Davalı vekili, dosyaya sunulan taahhütnamenin banka açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, kaldı ki davacının ödemeyi dava dışı ....Malz.İnş.ve İhr.Ltd.Şti hesabına yaptığını ve dekont üzerine işlemin ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna dair açıklama bulunmadığını, bankanın talimat olmadan bu parayı bloke ederek kredi borcunu kapatmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, davaya konu ipoteğin dava dışı ......
Şti'nin kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere taşınmazını ipotek ettiğini, bu şirketin borcu kapandıktan sonra ipoteğin fekki için bankaya müracaat ettiğini, ancak davalı bankanın şirket ortaklarından ...'ın borcu olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekkini yapmadığını, müvekkilinin ...’a ait 15.365,75 TL borcu "ipoteğin fekki için itirazı kayıt ile ödüyorum" şerhi ile ödediğini, ipoteğin teminat ipoteği olduğunu,ipoteğin fekki için itirazı kayıtla ...'ın borcunu ödeyen müvekkilinin ödediği 15.365,75TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili,müvekkili bankanın ikametgahının ... olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dosyanın gönderilmesini, müvekkili bankanın davacıya şirket ortaklarından...'...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı bankanın 25.03.2011 tarihinde ipotek tesis ettiği taşınmazı, ipotek ile birlikte 02.08.2011 tarihinde satın aldığını, kredi borcunun ödenerek kredinin kapatıldığını, ipoteğin fekki talebinin davalı banka tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek, taşınmazı üzerindeki davalı bankanın ipoteğinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmış bir ipotek olmayıp borçlunun banka nezdinde doğmuş ve ileride doğması muhtemel tüm borçlarının teminatı olarak alınmış bir üst sınır ipoteği olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda dava dışı yüklenici/satıcı ile davalılar arasında kredi sözleşmesi gereğince davalıların davacıya karşı ipoteğin kaldırılmasına yönelik açık taahhütlerinin bulunmadığı ve davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerektiğinden İDM'nin davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönündeki değerlendirmesi doğru görülmemiştir. Davacı tüketici olup hukuki ayıba dayanmıştır. İpotek borçlusu satıcı/yüklenicininde davada taraf olma koşulu İDM'ce değerlendirilmesi gerekir. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi'dir....
Bu durumda, borçlu, M.K.nun 883. ve İİK.nun 153. maddeleri gereğince ana para ile birlikte onun yukarıda belirtilen fer'ilerini depo etmek suretiyle, ipoteğin fekki için icra dairesine doğrudan başvurabilir.O halde, mahkemece duruşma açılarak, ipoteğin fekki için ödenmesi gerekli tüm borcun gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle belirlenip icra müdürlüğüne bu doğrultuda işlem yapılması için talimat verilmesi yolunda karar verilmesi gerekirken ipoteğin teminat ipoteği olduğundan bahisle istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 03/03/2022 KARAR TARİHİ : 31/08/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/08/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkillinin kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle borçlandığını, ipotek belgesi düzenlendiğini ve müvekkili hakkında, Bursa 3....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; bireysel kredi sözleşmesinin teminatı niteliğindeki ipoteğin fekki istemine ilişkindir....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; bireysel kredi sözleşmesinin teminatı niteliğindeki ipoteğin fekki istemine ilişkindir....
Davacı vekili,müvekkilinin davalı banka lehine ipotekli taşınmazı kredi borcunu kapatmak suretiyle satın almak istediğini,banka tarafından verilen 05/03/2018 tarihli yazıyla dava dışı şirketin borcunun 80.000-TL olarak bildirildiğini, müvekkilinin taşınmazı satın aldığını, 06/03/2018 tarihinde davalı bankaya 80.000-TL ödeme yaptığını, fakat davalı bankanın ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek menfi tespit ve ipoteğin fekki istemiyle açmış olduğu davada,ipotekli takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece menfi tespit davası ile ipoteğin fekki davasının birbirinden ayrı davalar olduğu, İİK m.72'deki sınırlamanın ipoteğin fekki davası için geçerli olmadığı, HMK m.389 vd. Şartların gerçekleştiği gerekçesiyle % 15 teminat mukabilinde taşınmazın paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davanın niteliği ve davacı tarafın tacir olmaması nedeniyle görev itirazının yerinde görülmediği, yargılama sırasında davacının ipoteğin fekki talebinin davalı tarafça yerine getirildiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, dava dışı bir şirketin davalı banka ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanacağı kredilerin teminatı amacıyla tesis edilmiş ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Dava konusu genel kredi sözleşmesi 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde belirtilen bir bankacılık işlemi olduğundan,bu davanın ticari dava vasfında olduğu ve somut olayda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....