şar hisse sahibi olduğundan 187.500,00TL ipotek limiti ile sorumlu olduklarını, alacaklı tarafın ipotek limitlerini aşan miktarda bir icra takibi başlattıığını, İcra müdürünün , tapu kayıtlarını kontrol etmeden, ipotek senedine aykırı, usul ve yasaya aykırı şekilde icra emri düzenlediğini, ipotek limitlerini aşan miktarları kabul etmediklerini, icra takibi başlamadan önceki süreçte de, müvekkillerinin sadece ipotek ile ve ipotek miktarı ile sınırlı olarak sorumlu olmalarına rağmen alacaklı banka tarafından müvekkillere müteselsil borçlu/kefil iddialarıyla ihtarnameler gönderdiğini, Bu ihtarnamelere müvekkillerinin itiraz ettiğini, müşterek-müteselsil kefil ifadelerini kabul etmediklerini, İcra takibinde, müvekkillerinin yalnızca ipotekli taşınmaz hisseleri ile ve ipotek limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olduklarının açık şekilde belirtilmesi gerekirken, somut takipte böyle bir ifade bulunmadığını, takip talebinde, müvekkillerin ipotek veren 3. kişi olduklarının ve yalnızca ipotek...
Mahkemece Gördes Tapu Müdürlüğünden getirtilen belgeye göre, söz konusu taşınmaz üzerinde 09/09/2004 tarihli 1116 yevmiye nolu işlem ile tesis edilen 20.000.000.000 lira bedelli ipotek, 2012 yılında TAKBİS sistemine geçiş sırasında sehven 20.000.000,00 ETL olarak girilmiş, taşınmazın T4'a satışına ilişkin 04/02/2009 tarihli 250 yevmiye nolu resmi senette ipotek bedeli güncellenerek, 20.000 TL olarak belirtilmiştir. Bu halde, İİK 153. Madde prosedünün uygulanmasında esas alınması gereken ipotek akit tablosu ve ipotek akdinde yazılı ipotek bedeli olup ipotek alacaklısı davacıya tebliğ edilen 11/09/2018 tarihli muhtırada belirtilen ipotek bedeli doğru olmadığından ve anılan durumda İİK'nın 153. Madde prosedürünün yerine getirildiğinden sözedilemeyeceğinden mahkemece şikayetin kabulüne ilişkin karar tesisinde isabetsizlik olmayıp davalı vekilinin istinaf talebinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ipotek sebebinin gerçekleşmediğini iddia etmişse de, 26.02.2008 tarihinde bizzat Tapu Müdürlüğü önünde 90.000-TL bedelli ipotek verdiği, bu bedelin kendisine ödenmediğini iddia etmesine rağmen aradan l0 ay geçtikten sonra da ipotek bedelini 200.000-TL'ye yükseltmiş olduğu, ipotek tesisinden 4 yıl sonra işbu davayı açtığı, bu suretle davacının tapuda davaya konu ipotek belgesini düzenlediği açık olup düzenlenen ipotek belgesinin geçersizliğinin ispatı için aynı kuvvette bir delil ileri sürülmediği, ipotek belgesi ile kayıtsız şartsız borç ikrarının olduğu, davacının tapuya tescil ettirdiği davalı lehine konulan ipoteğin irade sakatlığı, sahtecilik gibi unsurları barındırmadığı belirtilerek, sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/2. maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz; davacı ... ile davalılar ... (... kızı), ... (... kızı) ve ...'ın ortak murisi ... adına kayıtlı olup taşınmazın üzerinde ... lehine 27.450,00ETL bedelli, 25.10.1980 ödeme tarihli, faizsiz ipotek şerhi mevcuttur. İpotek lehtarı... 06.03.2003 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçılarından ipotek borçlusu ... 28.02.2012 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda ipotek borçlusu ...'ın mirasçısı olan ... (... kızı), davada ipotek lehtarı ... 'ın mirasçısı olarak da yer aldığından davaya muvafakati gerekmemektedir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve birleşen dava, ipotek şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Birleşen davada, ipotek alacaklıları 04.05.1966 tarihli ipotek akit tablosunda güvence altına alınan ipotek miktarının güncelleştirilmesini ve ipotek borçlarından tahsiline karar verilmesini istenmiştir. Mahkemece, ipotek bedeli ödenmiş olduğundan ipoteğin terkinine, ölü kişiler aleyhine açıldığı anlaşılan davanın reddine, birleşen ipotek bedelinin güncelleştirilmesi ve tahsili talebine ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ve birleşen davanın davacıları ...le ....temyiz etmiştir.1-04.05.1978 tarihli ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere ölü kişinin taraf ehliyeti yoktur. Aleyhine dava açılamayacağı gibi, mirasçıları da davaya dahil edilemez ve dava ıslah edilemez. Bu gibi durumlarda mirasçılar aleyhine yeni bir dava açılması gerekir....
Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. İpotek akit tablosunda eğer bir süre kaydı konulmuşsa bu kayıt o süre geçmeden ipotek alacaklısının icra takibi yapmayacağı anlamına gelir. Yoksa ipotek hüküm ve sonuçlarını terkin edilinceye kadar devam ettirir....
Davaya temel alınan ipotekli takibin dayanağı olan resmi ipotek akit tablosundan davalının davacıdan almış olduğu borca karşılık taşınmazını ipotek verdiği anlaşılmaktadır. İpotek akti "30.06.2003 tarihinde ödeme şartıyla", başka bir ifadeyle vadeli olarak düzenlenmiştir. Dosyaya sunulan 11.07.2002 tarihli sözleşme tapu dışında ve adi yazılı şekilde yapıldığından, resmi ipotek akit tablosundaki hükümleri değiştirir güçte kabul edilemez. O halde uyuşmazlığın resmi ipotek akti çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. İpotek, vadeli tesis edildiğine göre henüz vade gelmeden takibe girişilmesi akde aykırıdır. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), bozma biçimine göre öteki yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan karar uyarınca ipotek alacaklısının mirasçısı ... olduğundan, ...ye İİK 153 maddesi uyarınca muhtıra gönderilmeden ipoteğin fekkedilmesi hukuka uygun değildir. ...nin icra mahkemesinin 7.5.2013 tarihli duruşmasında ipotek bedelinin bugünkü değerine uyarlanması gerektiğini beyan etmiş olup, bu talep yukarıda belirtilen maddede de yazılı olan makbul sebep niteliğindedir. İpotek akit tablosunda "ipotek akit tarihinden itibaren 5 yıl vadeli olup, faizsizdir." şeklindeki açıklama 5 yıl süre ile faiz işlemeyeceğini öngörmekte olup, 5 yıllık vadenin bitiminden itibaren ipotek bedeline yasal faiz işletilmesine engel değildir. Mahkemece şikayetin reddi yerine, ipotek akit tablosunda yer alan bu cümlenin ipotek bedeline faiz istenemeyeceği şeklinde yorumlanması ve uyarlama talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve ipoteğin fekkine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklı ...'...
ın doğmuş ve doğacak borçları ile kefaletinden/kefaletlerinden doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak alacaklı lehine 2. derece 1.500.000 TL bedelle ipotek tesis edildiği, 10.12.2010 tarih ve 43221 yevmiye numaralı ipotek resmi senedinin incelenmesinde ise; resmi senedin “KOŞULLAR” başlıklı bölümünün 1. maddesinde, aynı taşınmaz üzerine ve alacaklı lehine, ....'nin ve ...'ın doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak 3. derece 1.000.000 TL bedelle ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, ipotek borçlusu olan şikayetçi ...'ın, asıl borçlu .. ile alacaklı arasında imzalanan kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olması, 10.12.2010 tarih ve 43210 yevmiye numaralı ipotek resmi senedinde ...'ın kefaletlerinden kaynaklanan borçlarının, 10.12.2010 tarih ve 43211 yevmiye numaralı ipotek resmi senedinde ise ...'...
İcra takip dayanağı ipotek resmi senedi incelendiğinde; 23/09/2008 tarihinde davacının taşınmazı üzerinde dava dışı ... ... Ltd. Şti.'nin borçlarının teminatı olmak üzere davalı banka lehine 250.000,00 TL limit ile üst sınır ipoteği tesis edildiği, ipotek resmi senedinin ikinci maddesinde ipotek maliki davacının ipotek limiti miktarınca borçtan müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunun düzenlendiği görülmüştür. Anılan maddeden açıkça anlaşılacağı üzere davacı ipotek maliki 250.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olup, ipotek resmi senet tarihinde yürürlükte bulunan mülga BK'nun 484 vd. maddeleri uyarınca anılan kefaletin yasanın aradığı resmi koşullara uygun olduğu anlaşılmıştır....