Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 28.1.2006 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya Ocak 2008 tarihinde teslim edildiği ve 25.6.2008 tarihinde ayıp ve eksiklikler nedeni ile tesbit yaptırıp, 25.11.2009 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır....
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Aynı yasanın 11- (2) maddesinde, ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkı ithalatçıya karşı da kullanılabilir. 6502 sayılı TKHK.'nın 11- (3) maddesi uyarınca ise; tüketici; ayıplı malın, ayıpsız misli ile değiştirilmesi; sözleşmeden dönerek bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme seçimlik haklarına sahiptir. Ancak; verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde mahkemece ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekir....
Mahkemece, ayıplı bulunan bir (1) adet makinenin ayıpsızı misli ile değiştirilmesine karar verilmiş ise de, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, ayıp halinde iş sahibinin haklarını düzenleyen BK'nın 360. maddesinde, eserin reddi ile bedelin iadesi, bedel indirimi ve onarım hakları mevcut olup, ayıpsız misli ile değiştirilmesi hususu düzenlenmemiştir. Davacı da dava dilekçesinde davayı terditli olarak açmış, ayıpsız misli ile değişimi olmadığı taktirde bedel indirilmesini istemiştir. Bu durumda mahkemece bedel indirimi konusunda Dairemizin ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre “nisbi metod” uygularak indirilecek bedel bulunup davacıya iadesi gerekirken bu hususlara riayet edilmemesi hatalı olmuştur. Nisbi metoda göre, kararlaştırılan ücret ile eserin ayıplı değerinin çarpılması sonucu elde edilecek bedelin, eserin ayıpsız değerine oranlama suretiyle, indirilecek bedel belirlenir....
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 30.1.2006 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 9.1.2008 tarihinde teslim edildiği ve 25.6.2008 tarihinde ayıp ve eksiklikler nedeni ile tesbit yaptırıp, 25.11.2009 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı, paydaş olduğu 236 m² yüzölçümlü 572 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “64m² Hazine Miktarıdır.” şerhi bulunan taşınmaza satış ile malik olduğunu, taşınmazın bitişik taşınmazlarla tevhidinin anılan şerh nedeniyle yapılamadığını, şerhin kaldırılması için Milli Emlak Müdürlüğü tarafından pay değeri olarak talep edilen 192.000,00 TL bedelin yatırıldığını ve şerhin tapu kaydından kaldırıldığını, zorunluluktan yatırılan bedelin haksız olarak tahsil edildiğinden iadesi gerektiğini ileri sürerek, 192.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir. II. CEVAP Davalı vekili, davacının taşınmazın tapu kaydındaki gözüken şerhi bilerek mülkiyeti edindiğini, 64 m² için ödenen bedelin fahiş olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
olması sebebi ile aracın satışı esasında karşı tarafın satın alma iradesini etkileyecek ekonomik eksiklikler içermesi nedeni ile 6502 sy 8/1....
A.Ş.; davacının 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesindeki seçimlik haklardan birini kullanmadığını, sadece satış bedelinin tahsilini talep ettiğini, talep sonucunun değiştirilmesine muvafakat etmediklerini, davanın kabulü halinde araç üzerindeki rehnin kaldırılması gerektiğini, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi koşullarının oluşmadığını savunarak öncelikle davanın esastan reddine karar verilmesini, davanın kabulü halinde ise bedel iadesi yerine hakkaniyete uygun olan ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesini istemiştir. 3. Davalı ...Ş.; aracı üreten ve satan konumunda bulunmadığını, hukuken ayıptan kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığını, kendisine husumet düşmediğini, kaldı ki davalı ile arasındaki "Otomotiv Kredisi Sözleşmesi" ne ilişkin yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....
iadesi zaten talep edilemeyeceğini, davacı tarafından müvekkiline açılan söz konusu dava her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının hukuka ve hakkaniyete aykırı davasının tüm ferileri ile birlikte reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLER : Trafik kazası tespit tutanağı, Ankara Batı C.Başsavcılığının ... soruşturma sayılı dosyası, tramer kayıtları, araç trafik tescil kayıtları ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE : Dava, ayıplı malın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların bulunmamasını ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görülemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir....
A.. vekili, aracın teslim tarihi itibari ile 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının yasalarda öngörülen ayıp ihbar ve muayene yükümlülüklerine uymadığını, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatası veya müşteri memnuniyetsizliğinden kaynaklandığını, bedel iadesi talebinin hakkaniyete uygun olmadığını, aksinin kabulü halinde davacının araçtan elde ettiği faydaların ve aracın olası hasarları nedeni ile maruz kaldığı değer kaybının da hesaplanarak dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....