Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 305-306 maddelerinde düzenlenen tavzih, bir hükmün yeterince açık olmaması, icrasında tereddüt uyandırması veya birbirine aykırı fıkralar ihtiva etmesi halinde hükümdeki gerçek anlamın meydana çıkarılması için başvurulan yoldur. Anılan maddelere göre açık olmayan, icrasında tereddüt uyandıran veya çelişik fıkralar içeren hükümlerin tavzihi istenebilir. Tavzih yoluyla talebin ve buna bağlı olarak hükmün ya da doğrudan doğruya hükmün esasının değiştirilmesi mümkün değildir. Mahkemece tüm bu yönler gözardı edilerek tavzih kararı ile yeni hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 12.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    , tescilli mülkiyet sınırları esas alınarak zeminde yaptığı ölçüm sonucu belirlenen fiili el atma miktarınının koordinat değerleri ve alanıyla gösterildiği ancak ve tereddüt oluşturmayacak teknik kroki düzenlenmesi gerektiği Kadastro Müdürlüğünün 04/12/2015 yazısı ile anlaşıldığından; HMK'nun 305.maddesindeki "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflarda her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir." hükmü gözetildiğinde, hükmün tavzihi gerekir.Açıklanan nedenle bu hususta fen bilirkişisinden yeniden ek rapor alınmak suretiyle hükmün infazının sağlanması için ...7....

      KARŞI OY YAZISI Davacı vekili 25/12/2015 tarihli temyiz dilekçesinde temyiz konusunu “yerel mahkemenin hükmün tashihi/tavzihi istemimizin reddine ilişkin kararın temyizen incelenmesi hk” olarak belirtmiş olup 04/12/2015 tarihinde kısa kararın tavzihi için yerel mahkemeye başvurulduğunu ve 16/12/2015 tarihinde talebinin red edildiğini belirterek dilekçesinin sonuç ve talep bölümünde ise açıkça “Kamulaştırma bedelinin 18.750,00 TL olarak tespitine ve fazla ödendiği anlaşılan 834,96 TL’nin ...’ten, 571,28 TL’nin ...’den, 468,75 TL’nin ...’tan alınarak DAVACI KURUMA ÖDENMESİNE” cümlelerinin eklenmesi suretiyle hükmün tashihini/tavzihini HMK 304-305 vd maddeleri uyarınca talep ederim şeklinde açıklayarak hükmün tavzih talebinin reddi kararını temyiz ettiğini belirtmiştir....

        Hukuk Dairesi kararının tavzihi isteğine yöneliktir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi her ne kadar Dairemize verilmişse de dava dosyası incelendiğinde; Davaya ilişkin olarak esas mahkemesi olan Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından 14.04.2016 gün 2016/3807 esas ve 2016/4512 karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararı onanmıştır. Onama kararı taraflarca karar düzeltme yoluna getirilmemekle yerel mahkeme kararı 22.09.2016 tarihinde kesinleştirilmiş olup, Yargıtay 1....

          Asliye Ticaret Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün tavzihi talebinin reddine dair verilen ek kararın süresi içinde davalı ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, müvekkillerinin 13.05.2012 günü araçlarının içerisinde giderken...plakalı ... otobüsünün çarpması sonucunda oğlu ...'nin öldüğünü, ...'in ise ağır yaralandığını, ...'in ağır yaralanması nedeniyle özürlü kalacağını henüz 21 yaşında olduğunu, olaya neden olan davalıların sürücüsü ve sahibi bulunduğu halk otobüsünün asli kusurlu olduğunu belirterek ...'e 100.000,00 TL, ...'e 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini talep etmiştir. Davalı ......

            Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09/10/2018 tarihli ve 2017/466 Esas ve 2018/390 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından tavzihi istenilmiş, Mahkemece talebin maddi hata dilekçesi olarak kabulü ile değerlendirme yapmak üzere Dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmış olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. - KARAR - Yapılan incelemede Dairenin 17.09.2020 tarihli onama ilamı üzerine, hükmün 16/11/2020 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilince hükümde “... Vakfı” yerine “... Vakfı” yazıldığı ileri sürülerek kararın tavzihi istenmiş, Mahkemece karar verilip dosyadan el çekildiği ve dosyanın Yargıtay incelemesinden geçmiş olması da gözetilerek tavzih dilekçesinin maddi hata dilekçesi olarak kabulü ile dosya Dairemize iletilmiştir....

              Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu′nun ″Hükmün tavzihi″ başlıklı 305 inci maddesi; ″ (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.″ hükmünü içermektedir. Davacılar vekili, Mahkemece kurulan hükümde pay ve payda eşitliği bulunmadığından ötürü kararın infazının sağlanamadığını ileri sürmüş ise de, bu hususun yanılgıdan kaynaklandığı, hükümde ″... 60, ar pay çocuğu ... torunu ..., ...″ denirken tek bir kişinin kastedilmediği, ...′un mirasbırakanın çocuğu, ......

                Hukuk dairesi tarafından hükmün onandığı anlaşılmış olup, davacı vekili ve davalı ... Belediyesi tarafından 05.02.2013 havale tarihli dilekçe ile kararın hüküm kısmında hükme esas alınan bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle; s1 ve p1 harfi ile gösterilen yerlerin terkini yerine tescili şeklinde tavzihi talep edilmiş, mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. maddesine göre hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; tavzihi istenilen hususun tereddüt uyandırmayacak şekilde açık olduğu ve çelişkili fıkralar içermediği gibi Yargıtay 5....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. H.U.M.K. m. 455'te; "hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir" denmektedir. H.U.M.K. m. 455'te belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir. Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. H.U.M.K. m. 455'te; "hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir" denmektedir. H.U.M.K. m. 455'te belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir. Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur....

                      UYAP Entegrasyonu