Bu durumda mahkemece yapılacak işlem; yapı kullanma izin belgesi alınıp alınmadığını, yapı kullanma izin belgesi alınması amacıyla sigorta primi, harç, vergi vs. olarak ne miktar ödeme yapıldığını, bu ödemeleri kimin yaptığını Belediye, SGK, Vergi Dairesi vs. ilgili kurumlardan sorup tespit etmek, yapı kullanma izin belgesi alınmamışsa; sarfı gerekip de yapılmayan ödemeler yönünden şimdiki gibi ifaya izin kararı vermek, yapı kullanma izin belgesi alınmışsa; konusuz kalan ifaya izin talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek, ifasına izin istenen ödemeler davacılar tarafından yapılmışsa; ifaya izin verilmesine değil, talepleri ve usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak alacağın tahsiline karar vermekten ibarettir. Mahkemece dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da davalı yükleniciye ait bağımsız bölümün satışına ancak ifaya izin kararı verilebilmesi halinde, izin verilen işlerin giderini karşılamak amacıyla karar verilebileceğidir....
K A R A R 1-Mahkeme kararında ve dava dilekçesinde davalılardan ...’nin Vesayet altında olduğu, vasisinin de ... olduğu belirtilmiş olmasına rağmen adı geçen davacının vesayet altında alındığına ve vasiye husumete izin verildiğine dair karara dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Vasilik kararının ve vasiye husumete izin verildiğine dair kararın eklenerek gönderilmesi gerekir. 2-Davalılar adına hükmü temyiz eden Avukat ... ’nın dosya içerisinde vekaletnamesine rastlanılmamıştır. Mevcut ise vekaletnamesinin eklenerek gönderilmesi, yok ise bu hususun tevsikinden sonra mahkeme kararının davalılar adına tebliğinden sonra soncuna göre işlem yapılmalıdır. 3-İncelenmesine gerek görülen taraflarla ilgili Zeytinburnu 2. İcra Müdürlüğünün 2006/1957 esas sayılı takip dosyasının eklenerek gönderilmesi gerekir....
e vekâlet verildiği ve adı geçen avukatın hükmü temyiz etmiş bulunduğu, ancak vasi tayini ve husumete izin kararlarının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, varsa mağdureye ait vâsi tayini ve husumete izin kararlarının asıl ya da örneklerinin temin edilerek dosyaya eklenmesi, alınmamışsa bunların usulü dairesinde alınmaları sağlanarak dosyaya konulmasından sonra incelenmek üzere gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kararı ile TMK'nın 407. maddesi hükmü uyarınca kısıtlanarak kendisine Emine Kandemir vasi olarak atanmış olup bu kararda davacıya vasi olarak atanan kişiye husumete izin yönünden karar verilmediği görülmüştür. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8.maddesi uyarınca acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere vasinin dava açması için vesayet makamının izni gereklidir. Ne var ki, dosya içerisinde husumete izne ilişkin kararın olmadığı görülmüştür. Dava ve taraf ehliyeti dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkindir. ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114,115 ) Öyle ise husumete izin kararının dosyaya ibrazı gereklidir. Bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, husumete izin kararına yönelik görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin görevli ve yetkili olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak talebi gibi husumete izin verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İlk Derece Mahkemesince husumete izin davasında görevsizlik kararı verilmiş olup, işbu davaya karşı istinaf incelemesini yapma görevi Dairemize ait değildir. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 35.maddesinin dördüncü fıkrasının, "(Ek fıkra: 20/7/2017- 7035/12 md.)...
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin .... bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanunî temsil 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/.... maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Kısıtlama kararı ile birlikte vekilin vekalet görevinin sona erdiği, eldeki dava yönünden vasiye, husumete izin kararı verilmediği, mahkeme kararının ve temyiz dilekçenin de davacı vasisine tebliğ edildiğine dair tebligat evrakının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda, davacının Pazer (Rize) Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/15 Esas, 2019/608 Karar sayılı ilamıyla TMK'nun 408. maddesi gereğince kısıtlandığı, T1 davacıya vasi tayin edildiği, incelemeye konu davanın da vasi tarafından kısıtlı adına vesayeten verilen vekaletname ile açıldığı, ancak dava öncesinde vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya kapsamında yer almadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, TMK'nun 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, bahsedilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
nın 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, bahsedilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacı vasisi ... tarafından, kısıtlının avukatla temsili bakımından vesayeten verilmiş bir dava vekaletnamesi olmaksızın, bu kişinin bizzat kendisinin temsiline yönelik düzenlenmiş vekaletname ile yargılamanın sürdürülmüş ve sonuçlandırılmış olması da isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Vesayet makamından izni düzenleyen 462/8 maddesinde, "Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kısıtlı olması halinde, denetim makamından husumete izin kararı alınması gerekmektedir....
Bundan ayrı, Mahkemece 24.05.2016 tarihli duruşmada, davacı vekilinin mezaret dilekçesi ibraz ettiği, izin belgesini de ekte sunuyorum demesine rağmen dilekçesinin ekini uyap sisteminden göndermediği görülmüş ise de, davacı vekilinin mazeretinin kabulü veya reddi yönünde hüküm kurulmadan ve davacı vekilinin izin belgesini sunmasına olanak sağlanmaksızın tahkikat aşamasının sonlandırılarak karar verilmesi davacının hukuki dinlenilme hakkına (HMK md.27) aykırı olmuştur. Kaldı ki, davacı vekili tarafından duruşma tarihinden önce...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 8.4.2016 tarihli ek kararı ile husumete izin kararı alınmıştır....