COŞKUN hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Onsekiz yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında duruşmaların kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden, dosyaların birleştirilmesinden sonraki evrede açık duruşma yapılarak 5271 Sayılı CMK’nın 185.maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 Sayılı TCK’nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan, fiili işlediği tarihte yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4.maddesinde ise “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu taktirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır....
Mahkemece resmi belgede sahtecilik suçundan 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınması için CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca 08/04/2013 tarihli, 2013/135 Esas, 2013/122 sayılı Durma Kararı verilmesi üzerine Kırkağaç Kaymakamlığının 21/06/2013 tarihli ve 2 sayılı Kararıyla sanık hakkında soruşturma izni verilmesinden sonra yeni esasa kaydedilerek mahkemece yargılamanın kaldığı yerden devamı ve aynı olaya ilişkin ve sonradan Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2013 tarihli ve 2013/1950 sayılı iddianamesi ile açılan davanın da bu dava ile birleştirilmesinden sonra CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca aynı sanık hakkında aynı fiil nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 19/09/2013 tarihli ve 2013/1950 Esas sayılı iddianame ile açılan kamu davasında CMK'nın 193 ve 147. maddelerine aykırı olarak sanığın sorgusu yapılmadan mahkumiyet kararı verilerek yazılı şekilde uygulama yapılması, Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Eylemlerin kül halinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanıklar hakkında benzer nitelikteki eylemlerinden dolayı aynı suçtan açılmış olan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında, tüm mevcut davalar araştırılarak, derdest ise birleştirilmesinden, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesinden sonra suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığı ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp...
Yapılacak iş, dava konusu senedi ciro yolu ile edinen ve icra takibini başlatan ... hakkında da davacının ayrı bir dava açmasının sağlanmasından, açılacak davanın bu dosya ile birleştirilmesinden, ...’ın davalı şirketin temsilcisi olduğu da değerlendirilerek kötüniyetli sayılıp sayılmayacağı düşünülmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirketin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılacak iş, arsa sahiplerine yüklenici şirket hakkında dava açmaları için süre tanınmasından, açılacak davanın bu dosyayla birleştirilmesinden, davalı şirketin savunmaları alındıktan, delil bildirirse delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında sonucuna göre infazı kabil karar oluşturulmasından ibarettir. Arsa sahiplerinin iddialarının dayanağı olan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin yüklenicisi şirketin davanın tarafı olması sağlanmadan işin esasının incelenip karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
İdaresi adına Hazine vekili ve o yer Cumhuriyet Savcısının, sanık hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Hükümle birlikte gerçek suçlu veya suçlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmakla, anılan suç duyurusuna ilişkin soruşturma evrakının akıbeti araştırılarak, adı geçen hakkında kamu davası açılmış ise dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, karar verilip kesinleşmiş olması halinde ilgili evrakların onaylı örneklerinin denetime elverişli olacak biçimde dosya arasına alınması, derdest olmaları ve gerekli görülmesi durumunda dosyaların birleştirilmesinden sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sanığın savunmasının alınıp soruşturma aşamasındaki dosya arasında bulunan kimlik bilgilerinin kendisine ait olup olmadığının sorulması, suç duyurusunda bulunulmamış ise sanığın iddianame ile kovuşturma aşamasındaki tercümeye göre çelişki arz eden kimlik bilgilerinin düzeltilmesinin sağlanıp, düzeltilen iddianameye göre sanığın...
Asliye Ceza Mahkemesince 23/12/2014 tarih ve 2013/46 Esas, 2014/485 sayılı Karar ile mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması, keza temyize konu bu dosyadaki suç tarihinin 2006-2008 yılları, iddianame tarihinin ise 29/07/2015 olması karşısında, dosyalar arasında suç ve sanık yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, sanığın eylemlerinin kül halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturabileceği ve tefecilik suçunun, faiz kararlaştırılarak kazanç karşılığı ödünç para verildiği anda oluşacağı gözetilip, anılan dosyanın getirtilerek incelenmesinden, mümkünse dosyaların birleştirilmesinden, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin, suçun teselsül edip etmediğinin, zincirleme şekilde işlenmiş olması durumunda mahsup hükümlerinin uygulanma imkanı olup olmadığının tartışılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesinde zorunluluk bulunması, Kabule göre de; Dosya içeriğine göre 15/04/2008 olan suç tarihinin...
beslenen özel abone ve kooperatifin enerji aldığının, hattın özel bir hat olduğunun, Gediz A.Ş. tarafından bölgedeki kooperatiflere hatbaşı ayırıcılarına orijinal sigorta takılması konusunda ikaz yazısı gönderildiğinin anlaşılmasına, her ne kadar bilirkişi raporunda sanığın mensubu olduğu kooperatifin yangına neden olan hatalı hattan beslenmediği belirtilmişse de Gediz Elektrik Dağıtım A.S.nin 14/9/2006 tarihli yazısında söz konusu hattın ilk tesisi sırasında S.S.Astsubay Konut Yapı Kooperatifi olarak tesis edildiğinin bildirilmesine göre kooperatif ile elektrik dağıtım şirketi arasında yapılan sözleşmenin celbedilerek, bahse konu hattın bakım ve denetim sorumluluğunun kimlere ait olduğunun tesbit edilip izinsiz olduğu anlaşılan enerji nakil hattına, suç tarihi itibariyle elektrik enerjisi veren ve sorumluluğu varsa bakımının yapılıp yapılmadığını denetlemeyen enerji şirketi sorumlularının tesbiti ile haklarında dava açılmasının temin edilerek temyize konu bu dava dosyası ile birleştirilmesinden...
nun ifadesinde işletmeyi gerçek işleten kişi olarak iddia ettiği ... ve ... hakkında bulunulan suç duyurusunun akıbetinin araştırılması, dava açılmışsa davaların birleştirilmesinden, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise asılları veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesi'nin E.2015/650 -K.2016/56 sayılı Kararı ile sanık hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmakla, anılan dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, kesinleşmiş olması halinde ilgili evrakların onaylı örneklerinin denetime elverişli olacak biçimde dosya arasına alınması, derdest olması ve gerekli görülmesi durumunda dosyaların birleştirilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....