Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı işveren ise part-time çalıştığını ve hizmet tespiti davası açtığını savunmaktadır. Mahkemece sonuçlanmamış hizmet tespiti dosyasının bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ve hizmet tespiti dosyasının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince bozulmasına karar verildiği görülmüştür. Böyle olunca hizmet tespiti davasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 09/11/2015- 14/03/2016 tarihleri arasına ilişkin dönemin zaten dava tarihi öncesinde kuruma bildirildiği, bu kısım açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacının hizmet tespiti talebini ve prime esas kazanç tespiti iddiasını ispatlayamadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur. Taraf vekilleri ile feri müdahil vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 1- Davanın hem hizmet tespiti hem de prime esas kazanç tespiti talebini içerdiği ve bu nedenle kurumun davada feri müdahil olarak kabulü gerekir iken mahkemece davalı olarak kabulü hatalıdır....

    Ancak, gerekçe ile çelişki bir şekilde, hizmet tespiti davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının Mart 2011-Eylül 2011 döneminde aylık net 1.200,00 TL ücretle davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hizmet tespiti davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; ifadesindeki “kısmen kabul kısmen” ifadelerinin hükümden çıkarılarak, kısa kararın da bu şekilde düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ... San. ve Tic. Ltd....

      İş Mahkemesi'nin 2021/130 Esas sayılı dosyası ile davalı işveren aleyhine hizmet tespiti davası açılmış olduğunu bildirmiş ve hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Mahkemece, söz konusu hizmet tespiti davasının sonucu beklenmeden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Hizmet tespiti davasında verilecek karar, eldeki alacak davasını etkileyeceğinden, hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 18.06.2018 tarih ve 2015/34090 Esas, 2018/15039 Karar sayılı ilamı)....

      E) Gerekçe: Taraflar arasında hizmet süresine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır. UYAP kayıtlarında emsal araştırması yapılırken davacının davalı aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, ... İş Mahkemesi'nin 05.08.2015 tarih ve 2012/289 Esas ve 2015/505 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 07.03.2016 tarih ve 2016/434 Esas ve 2449 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme nedeniyle bozulduğu anlaşılmıştır. Hizmet tespiti davasında verilecek karar, işçilik alacaklarına ilişkin bu davanın sonucunu doğrudan doğruya etkileyeceğinden, HMK.nın 165. maddesi uyarınca hizmet tespiti davasının sonucu bekletici mesele yapılarak, kesinleşen karara göre hizmet süresinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dava, hizmet tespiti, ücret tespiti ve işçilik alacakları istemine ilişkin olup mahkemece, hizmet tespiti davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ücret tespiti davasının kabulüne ve işçi alacakları davasının kısmen kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizin 06/03/2012 tarih 2011/900 Esas 2012/3122 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, 05/07/2012 gün ve 6352 sayılı Yasa ile 5521 sayılı Yasaya eklenen geçici 2. maddesi uyarınca yapılan incelemeye ve Dairemiz bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin 10 gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerektiği anlaşılmıştır....

          İş Mahkemesinin 2018/209 esas dosyasında İş Kanunundan kaynaklanan alacağı için dava açmış olup, dosyanın derdest olduğu, ancak bu mahkemede yapılan yargılamada müvekkilinin SGK kayıtlarında davalı işveren tarafından sigortalı gösterilmemesi nedeniyle bu çalışma hizmet süresinin tespiti davasını açmak zorunda kaldıklarını ve özetle izah edilen nedenlerle 01/04/2014- 21/10/2015 tarihleri arasında aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile dava harç, masraflarının ve vekalet ücretinin davalılardan tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi No : Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, feri müdahil Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya kapsamında tespiti istenilen dönemde davalı yeri kapsamdan çıkmış olduğunun anlaşılması karşısında; yerinin tespiti istenilen 01.01.2010-01.02.2010 tarihleri arasında faal olup olmadığının tespiti açısından ilgili dönemde vergi kaydının olup olmadığı hususunun vergi dairesinde sorularak ilgili evrak ve kayıtların celbi ile dosyaya eklenmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 16.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sözü edilen 6. madde de çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. Dosya içeriğine göre, Davacı, davalı şirket ve ... aleyhine ... İş Mahkemesi’nin 2010/736 esas sayılı dosyası üzerinden hizmet süresinin tespiti amacı ile dava açmıştır....

              “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu Kanun'un işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ bu Kanun'un işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır. Somut olayda, davacı 01/01/1997-30/12/2000 tarihleri arasında paketleme bölümünde çalıştığının tespitini talep etmiş olup ... 5....

                UYAP Entegrasyonu