Tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumludur. Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır.Kredi veren ile satıcı veya sağlayıcı arasında belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşme olmaksızın, tüketicinin kendisi tarafından belirlenen malın veya hizmetin bedelinin kredi veren tarafından ödenmesi suretiyle kullandırılan krediler bağlı kredi sayılmaz. " şeklinde düzenleme yer almaktadır. Davacının eşi ile davalı inşaat şirketi arasında 20.08.2015 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi imzalanmıştır....
Ne var ki, özel eğitim merkezinde bulundurulması zorunlu olan ve yapılan ... gereği merkezin esaslı unsurlarından olan psikoloğun bulunmaması halinde hizmetin tam olarak gerçekleştirildiği de kabul edilemez. Bir başka deyişle, olayda eksik hizmet sözkonusu olup, davacı tam hizmet vermiş gibi bedel isteyemez. Hal böyle olunca mahkemece, verilen hizmetin eksik olmasından dolayı indirim yapılması gerekir. Verilen hizmetin eksik olarak ifa edilmesi nedeniyle davacının talep ettiği ücretten hangi oranda ve ne miktarda indirim yapılacağı hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 7.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık, Davalının edimini yerine getirip getirmediği, kısmen ifa gerçekleşmiş ise ne kadarlık iş yaptığı, davacının bedel iadesi talebinde haklı olup olmadığı noktasındadır. İş bedeli götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. (TBK 480) Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir....
Mahkemece; açılan davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davacı tarafın 16.11.2006 tarihinde davalı taraftan 44.987.23TL bedel ile satın almış olduğu aracın iadesi ile, davacı tarafın talep etmiş olduğu 44.337.23TL ve tamirat için ... olduğu 1.520.45TL miktarın davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının davalıdan satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğu ve gizli ayıplı olduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacı, ödediği bedelin iadesi talepli bu davayı açmıştır. Ancak araç davacı elindeyken trafik kazası geçirmiş ve meydana gelen hasar tamir edilerek giderilmiştir....
Davalı, kullanım hatası bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı dava konusu aracı 8.9.2005 tarihinde satın almış, 28.11.2008 tarihine kadar araçta arıza meydana geldiğine dair bir delil sunamamıştır. 28.11.2008 ve 4.9.2009 tarihlerinde meydana gelen arızalırın ise ... süresi geçmiş olmasına rağmen davalı tarafından ücretsiz olarak giderildiği hususuda tartışmasızdır. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/2 maddesi gereğince, tüketici ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
8/2 maddesi kapsamında iadeye hak kazanıp kazanmadığı tespit edilerek sonucuna göre iade yapılıp yapılmayacağı yönünde bir işlem tesis edileceği, ancak iade talebinin anılan Kanun hükmü kapsamında incelenerek tesis edilecek olumsuz işleme karşı açılacak davada iade ve faiz hususunda hüküm kurulabileceği, bu haliyle davacının iadesi yapılmayan tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
Davalılar ise davacı yanın sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını yasal süresi içinde kullanmadığını, davacının tüm ürünleri kabul ettikten çok sonra ayıp iddiasında bulunduğunu, davacının iddia ettiği ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu ve ilk gözden geçirme ile anlaşılabileceğini, davacının vakit geçirmeksizin durumu yükleniciye bildirmesi gerekir iken 17.09.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, öte yandan davacının ihtarname ile seçimlik hakkını ücretsiz tamirattan yana kullandığını artık bedel iadesi isteyemeyeceğini ve sözleşmeden dönemeyeceğini, ayrıca ileri sürülen ayıp davacının talimatları nedeni ile ortaya çıktığından davacının seçimlik hak kullanamayacağını, mobilyaların usulüne uygun montajının yapıldığını, cevabi ihtarnamede de belirtildiği üzere eksik ve ayıpların davacının tavrından kaynaklandığını her zaman giderilebileceğini, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve ayıp sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemlidir. Davacı vekili; davacının , davalıdan 12/05/2011 tarihinde chevrolet marka aracı 23.594,00 TL bedel mukabilinde satın aldığını, ancak aracın arıza yapması üzerine 14/07/2011 tarihinde yetkili servise aracı teslim ettiğini,aracın gereği gibi onarılmaması neticesinde yolda kaldığını,davacının sonradan yaptırdığı arıza tespiti neticesinde aracın motorunun arızalı olduğunu öğrendiğini ileri sürerek araç satış bedeli olan 23.594,00 TL ile ayıp sebebiyle uğranılan zarar kapsamında araç çekme bedeli olan 75,00 TL , ikame araç bedeli olan 6.579,00 TL, yetkili servise ödenen 260,84 TL'nin işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklı ayıbın bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında 2019 yılında tasdik sözleşmesi imzalanduğını, ancak davacı tarafça üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, davacı firmanın vergi iadesi için------ ibraz ettiği evraklar tam ve gereği gibi olmadığından müvekkil şirketin işbu evraklar ile herhangi bir vergi iadesi alamadığını, hatta, işbu evraklar üzerine ----- tarafından vergi iadesi alınmadığı gibi, müvekkil şirket hakkında vergi incelemesi başlatılacakken müvekkil firma tarafından yeminli mali müşavir---- vergi iadesi için evraklar baştan hazırlatıldığını, ---- hazırladığı evraklar ile müvekkil firma vergi iadesi alabildiğini, bahse konu sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı firmanın müvekkil firmadan alacaklı olduğunu iddia etmesi usul, yasa ve hakkaniyete uygun olmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir....
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında yapılan ticarete göre davacının müvekkiline bir ödeme yapmakta ve müvekkilinin de bu ödeme karşılığında otelinde davacının yönlendireceği müşterilere konaklama hizmeti sunduğunu, 2019 yılında başlayan ve 2020 yılında müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmamasına rağmen sona eren ticari ilişkinin tamamının bu sistem üzerine olduğunu, davacı şirketin 2019 yılında yapmış olduğu ödemeye karşılık hizmetin tamamını müşterilere kullandıramadığını ve yaptığı ödemeye karşılık hizmet almadığı kısmın iadesini talep ettiğini, ancak müvekkili şirketin, karşılıklı anlaşma dahilinde belirtilen vadede hizmetin kullanılmamış olmasında bir kusur sahibi olmadığı gibi, vadedilen hizmetin, karşılıklı anlaşmada belirlenen vadede, belirlenen şekilde her daim tutulduğunu, bu hizmetin davacı ve müşterileri tarafından kullanılmamış olmasında müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, buna rağmen, müvekkilinin...