WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/97 Esas-339 sayılı kararı ile TMK'nun 405. maddesi uyarınca vesayet altına alınmasına karar verilen davacı ... adına dava açan vasisi Burhan Tarkan'ın, kısıtlı adına davayı takip edebilmesi için bu davaya ilişkin husumete izin kararının ilgili vesayet makamından temin edilmesinden, Sonra birlikte gönderilmek üzere dosyanın ikinci kez mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/563-3211 sayılı dosyası getirtilerek, adı geçene vasi atandığının anlaşılması halinde vasi yönünden bu davaya ilişkin husumete izin kararı ile varsa vasiden alınan vekaletname ibraz ettirildikten, 2)Davalı ...'in Avukat ...'a verdiği vekaletnameye dosya arasında rastlanmadığından vekaletnamenin dosyaya konulmasından, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yargılama devam ederken, davacı kısıtlandığına göre, vasinin husumete izin (TMK.md.462/8) kararı alması için süre verilmesi ve sonucuna göre kararın dosya içine alınıp birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.21.04.2014 (Pzt.) İşin müzakeresinden ve kararın oluşumundan sonra üyelerden ...'ın, 28.04.2014 günü ölümü sebebiyle kararı imzalaması mümkün olmamıştır (HMK.md.299). 6.5.2014...

        Somut olayda; davacı vasisinin bu davayı açmak üzere husumete izin kararı aldığı anlaşılmaktadır. Ancak, bu dava için verilmiş olan husumet izni, davadan feragat, kabul ve sulh yetkilerini kapsamaz. Davacı vasisinin davadan feragat için Sulh Hukuk Mahkemesinden aldığı yetki (izin) bulunmadığına göre, feragat hususundaki beyanına dayanılarak davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve ... sayılı ilâmıyla kısıtlandığı ve vasi olarak oğlu ...’nun atandığı anlaşıldığından; vasi ... tarafından vesâyet makamından husumete izin kararı alınmış ise, izin kararının onaylı örneğinin, alınmamış ise, buna dair cevabî yazının bu dosya içine konulması, İade kararı bizzat mahkeme hâkimi tarafından titizlikle incelenerek dava ekonomisine aykırı düşecek şekilde yeniden yazışma ve yargılama giderlerine meydan verilmeksizin eksikliklerin bütünü ile yerine getirilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir....

            K. sayılı ilâmıyla kısıtlandığı ve vasi olarak oğlu ... ...’nun atandığı anlaşıldığından; vasi ... ... tarafından vesayet makamından husumete izin kararı alınmış ise, izin kararının onaylı örneğinin, alınmamış ise, buna dair cevabi yazının, dosya içine konulması, İade kararı bizzat mahkeme hâkimi tarafından titizlikle incelenerek dava ekonomisine aykırı düşecek şekilde yeniden yazışma ve yargılama giderlerine meydan verilmeksizin eksikliklerin bütünü ile yerine getirilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Değinilen eksiklikler giderilmek üzere, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine 06.06.2016 günü oy birliği ile karar verildi....

              Dosyada vesayet kararı ile vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Vasi tarafından, kısıtlı davacı adına dava açılabilmesi için TMK'nın 462/8. maddesi gereği, vesayet makamından husumete izin kararı alınması gerektiğinden, Mahkemece; varsa bu kararı sunmak üzere davacı vasisine/vekiline kesin süre verilmesi, vesayet makamından izin alınmadığının anlaşılması halinde, TMK’nın 462/8. maddesine göre, izin alması için vasiye yeterli süre verilip bu hususun bekletici mesele yapılması, vesayet makamınca izin verilmesi halinde, işin esası incelenerek bir karar verilmesi, vesayet makamınca izin verilmemesi halinde HMK'nın 114/1- d-e ve 115/2.maddeleri gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin davanın karara bağlanması isabetsizdir. Yine, vekil varken, borçlunun vasisine gönderilen ve bila tebliğ iade edilen 103 davetiyesine sonuç bağlanarak şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi de hatalıdır....

              izin talebinde bulunması ve mahkemesinin esasını bildirmesi için 1 aylık kesin süre verildiği, ara kararın davacı vekiline 01/10/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin ise mahkememiz ara kararı ile alakası olmayan hali hazırda zaten dosyamız arasında bulunan ----- Sulh Hukuk Mahkemesinin -----esas numaralı vesayet dosyasının gerekçeli kararını dosyaya sunduğu, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkememizce de re’sen göz önüne alınacağı, davacı asil hakkında----- Sulh Hukuk Mahkemesinin ---- sayılı kararı ile eşi ----- vasi olarak atandığı ve vesayet altına alındığı, vesayet altındaki kişinin davada taraf olabilmesi için 4721 sayılı TMK’nun 462/8 (Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TMK’nun 405/8) maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin almak zorunluluğunun bulunduğu, vesayet altındaki kişi için 4721 sayılı yasanın 462/8 maddeleri gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararının eklenmesi için davacı...

                a vesayeten vasi ... tarafından açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 462/8. Ve HMK'nin 52. maddeleri uyarınca vesayet makamından husumete izin alınarak vasi huzuruyla yargılamanın sürdürülmesi ve böylece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının annesi ...'ye bakma sözü verdiği halde bakmadığı, davacıların kandırılmak sureti ile temlikin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez Dairece; “Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1944 doğumlu mirasbırakan ...'ın 19.03.2011 tarihinde öldüğü ve geriye davacı eşi ... ile davacı kızları ... ve davalı oğlu ...'ın kaldığı, davacı ...'ın ... 1....

                  Bunun yanısıra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 54/1. maddesine göre “ Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hallerde izin belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi taktirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre “ İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması halinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.” 3. fıkrasına göre “ Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması halinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği de açıktır. Ne var ki somut olayda vasi, vesayet dosyasından aldığı yetki belgesiyle eldeki davayı açıp takip etmiş ise de TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı alıp dosyaya sunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu