HD. 2005/15059 E. 2006/76 K. ve 04.01.2006 )dava dilekçesinin eksik hazırlandığını, davacının davaya konu iddiasının hem hukuki dayanaktan yoksun hem de iddiasını dayanak delillerin mevcut olmadığını, soyut beyanlarla davasını ispat etmeye çalışan davacının dava dilekçesi eksik olduğundan HMK Md. 119/2 gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olup geçerli olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirketle yapılan sözleşmenin dönerli sistemle kullanılabilecek bağımsız bölümlerin devri ve tescili olduğunu iddia etse de taraflar arasında yapılan sözleşmelerin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlığını taşıyan sözleşmelerin açık bir şekilde devre mülk sözleşmesi şartlarını taşımadığını, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunun ortada olduğunu, geçerli nitelikte bir...
Anonim Şirketi adına keşide edildiğini, söz konusu hisseli gayrimenkulün 24/04/2020 tarihinde teslim edileceği hususunda sözleşme bulunmasına karşın teslim edilmediğini ve sözleşmeye aykırı davranıldığını, davacı müvekkilinin toplamda davalı firmaya 1.050,00 TL ödeme yaptığını, bu nedenle 7710601726 sözleşme numarası satılan hisseli gayrimenkul sözleşmesinin iptaline, imzalanan 50 adet bono toplamı olan 29.750,00 TL ve 7.600,00 TL bononun iptaline, davalıya ödenen 1.050,00 TL'nin işleyecek yasal faiz ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Royal Natur...A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür....
Satış vaadinin konusu bir bağımsız bölüm ise satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu ada ve parsel, kurulmuşsa kat irtifakında aldığı numara, arsa payı ve bağımsız bölümü diğerlerinden ayıracak unsurlar gösterilmelidir. Zira satış vaadi sözleşmesinin konusunun sözleşmeye yazılmış olması sözleşmenin esaslı unsurları arasındadır. Aksi halde belirlilik unsurunun yokluğu sözleşmeyi geçersiz hale getirir. Davacıların murisleri ... ile davalıların murisleri ... ve ... arasında 9.12.1960 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, 442 parsel sayılı taşınmazın bedelinin tamamen ödendiğini, sözleşme gereğince şayet mahkeme kararıyla taşınmazın başkasına geçmesi durumunda aynı köyden alıcının talep ettiği başka bir 25 dönüm tarla verilmesi ve devirden rücu halinde ayrıca 3.000 TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....
akdedilmiş olan 18/12/2018 tarihli "Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi" başlıklı sözleşme, tapuda pay devrini içeren bir sözleşmedir....
ne ait Afyonkarahisar İli, Gecek havzası Kütahya yolu 6.km hudutları içerisinde şirkete ait parsel üzerinde bulunan, Salutaris termal otel tesisinde dönerli sistemle kullanabileceği sözleşmede mahalli belirtili olan 1 adet 1/52 hisseli gayrimenkul edinmek isteyen alıcıya, tahsis olunan hisseli gayrimenkulün teslim koşulları ..." şeklinde ve yine "TESLİM ŞEKLİ" başlıklı 5. maddesinde "... A.Ş.'ye ait inşası devam eden satılan hisseli gayrimenkul ..." şeklinde ifade edilen hükümlerle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu (6098 sayılı TBK m.288, Tapu Kanunu m.26, Noterlik Kanunun 60, ve TMK m.706.) ve bu sözleşmeye dayalı olarak tarafların ancak verdiklerini iade edecekleri " gerekçesiyle; davanın kabulüne, 7.850,00 TL'nin 17.02.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/268 E.-2009/1 K. sayılı gayrimenkul satış vaadinden doğan cebri tescil davasının reddedildiği ve hükmün 01.05.2009 tarihinde kesinleştiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/175 E.-2007/223 K. sayılı ilamı ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşmenin iptali davasının reddine karar verildiği, ilamın kesinleşmiş olduğu, aynı dava konusuna ilişkin kesin hükmün bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşmenin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece aynı konu hakkında taraflar arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/175 E.-2007/223 K. sayılı dosyasında verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kesin hüküm sonuçlarını doğuracağı gerekçesiyle, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı tarafından yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Yazılı beyanlar, ADN01013A nolu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi, tahsilat makbuzları, cayma ihtarı ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; devremülk satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 14/08/2016 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme bedeli olarak davalıya 5.750,00 TL ödediğini, ancak müvekkiline tapu devrinin yapılmadığını, devre mülk hakkının da kullandırılmadığını, ödenen bedelin tahsili amacıyla Adana 3....
Mevkii, ... pafta, ... ada, … sayılı parselin bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesi ile 2981 sayılı Yasa'nın ek.1.maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 07.12.2006 günlü, 2930 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, özel parselasyon sonucunda hisseli olarak arazilerin satılmasından sonra, yola isabet eden ve taşınmaz sahibi üzerinde kalan hisselerin bedelsiz olarak yola terk edilmesinin esas olduğu, ancak bu terklerin bedelsiz olarak yapılabilmesi için yola isabet eden hisselerin, kök gayrimenkul sahibi üzerinde bırakılmasının gerektiği, bakılan davada, uygulama sahası içinde bulunan … m² 'lik taşınmazın tamamının kök gayrimenkul sahibince davacı ve diğer hisse sahiplerine satıldığı, bu satış sırasında gayrimenkul sahibinin yola isabet eden yerlerin terkini konusunda noterde verdiği taahhütnameden bir gün sonra vazgeçerek, yola isabet eden hisselerini de başka şahıslara sattığı, böylece üzerinde yola isabet eden ve bedelsiz...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve davaya katılanların istemi taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davalar ise taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı ... ... tarafından açılan satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteminin kısmen kabulüne, ... ... mirasçıları tarafından açılan satış vaadi sözleşmesinin iptali davasının kısmen kabulüne, ... Gayrimenkul Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın kabulüne, davaya katılan ...’in davasının kesin hükmün varlığı nedeniyle reddine karar verilmiş. Hükmü katılan ... ile davalı ve davacılar ... ... ve ... ... temyiz etmiştir....
Asıl davanın, hisseli gayrimenkul (devre mülk) satış sözleşmesinin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi, birleşen dava ise davalıya ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeniyle iadesi istemine ilişkin olduğu, sözleşme tarihinde ve dava tarihi itibariyle tarafların da dilekçelerinde belirttiği gibi ortada tamamlanmış ve kiraya konu olabilecek bir yapının bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin devre mülk sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı alıcı ile davalı satıcı arasında 3 adet devremülk satış sözleşmesi imzalandığı, davacının tacir olduğuna veyahut tacir olup da devremülk sözleşmelerinin ticari işletme faaliyeti kapsamında yapıldığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin alınan miktar itibari ile 6502 sayılı yasa kapsamında da kalmadığı anlaşılmakla (iflas eden şirket bakımından alacağın masaya kabul olmaması halinde bu davalı bakımından davanın sıra cetveline itiraza dönmesi durumunda sözü geçen davalı...