Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının davasını İş Mahkemesince görevsizli kararı verilmeden önce ıslah dilekçesi ile hizmet tespiti davasına dönüştürdüğü gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R 1)İncelenmesine gerek duyulan, dosya arasında yer almayan davacının askerlik yaptığı tarihleri gösterir belgenin ilgili askerlik şubesinden celbi ile; 2)Hizmet tespiti istemine ilişkin karar verilmesine rağmen dosya arasında yer alan dava dilekçesinin işçilik alacakları için olduğu, maddi hata sonucu hizmet tespiti istemine ilişkin dava dilekçesinin dosya arasında yer almadığının anlaşılmasına göre, hakkında karar verilen hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/03/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Bununla birlikte işçinin fiili çalışmasına rağmen SGK’ya eksik gün bildiriminde bulunulması hâlinde hizmet tespiti davası da açılabilir. Hizmet tespiti davası sonucunda verilecek karar ise işçilik alacakları istemli davada bağlayıcı niteliktedir. Bunun nedeni işçilik alacakları istemli davada taraflarca getirilme ilkesinin, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan hizmet tespiti davasında ise resen araştırma ilkesinin uygulanmasıdır. Başka bir deyişle hizmet tespiti davası sonucunda kesinleşen çalışma süresi, işçilik alacakları davasında da dikkate alınacak olan süredir. 16. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilince daha önce açılan hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen dava dilekçesi içeriği ve talep kısmında 1988-2004 yılları arasında SGK’ya eksik bildirilen günlere hasredilerek dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Gaziantep 1....

        Dairemizin 08.12.2014 tarihli ve 2014/34672 Esas, 2014/37449 Karar sayılı ilâmı ile; davacının hizmet tespiti ve alacak davasını birlikte açtığı, sonradan verdiği dilekçe ile hizmet tespiti talebini atiye terk ettiği, her iki davalı vekilinin de muvafakatlerinin olmadığını beyan etmeleri üzerine davacının hizmet tespiti talebinin dosyadan ayrılmasını talep ettiği, Mahkemece dosya tefrik edilmeden Kuruma bildirilen 08.07.2008-15.10.2010 tarihleri arasındaki hizmet süresi üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne, hizmet tespiti talebi hakkında ise atiye terk sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (mülga 1086 sayılı Kanun) 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddelerine göre; ancak karşı tarafın muvafakati ile dava geri alınabileceğinden, davacının hizmet tespiti talebine yönelik davasının bu davadan ayrılıp yeni esasa kaydı ile...

          Öte yandan, yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddesinden alan hizmet tespiti davalarında Kurumun yasal hasım konumunda bulunduğu açıktır. Somut olayda, davanın hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacakları istemi ile açıldığı, işçilik alacaklarının tefrik edildiği ve bu davaya hizmet tespiti davası olarak devam edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bu davada Kurumun yasal hasım olduğu, bu nedenle Kurum hakkında davanın husumetten reddine karar verilemeyeceği ve işverenin de gerçek hasım olup almadığı araştırılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, gerekçe kısmında davacının davalı SSK ve davalı kişi aleyhine işçilik alacaklarını talep ettiği,işçilik alacaklarına yönelik davada davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceği, davacının Kuruma karşı ancak hizmet tespiti isteyebileceği, böyle bir talebinin bulunmadığı, davalı A.. A..'...

            Gerekçe: 1-Davacının hizmet süresi ve ücretinin kesinleşen 2015/55 E. sayılı hizmet tespiti dava dosyası esas alınarak belirlendiği gözetildiğinde, karar gerekçesinde geçen 2011/55 E. sayılı dava dosya numarasının sehven yazıldığı anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Somut uyuşmazlıkta; davacının hizmet tespitinin yanında bir kısım işçilik hak alacaklarının ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/163 E. sayılı dosyası üzerinden birlikte talep edildiği ve 19.10.2011 tarihli celsede hizmet tespiti ile işçi alacakları taleplerinin tefrikine karar verilmesini müteakiben, işçi alacakları yönünden davaya 2012/32 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilip hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapıldığı, hizmet tespiti yönünden verilen 04.06.2014 tarihli ve 2011/163 E., 2014/186 K. sayılı kararın da Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2014 tarihli ilamıyla bozulması üzerine yapılan yargılamada sonunda, davanın davalılar İçişleri Bakanlığı ve ... Sos....

              Başkanlığı vekili, hizmet tespiti talebi ile ilgili olarak davalı iş yerinin 14.12.2005 tarihinde yasa kapsamına alındığını, davacının hak düşürücü süre geçtikten sonra hizmet tespiti talep ettiğini savunarak hizmet tespiti davasının reddini talep etmiştir....

                en yüksek faizi ile birlikte 2.159,49 TL'nin davalı Belediyeden alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 620,00 TL'nin davalı belediyeden alınarak davacıya verilmesine,” karar verildiği, iş bu kararın davacı ve davalılardan ... vekillerince temyiz edildiği, Dairemiz tarafından 02.11.2015 tarih, 2014/26983 E. – 2015/19303 K. sayılı kararla; “sigorta primine esas kazancın belirlenmesi talebi ile ilgili davanın, işçilik alacakları davası ile birlikte görülmesinin doğru olmadığı, sigorta primine esas kazancın belirlenmesi taleplerinin, hizmet tespiti davalarının ayrılmaz bir parçası olduğu, dolayısıyla hizmet tespiti davası ile sigorta primine esas kazancın belirlenmesine yönelik talebin birlikte görülmesi gerektiği, bu nedenle davacının sigorta primine esas kazancın tespitine yönelik talebinin, işçilik alacakları davasından tefrik edilerek daha önce tefrik edilen hizmet tespiti davası ile birleştirip sonuçlandırılması gerektiği” belirtilerek...

                  İnceleme konusu karar, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin olup davacının hizmet tespiti ile igili istemini tefrik etmesi nedeniyle mahkemenin hizmet tespiti talebi hakkında karar vermediği,davacının hizmet tespitine ilişkin davasını tefrik ederek Konya 2. İş Mahkemesinde sonuçlandırdığı,davalı kurumun ise hizmet tespiti açısından sadece vekalet ücreti yönünden temyizi bulunduğu davalı işverenin ise işçilik alacağı yönünden davanın esasına ilişkin temyizi bulunduğu ve mahkemenin davacının İşçilik alacaklarına ilişkin talebi hakkında hüküm kurduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen iş bölümü kararının "B) Ortak Hükümler " bölümünün (9.) bendine göre uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin iş akdinin sona ermesinden kaynaklanan alacak istemi olduğu anlaşılmakla temyiz incelemesini yapma görevi Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir....

                    Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu