Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... davalı ... .... Tic. Ltd. Şti avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan her iki tarafın bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL. kalan harcın davacıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      D iş sayılı dosyası kapsamında tespiti yapılmış olmakla birlikte sonradan ayıplı çıkan bitkiler yerine bedelsiz olarak davalı tarafından davacıya teslim edilen ve davaya konu edilen fidan ve bitkilerin davalı tarafından teslim edildiği anda veya sonrasında husule gelmiş olsa dahi davalıdan kaynaklı olarak ayıplı olduğu veya ayıplı hale geldiğinin tespit ve delilinin bulunmadığı bu hususların davalıdan kaynaklı olduğunun davacı tarafından maddi delilleri ile ispat edilip ortaya konulamadığı taraflar arasındaki sözleşmede davalının esesen dikim ve bakımındad a sorumluluğunun bulunmadığı, hususları birlikte olarak değerlendirildiğinde, ispat edemediğinden açılan davanın maddi ve manevi tazminata dair tüm talepler yönünden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ''Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir .Manevi tazminat istemi belli koşullara bağlanmış olup öncelikle haksız bir eylemin mevcudiyeti, arkasından manevi olarak zarara uğranılmış olması ve neticeten bu haksız eylem ile öngörülen manevi zarar arasında mantıklı ve öngörülebilir illiyet bağının bulunması gerekir.Hukuken korunan ve para ile ölçülemeyen bir varlık olan kişilik, ihlal edildiğinde, ihlal eden tarafın manen tazmin yükümlülüğü vardır....

          Ancak manevi tazminat takdir edilirken mahkemece; tarafların ekonomik durumu ve duyulan manevi üzüntü ve elemin derecesi dikkate alınarak, özellikle takdir edilen miktarın tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, zenginleşme aracı kılınmaması, hissedilen manevi zararı düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak kadar olması gereklidir. Bu kıstaslar dikkate alındığında mahkemece takdir edilen 3.000-TL tutarında manevi tazminat somut olayın özelliklerine göre çok düşük miktarda olup, davacı yararına 10.000-TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olaya uygun olacağı ,davacının manevi tatmin duygusu elde edebileceği kanaatine varılmıştır....

            İlk derece mahkemesince; "...taraflar arasındaki sözleşme süresi içerisinde, sitede 2 defa hırsızlık olayı yaşanmış ve bu hırsızlık nedeniyle sitede oturan ve hırsızlık olayının mağduru olan kişi veya kişiler tarafından mahkememizce incelenen İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi dosyasından, davalı şirkete karşı maddi manevi tazminat davası açılmış olup, davacı site yönetiminin meydana gelen hırsızlıktan dolayı ekonomik olarak zarara uğradığına dair herhangi bir belge ibraz edilmediği gibi, davacı tarafından site yönetiminin zarara uğradığı da iddia edilmemiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmenin hizmet sözleşmesi olması, hırsızlığa rağmen hizmetin ifa edilmiş olması ve sözleşmenin feshinden sonra dava açılması ve hırsızlık olayı yaşanan 2 ayın bedelinin davalıdan iadesi talep edilmesi nedeniyle, bu talebin, sözleşmenin de ayakta olmaması ve davacının yaşanan hırsızlık olayında herhangi bir zararının da ispat edilmemesi nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

            proğramında, kaldıkları otelin de aralarında bulunduğu otellerde domuz eti verildiğine dair haberler yer aldığını, bu olayın kişilerin sağlığını ve inançlarını hiçe saymak olduğunu, maddi ve manevi zararları oluştuğunu ileri sürerek 100 er TL maddi 50.000 TL manevi tazminatın faizi ile tahsilini istemişlerdir. Davalı, otellerine konaklamak amacıyla gelen davacılara domuz eti yedirilmediğini, yabancı turistler için domuz eti bulundurmanın da doğal olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı tarafından ayıplı hizmet sunulduğu gerekçesiyle Borçlar Kanununun 42. 43. ve 49. maddeleri gözetilerek esas ve birleşen davalar yönünden 1000 er TL maddi 2000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              Gelinen aşamada davacıların ayıp iddialarının yapılan teknik inceleme ile yerinde olmadığı, ana davada maddi tazminat şartının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Birleşen davada ise her ne kadar manevi tazminat talep edilmişse de, manevi tazminatın mal varlığı haklarının dışında şahıs varlığına ilişkin hakların zedelenmesi durumunda gündeme gelebileceği, olayımızda davacının mal varlığı hakkına dayanarak manevi tazminat talep ettiği, bu haliyle manevi tazminatın şartlarının olayımızda mevcut olmadığı, kabule göre ise ana davada tartışıldığı üzere dava konusu araçta ayıbın mevcut olmadığı bu haliyle de yine manevi tazminatın tahsili şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla ana ve birleşen dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-ANA DAVANIN VE MAHKEMEMİZ DAVA DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4....

                İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, davacıların düğününde yağmur yağması nedeniyle tamamlanamayan düğün merasiminde ayıplı hizmet sunulduğu iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu