşınmazı sonradan 3. şahsa satması halinde taşınmazı sonradan satın alan yeni malik tapuda yazılı ipotek bedeli ile sınırlı olarak ipotek bedelinden sorumlu olacağından, davalının sorumluluğu tapuda yazılı ipotek bedeli kadar olmakla, ipotek bedelinin artırılmasının bu davalı yönünden hukuken mümkün olmadığı kanaatine varılarak; Davanın REDDİNE, dair karar verildiği görülmüştür. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir....
H.D. 2011/16722 Esas 2011/16988 Karar sayılı ilamı) Dosyada fotokopisi olan İpotek senedinde, ipotek verenin ipotek kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçların alacaklı bankaya ödenmemesinden müteselsilen sorumlu olduğu kabul edildiğinden, ipotek senedinin onaylı örneği getirtilerek bu şekilde hüküm olduğunun anlaşılması halinde davalının da ipotek limiti kadar sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda belirtilen emsal içtihatlarda bu yöndedir. Banka lehine verilen ipotek limiti 400.000,00 TL'dir. Bu nedenle, ipotek senedinin onaylı örneği getirtilerek bu şekilde hüküm olduğunun anlaşılması halinde davalının da ipotek limiti kadar sorumlu olduğu olduğu kabul edilerek yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir....
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda; ipotek alacaklısının mirasçıları tarafından verilen temyiz dilekçesinde, ipotek bedelinin gerçek alacak miktarını yansıtmadığı ve bununla ilgili olarak dava açtıklarını, açılan davanın ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/197 Esasına kayıtlı olarak halen devam ettiğini belirttikleri görülmektedir. Keza ipotek alacaklısının mirasçıları ipotek bedelindeki uyuşmazlığı gerekçe göstererek parayı almaktan imtina etmiştir....
Davacı, 5250 ada 39 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek; o tarihteki 755 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Birleştirilen davada, davalılar ipoteğin 1996 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığını, ipotek bedelinin artırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, ipotek bedeli 4.693,10 TL olarak güncelleştirilmiş, bu bedel depo ettirilerek ipoteğin terkinine ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca ... Sicil Tüzüğünün 31/son maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir....
GEREKÇE: Dava, alacağı temlik eden banka lehine tesis olunan ipotek akit tablosunda şahsen kefil olan davalının sorumluluğu kapsamında kaldığı iddia edilen alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazının iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ipotek akit tablosundaki kefalet hükmünün geçerli olup olmadığı noktasındadır. Davaya temel olan icra takibinin dayanağı ipotek senedinde, davalı taraf adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davadışı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını oluşturmak üzere davacı banka yararına ipotek tesis ettirmiştir. İpotek senedinin 5. maddesinde "ipotek limiti miktarınca borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmanın yanında ayrıca ipotek limiti miktarınca müteselsil kefil sıfatıyla da sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt ettiği" düzenlenmiştir. İpotek tesisi 21/04/2006 tarihinde, yani 818 sayılı B.K yürürlükte iken gerçekleştirilmiştir....