nin takip ettiği ancak dosya arasında vesayet ve husumete izin kararının bulunmadığı görülmekle sözü edilen kararların temini ile evrakına eklenmesi,geri çevirmeyle istenilen kayıtların eksiksiz dosya arasına alınıp alınmadığı denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ :Husumete İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanununun 488. maddesi ilgililerin vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içerisinde denetim makamına itiraz edebileceğini, denetim makamının gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin olarak karara bağlayacağını hükme bağlamıştır. Denetim Makamı itirazı inceleyip reddetmiştir. Karar kesindir. Açıklanan sebeplerle de temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Gösterilen nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2007...
nun ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine oğlu ...’nun vasi atandığı, anılan kararın kesinleştiği, ancak eldeki dava yönünden vasiye husumete izin kararı verilmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK'nın 114.maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür....
. - 390 sayılı Kararı ile kısıtlandığı ve kendisine oğlu ...’nun vasi atandığı, anılan kararın kesinleştiği, mahkeme kararı kısıtlananın vekiline tebliğ edilmiş ise de kısıtlama kararı ile birlikte vekilin vekalet görevinin sona erdiği, eldeki dava yönünden vasiye, husumete izin kararı verilmediği, mahkeme kararının ve temyiz dilekçelerinin de davacı ...'nun vasisine tebliğ edildiğine dair tebligat evrakının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Bu sebeple, davacı ...'...
ya dava açmaya izin verildiğine ilişkin husumete izin kararı bulunmamaktadır. Ancak, anılan usulü eksiklik dava şartı olmayıp, sonradan tamamlanabileceğinden anılan kararın eksik bulunması davanın hemen reddini gerektirmez. Esasen bu husus üzerinde mahkemece de re'sen durulması zorunludur. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 54. maddesi uyarınca davacı tarafa husumete izin kararını sunmak üzere süre verilip, usuli eksikliğin giderilmesinden sonra işin esasına girilmesi gerekirken bu usuli eksiklik tamamlanmadan uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır. ...-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Yargılama aşamasında davacının kısıtlandığı anlaşıldığından yargılamanın devam edebilmesi için, TMK 462/8 maddesi uyarınca vesayet makamından "husumete izin" kararı alması zorunludur. Dosya içerisinde husumete izin kararının bulunmadığı anlaşılmıştır. Vesayet makamı tarafından husumete izin için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar alınmadan davaya bakılması ve yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır. HMK 353/1- a-6 maddesine göre istinaf incelemesi sonucu ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde bölge adliye mahkemesi tarafından, esası incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın karar verilir....
Vesayet ....... altında bulunan kişi adına hareket eden vasinin, bir kısım eylem ve işlemleri yerine getirebilmesi, vesayet makamından diğer bir deyişle Sulh Hukuk Hakiminden alınacak husumete izin kararı ile mümkündür. (TMK.nun 462.mad. 8.bend). Somut olayda, vesayet altında bulunan davacı ... ........’ın eldeki davada vasi marifetiyle temsil edilebilmesi bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nden husumete izin kararı alınmadan yargılamaya devam edilip karar verilmiştir. Taraf teşkili, dava koşulu olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gereken, kamu düzenine ilişkin hususlardandır (HMK. 114, 115 m). Öncelikle taraf teşkilinin sağlanarak davaya devam edilebilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesi'nden husumete izin kararının alınması, ondan sonra davaya devam edilip hüküm kurulması gerekir....
DAVACILARIN İDDİALARI : Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin 22. maddesinin; atık sahalarının tabi olduğu izin koşullarının yumuşatılması, belirli şartlarda çevre izin ve lisans alım sürecinin esnetilmesine yönelik düzenlemeler içerdiği, dava konusu Yönetmeliğin değişiklikten önceki halinde, çevre izin ve lisans belgesi alınabilmesi için öncelikle geçici faaliyet belgesinin alınması gerektiği, geçici faaliyet belgesi için de, il müdürlüğü uygunluk yazısı ve düzenli depolama tesisi onay belgesi alınması gerekmekte iken, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle üniversiteler tarafından hazırlanacak akademik raporun çevre izin ve lisans belgesi başvurusu için yeterli olacağının düzenlendiği, ancak, üniversiteler tarafından düzenlenecek akademik raporun, kimler tarafından ve hangi kriterler esas alınarak düzenleneceğinin belirlenmediği, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle getirilen esnekliklerin uygulanması halinde, elektrik üretim santrallerinin atıklarının, uygunluk raporları alınmadan kontrolsüz...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebidir. 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16/4 maddesinde belirtildiği üzere yapı kayıt belgesi verilen yapılarla ilgili salt bu Kanuna göre alınmış yıkım kararı ve para cezalarının iptali hükme bağlanmış olup İmar Affı'na yönelik ilgili Kanun ile birlikte 634 sayılı KMK'da herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bir imalatın imara aykırı olması ile projeye aykırı imalat yapılması birbirinden ayrı kavramlardır. Bu nedenle kat mülkiyetine tabii olan yerde, mimari projeye aykırı imalatlar yapılıp, ortak alana müdahale edildikten sonra imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi alınması Kat Mülkiyeti Kanunu'na aykırılığı ortadan kaldırmaz....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava dosyasının incelenmesinden; davalı idare bünyesinde yapılan soruşturma sonucunda 1112 adet Öğrenci Servisi Özel İzin Belgelerinin içerisinde 87 adet özel izin belgelerini anapara ücretleri ödenmeden düzenlendiğinin tespit edildiği, yapılan tespitler doğrultusunda davalı idare tarafından 01.02.2021 tarihli işlem ile "Öğrenci Servis Özel İzin Belgesi ilk kez alacaklar için güzergah izin belgesi ücretinin ödenmediği tespit edilmiş olup, yazımızın tarafınıza tebliğinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde Öğrenci Servis Özel İzin Belgesi ilk kez alacaklar için güzergah izin belgesi ücretinin ödendiğine dair makbuzun tarafımıza ibraz edilmemesi durumunda Öğrenci Servis Özel İzin Belgesinin iptal edileceği" hususunun davacıya bildirildiği, davacı tarafından ilgili meclis kararı ile miktarı belirlenmiş olan ücretin ödendiğine dair belgenin ibraz edilmemesi üzerine davacıya ait Öğrenci Servis Özel İzin Belgesinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Trabzon Büyükşehir...