Bozma öncesi hükme esas alınan 27.8.2010 tarihli bilirkişi raporunda yıllık izin ücreti alacağı miktarı net 321,67 TL tespit edilmiştir. 16.04.2013 tarihli bozma kararında hüküm altına alınan yıllık izin ücreti alacağına ilişkin bozma yapılmaması ve bozma sonrasında sunulan bordroların imzasız olması ve başkaca yıllık izin belgesi veya ödeme belgesi sunulmaması nedeniyle ıslahla arttırılan yıllık izin ücreti alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bordroya istinaden ödendiği kabul edilen miktar mahsup edilerek sonuca gidilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
maddesi uyarınca husumete izin kararı alınması için vasiye süre verilerek, husumete izin kararı verilmesi halinde işin incelenmesi gerekirken, dava şartı noksanlığı giderilmeden işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi, 2- Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgudur ve mahkemenin, dava dilekçesi ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun amir hükmü gereğidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2009 gün ve 2009/9-52-105 esas, karar; 14.04.2010 gün ve 2010/21-200-216 esas, karar sayılı ilamları). Bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden, usulü kazanılmış hakkın da istisnasıdır....
Dava konusu değişiklikle, 31/12/2019 tarihine kadar henüz gerekli standartları sağlamamış olan elektrik üretim santrallerinin, Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği gereğince, atıkların depolanabilmesi için alınması gereken 'çevre izin' ve 'çevre izin ve lisans belgesi' için gerekli olan 'geçici faaliyet belgesi' ve geçici faaliyet belgesi için gerekli olan 'düzenli depolama onay belgesi' ve 'il müdürlüğü uygunluk yazısı' yerine, üniversitelerin çevre ve inşaat mühendisliği bölümü öğretim üyelerince hazırlanacak akademik raporun yeterli görüleceği anlaşılmaktadır....
Bu durumda, mahkemece öncelikle TMK 405 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamına keyfiyetin bildirilerek davacı asile bir vasi atanmasının temin edilmesi ve vasi atandığı takdirde TMK 462 maddesi hükmü uyarınca husumete izin kararı alınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esasına girilerek neticeye gidilmesi gerekirken, anılan usuli işlemler tekemmül ettirilmeden davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan dava dosyasının mahkemesinden getirtilmesi eldeki dava dosyası arasına alınması, ayrıca davalı İbrahim vasisi ...'un davada yer alıp davalı İbrahim'i temsil edebilmesi bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nden husumete izin kararı alınıp alınmadığı, alınmış ise kesinleşen kararın bir örneğinin dosya arasına konulması, 2-Kendisine vasi tayın edilme nedeni bilinemeyen davalı ... vasisi ... adına hükmün tebliğe çıkarıldığı ancak davetiyede kısıtlı İbrahim'e tebliğ edilerek imzasının alındığı görülmekle, anılan tebliğin geçerliliği bakımından; davalı ...'in tebligatı almasına engel olacak biçimde temyiz kudretini ortadan kaldıracak şekilde bir kısıtlılığının olup olmadığının tespiti ile şayet tebligatı almasına engel olacak biçimde bir ehliyetsizlik durumunun belirlenmesi halinde hükmün, yeniden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun bir biçimde yasal temsilcisine tebliğinin sağlanması, temyiz süresinin beklenilmesi, 3-.......
in vasi olarak atanmasına karar verildiği, vasi vekili tarafından kısıtlı adına otomobil alınması hususunda husumete izin talebinde bulunulduğu buna mukabil, kısıtlının aracı kendisinin kullanabilecek durumda olmadığı, aracın kaza yapması halinde tüm sorumluluğun araç sahibi kısıtlıya ait olacağından kısıtlı adına araç alımının kısıtlının menfaatine olmadığı gerekçesiyle de .... Sulh Hukuk Mahkemesince vasinin otomobil alımına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, denetim makamınca da bu karar uygun görülüp kararın onaylanmasına karar verilmiştir....
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkemenin eksik inceleme sonucu aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, haklı davalarında davacı tarafa verilen sürede Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen husumete izin belgesini dosyaya sunduklarını ancak bu izin belgesinin Gülnar Adliyesi'nde ön büro olmadığından dolayı ve asliye hukuk mahkemesi kaleminin yoğunluğundan kaynaklı olarak taranmadığını, sehven dosyaya da eklenmediğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak yargılamanın devamına karar verilmesini talep etmiştir....
içeren olayda, mahkemece hükme dayanak yapılan 23.06.2009 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 21.11.2008 tarihli bilirkişi heyeti raporu arasında kamu zararının oluşup oluşmadığı, yukarıda isimleri yazılı kişilere yapı kullanma ruhsat belgesi, yapı kullanma izin belgesi tanzim etmesi ayrıca bu işlemleri tek imzalı olarak yapmasında görevini kötüye kullanıp kullanmadığı yönünden oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla üçüncü bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile beraat kararları verilmesi, Yasaya aykırı ve katılan Akhisar Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Valiliğine Taşıma izni için başvurması gerektiği yolundaki cevapları gözardı edilerek, davalı, davacı şirket personelinin taşıma izin belgesi almasında ısrar ettiğini ve davacını uhdesindeki 42.680,00TL nakit kesin teminatı irad olarak kaydettiğini, izin belgesi alma yükümlülüğünün müvekkil şirketlerinde olmadığının sabit olduğunu, Patlayıcı Madde Taşıma İzin belgesinin ise davalı belediye personeli adına alınarak taşımaya, yükleme ve boşaltma işlemleri sırasında Tüzük'te aranan tedbirlere bu personelin nezaret etmesi yönünde olması gerektiğini, taraflar arasında sorun yaşanması sözleşmenin bitişinden sonraki tarihlerde yaşandığını, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 16.01.2020 tarih 40347008.1010742.62674.858/18017 sayılı yazısına rağmen hatalı değerlendirme ile rapor düzenlendiğini, Patlayıcı Madde Taşıma İzin Belgesi alınması sorumluluğu müvekkil şirketlerinde olmadığı gibi yasal olarak mümkün de olmadığını, bilirkişi heyeti ek raporu ile de hatalı değerlendirmede bulunduğunu, ek rapora itiraz...
Ne var ki, dosya içerisinde husumete izne ilişkin kararın olmadığı görülmüştür.Dava ve taraf ehliyeti dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkindir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114,115). Öyle ise husumete izin kararının dosyaya ibrazı gereklidir. Bu eksikliğin giderilmesinden sonra Yargıtay’a gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda yazılı noksanlığın tamamlanması için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....