"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09/02/2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21/01/2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar,i şçilik alacakları ile birlikte hizmet tespiti istemine ilişkin olup mahkemece hizmet tespiti talebinin husumetten reddedildiği ve kararın davacı ve davalı Kurum tarafından temyiz edilmediği, davalının da temyizinin işçilik alacağına yönelik bulunduğu ve böylece hizmet tespitine yönelik temyiz bulunmadığı ve temyiz incelemesinin işçilik alacakları ile sınırlı olduğu anlaşılmakla temyiz incelemesini yapma görevi Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 22....
İş Mahkemesi'nin 2021/130 Esas sayılı dosyası ile davalı işveren aleyhine hizmet tespiti davası açılmış olduğunu bildirmiş ve hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Mahkemece, söz konusu hizmet tespiti davasının sonucu beklenmeden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasında verilecek karar, eldeki alacak davasını etkileyeceğinden, hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 18.06.2018 tarih ve 2015/34090 Esas, 2018/15039 Karar sayılı ilamı)....
de sigortalı olarak çalışmaya başladığının 8 ay süre ile bu iş yerinde sigortalı olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 01.06.1993 olarak tespiti ile bu hizmetlerinin bugüne kadar yapmış olduğu diğer hizmetleri ile birleştirilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın, iş bu dava ile 01.06.1993 iş yerinde işe başladığını iddia etmekte ise de iş bu davanın 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesi ile öngörülen 5 yıllık hak düşümü süresi geçtikten sonra açıldığını, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun zorunlu olduğunu, Kurum kayıtların esas olduğunu, davacı yanın diğer davalı iş yerinde devamlı olarak hizmet akdiyle çalışmış olduğunu, tanık beyanları dışında, resmi yazılı ve sağlıklı deliller ile ispatlamasının zorunlu olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Hizmet Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *hizmet tespiti istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *10. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay *10. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.11.2008...
İş Mahkemesinin 2018/209 esas dosyasında İş Kanunundan kaynaklanan alacağı için dava açmış olup, dosyanın derdest olduğu, ancak bu mahkemede yapılan yargılamada müvekkilinin SGK kayıtlarında davalı işveren tarafından sigortalı gösterilmemesi nedeniyle iş bu çalışma hizmet süresinin tespiti davasını açmak zorunda kaldıklarını ve özetle izah edilen nedenlerle 01/04/2014- 21/10/2015 tarihleri arasında aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile dava harç, masraflarının ve vekalet ücretinin davalılardan tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
E) Gerekçe: Taraflar arasında hizmet süresine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır. UYAP kayıtlarında emsal araştırması yapılırken davacının davalı aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, ... İş Mahkemesi'nin 05.08.2015 tarih ve 2012/289 Esas ve 2015/505 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 07.03.2016 tarih ve 2016/434 Esas ve 2449 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme nedeniyle bozulduğu anlaşılmıştır. Hizmet tespiti davasında verilecek karar, işçilik alacaklarına ilişkin bu davanın sonucunu doğrudan doğruya etkileyeceğinden, HMK.nın 165. maddesi uyarınca hizmet tespiti davasının sonucu bekletici mesele yapılarak, kesinleşen karara göre hizmet süresinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Ancak, gerekçe ile çelişki bir şekilde, hizmet tespiti davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının Mart 2011-Eylül 2011 döneminde aylık net 1.200,00 TL ücretle davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hizmet tespiti davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; ifadesindeki “kısmen kabul kısmen” ifadelerinin hükümden çıkarılarak, kısa kararın da bu şekilde düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ... San. ve Tic. Ltd....
“Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu Kanun'un işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ bu Kanun'un işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır. Somut olayda, davacı 01/01/1997-30/12/2000 tarihleri arasında paketleme bölümünde çalıştığının tespitini talep etmiş olup ... 5....
Sözü edilen 6. madde de çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. Dosya içeriğine göre, Davacı, davalı şirket ve ... aleyhine ... İş Mahkemesi’nin 2010/736 esas sayılı dosyası üzerinden hizmet süresinin tespiti amacı ile dava açmıştır....
İncelenen dosyada; mahkemece, davacının, işyerinde bulunduğu, telefonlara baktığı, çay getirdiği, imza attığı hususlarında tereddüt olmadığı, bu eylemlerin niçin yapıldığı yani hizmet ilişkisine binaen mi yoksa hatra binaen mi yapıldığının tespiti gerektiğini, hizmet tespiti davalarında hizmet ilişkisinin varlığı ve bu hizmetin karşılığında ödenen bedel olması gerektiği, davacının çalıştığı iddia edilen işyerinden maaş aldığına dair bir dilel söz konusu olmadığı, ..... veya da .....alması bu çalışmalarının karşılığı olarak kabul edilemediği, hizmet ilişkisinin varlığı da tam olarak ispat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır, Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında; mahkemenin hizmet ilişkisi olmadığı gerekçesi hatalı olup, dosya kapsamından davacının SYDV'dan parasal yardım alması karşılığında davalı kamu kurumunda çalıştığı, yaptığı çalışmaların iş görme ve bağımlılık unsurlarını içerdiği, zira davacının bu kamu kurumunda iş gördüğü ve bunu...