Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 5.970,81 TL bedel indirim tutarının 30/01/2018 tarihinden ( noter aracılığıyla çekilen ihtarın davalıya tebliği tarihi ) itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın 22.10.2019 tarihli talep artırımı hakkındaki dilekçesinde ve mahkememizin 5. celsesinde talep edilen onarım bedeli yönünden ise fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Zira davacının asıl talebi bedelde indirim olup hem ayıp nedeni ile hesap edilen bedel indiriminin hem de bu ayıbın giderilmesi için gereken onarım bedelinin davacıya verilmesi davacı tarafın üst üste aynı ayıp nedeni ile adeta sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağı gibi aynı anda 6502 sayılı Kanunun 11/1- b ve c bentlerinin bir nevi birlikte kullanılması sonucunu ortaya çıkaracaktır ki bunun da hukuken kabulü mümkün değildir. Bu nedenle fazlaya ilişkin olan bu taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir....

Davaya konu malların ayıplı olduğu bilirkişi raporları ile saptanmıştır. 6762 sayılı TTK.nun 25/3.maddesinde ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Buna göre tacir satın aldığı bir malda açık ayıp bulunduğunu gördüğü takdirde 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunmak ve bunun dışındaki ayıplarla ilgili olarak 8 gün içinde malı muayene ettirip, ayıp tespit edildiği takdirde usulüne uygun biçimde ihbarda bulunmak zorundadır. Ayıp ihbar süreleri niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, re’sen gözetilecek hususlardandır....

    Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz....

      ve bedel iadesi talebi hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kaldı ki, davacı tarafından aracın kullanılmasına, yararlanılmasına ve çalışmasına engel bir halde bulunmadığı,seçimlik hakkın terditli kullanılması hukuka aykırılık teşkil ettiği, davacının, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misli ile değişimini bu olmadığı taktirde araç bedelinin faiziyle birlikte iadesini terditli olarak talep ettiği,.davacının hangi seçimlik hakkını kullancağının sorulmasını ve netleştirilmesini talep ettikleri,açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür....

      DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle, sözleşmeden dönme ile bedel iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile ayıp oranında bedel indirimine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince ve katılma yolu ile de davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava konusu mobilyaların satımı ile ilgili davacı tüketici ile davalı satıcı arasında 28/04/2019 tarihli faturaya istinaden sözleşme ilişkisi bulunduğu, bedelin 11.000 TL olarak satıcı tarafından tahsil edildiği, ürünlerin 31/05/2019 tarihinde teslim alındığı, ancak ürünlerin sipariş formuna aykırı üretildiği ve ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmeden dönme talebiyle eldeki davayı davalı üreticiye karşı açtığı anlaşılmaktadır....

      TL olacağı, mahkemece malın ayıplı olması sebebiyle ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya bedel iadesi yapılmasına karar verilmesi durumunda, araçta mevcut hasar kaydı olmadığı, tüketicinin sorumlu olduğu değer kaybının olmadığı belirlenmiştir....

        Dava konusu araçta oluşan ayıp, üretici firmanın onarım yöntemi geliştirdiği bir ayıptır. Bu ayıp nedeniyle araçta oluşacak değer kaybı belirlenmiştir. Davacının ilk talebi olan, bedel iadesi, oluşan ayıbın niteliği gereği orantısız olacağından, ıslah dilekçesine itibar edilmiştir. Yukarıda değinilen kanun hükümleri, içtihatlar, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu araçta oluşan çökmenin gizli ayıp olduğu, üretimden kaynaklı olduğu, kullanıma bağlı olmadığı anlaşıldığından ayıp nedeniyle araçta oluşacak 15.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir" gerekçesi ile; "Davanın kabulü ile, 15.000,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihi olan 05.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" karar vermiştir. BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ: Davalı T10 Tic....

        Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

          Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme neticesinde; Dava; araç satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle satıcı ve ithalatçıdan aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu