WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KOOPERATİF -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kooperatif üyesinin verdiği vekalet sözleşmesinden kaynaklanan hisse devrinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı vekili, hisse devrine ilişkin yasal tüm gerekliliklerin yerine getirildiğini, davacının geçerli bir hisse devir sözleşmesinin sahteliğini iddia etmeden, içeriğine yönelik herhangi bir itiraz sunmadan salt hissenin devrinin otelin işletme hakkının ortağı olduğu dava dışı şirkete devri şartı ile hisse devrini gerçekleştirdiğini ancak bu şartın da yerine getirilmediğini iddia ederek devir sözleşmesinin iptali istediğini, hata, hile, ikrah gibi herhangi bir irade bozukluğu nedenlerinden birini de ileri sürmediğini, hisse devri sözleşmesinin hiç bir yerinde devrin geçerliliğine yönelik bir şart bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1010 esasına kayıtlı olarak açılan genel kurul kararlarının iptali davasında mahkemece davacıya davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti bakımından dava açması için süre verildiği ve böylece işbu davanın açıldığı, davalı gerçek kişinin davalı şirketteki 76 hissesinin 25 adedini 19.03.2015 tarihinde ve 26 adedini 29.07.2016 tarihinde hisse devir sözleşmeleriyle davacıya devrettiği ve bu devir vakıasını İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki 08.03.2017 tarihli celsede ikrar ettiği, dava konusu nama yazılı hisse senetlerinin devrinin herhangi bir sınırlamaya tabi olmadığı, hisse devrinin davalı şirket pay defterine işlenmesinin davalı şirket tarafından yerine getirilmesi gereken bir iş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirkete %51 hissedar olduğunun tespitine, tescil ve ilan hususlarının davalı şirket tarafından yerine getirilmesine karar verilmiştir. Karara karşı, her iki davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....

        in şirketin ortaklarına ait hisseleri yetkisi olmaksızın tasarruf imkanının bulunmadığı, Hazine Müsteşarlığı'ndan izin alınmaksızın ve yetkisiz temsilci tarafından yapılan hisse devrinin geçersiz olduğu, davalı ...'ın hisse devrini yapan ...'in yetkisiz temsilci olduğunu bilebilecek durumda olduğu, yapılan hisse devrinin geçersiz olduğu; şirket müdürleri ... ve Yavuz Türk'ün şirketin idaresi konusunda görevden nezini gerektirecek sebeplerin davacı tarafından ispat edilemediği, davalı ...'in yetkisiz temsilci olarak ortağın hissesinin devretmiş olması, müdürlük görevinden kaynaklanmadığı dahili davalı ...'nın da geçersiz olduğunu bile bile hisseleri davalı ...'dan devraldığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalı ...'a yapılan hisse devir sözleşmesinin iptali ile davalı ... adına tescil edilen 62.500 adet payın davacı adına tesciline; birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, dahili davalı ... dışındaki davalılar vekili temyiz etmiştir....

          Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 595/Son. fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin devir sözleşmesi tarihinden itibaren devrin gerçekleşmediği, onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibarıyla ortaklık devrinin gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Somut olayımızda yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca hisse devrinin geçerli olması için yasada belirtilen koşullar gerçekleşmediğinden açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/158 esas sayılı dosyasında .... .... ve .... .... aleyhine dava açılarak müvekkilince devralınan hisse senetlerinin devir öncesinde .... ....'den .... ....'a devrinin iptali ve senetlerin iadesi ile hisse senetlerinin temettü bedellerinin tarafına ödenmesinin talep edildiğini, yine .... .... tarafından .... 3....

              Şti'nin 2007/4-2009/8 dönemi prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borcunun tahsiline yönelik, davacı aleyhine düzenlenen 2009/15237, 2009/15238 ve 2009/15239 sayılı ödeme emirlerinin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 10.04.2006-06.07.2006 tarihleri arasında ... Teks. ve Teks. Makineleri, İnşaat Turizm Gıd. Or. Ör. İt. İh. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin %5 hisse ile kurucu ortağı olduğu, 06.07.2006 tarihli noter sözleşmesi ile mevcut hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devir hususunun aynı tarihte ortaklar kurul kararıyla da sabit olduğu; ancak davacının hisse devrinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiğine ilişkin belgeye rastlanmadığı görülmüştür....

                a yediemin olarak teslim edildiğini, ilk protokol gereği noterden devrin yapıldığını ancak ikinci protokol gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı müvekkilinin kandırıldığını, ilk protokole göre yapılan hisse devrinin hile yolu ile yapıldığını ileri sürerek, hisse devrinin iptaline, protokolde geçen 100.000 TL’nın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemişlerdir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/318 esas sayılı dosyasında hisse devrinden kaynaklanan borcun tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteminin "hisse devrinin ispatlanamadığı" gerekçesiyle reddedildiği, kararın kesinleştiği, eldeki davada ise kesinleşen davaya konu hisse devrinin yapıldığının tespitinin talep edildiği, her iki dosyadaki taleplerin birlikte incelenmesinde derdestliğin söz konusu olduğu gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, her ne kadar İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/318-2011/748 E.K sayılı dosyası işbu dosya için kesin hüküm teşkil etmemekte ise de davacının, davalı V.. D..'...

                    Gümüşgün Konut Yapı Kooperatifine vermeyi kabul ettiğini ve bahsi geçen devrin gerçekleştirildiğini, ancak davacının sözleşmeyi kooperatif adına yapması gerekirken şahsı adına satış yapılmış gibi göstererek sözleşme imzaladığını, davacının şahsına karşı bir hisse satışı olmadığı gibi, davacı tarafından kendisini yapılan bir ödeme bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının dayandığı sözleşmenin kooperatif adına yapıldığı ve dairesinin satışı ve devrinin daha sonra kooperatif adına gerçekleştirilmek suretiyle davalının edimini yerine getirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 27.07.2000 tarihli sözleşme gereğince kararlaştırılan dairenin hisse devrinin davalı tarafından yapılmaması nedeniyle ödediği 70.000 DM bedelin ödenmediğinden bahisle takibe yapılan itiraz üzerinde eldeki işbu davayı açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu