Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, hisse devrine ilişkin protokolde devir alan olarak gösterilen ... İş Sağ. ve Güv. Tek. Hiz. Don. Dan. Tic. Ltd. Şti.’ne hissenin devredilmediği, protokolde imzası bulunmayan ...’a hisse devrinin yapıldığı, bu anlamda davacıya hisse devrinin yapıldığının kabul edilemeyeceği, ayrıca davalı şirketin unvanı ve onun adına yetkilisi tarafından protokolün imzalanmamış olması nedeni ile davalıyı da bağlayıcı olmadığı, hisse devrinin Yasadaki prosedüre uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunun bu davanın konusu olmayacağı, devir olan olarak davacı adının geçmesine karşın hissenin davacıya devredilmemiş olması bakımından protokolün uygulanamayacağı, takibe konu fatura bedellerinin ödenmediği sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir....

    Her ne kadar davacı, dava dilekçesinde hisse devir sözleşmesi, hisse devrinin onayına dair genel kurul kararının sahteliği iddiasında bulunmuş ise de, duruşmadaki beyanında, hisse devrine ilişkin noter sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş olup, yokluğunda yapıldığı için sahtelik iddiasında bulunduğu hisse devrinin onaylanmasına dair iptali istenen genel kurul kararının, TTK nun 595. ve müteakip maddelerine uygun olduğu, keza limited şirket hisse devri sözleşmenin yapılması ile değil, hisse devrinin genel kurul tarafından kabulü ile geçerli hale geldiğinden, henüz genel kurul toplantısı yapılıp hisse devri onaylanmayan hisseyi devralan paydaşın genel kurula katılma hakkı bulunmadığından, yokluğunda hisseyi devreden şirket ortağının katılımı ile alınan genel kurul kararının iş bu nedenle usul ve yasaya uygun olduğu, yoklukla malul olmadığı kanaatine varılmıştır....

      ya devrettiğini, devir kararının tüm ortakların katılımıyla alındığını, hisse devrinin Ticaret Sicil Memurluğu'nca tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilanının yapılmadığını, halen şirket hissedarı olarak görüldüğünü, bu nedenle davalı şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulduğunu ileri sürerek, hisse devrinin tescil işlemlerinin yaptırılması ve şirketteki devir tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarının ve buna bağlı olarak diğer borçlardan sorumlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, limited şirketlerde hisse devrinin şekil şartlarına tabi olduğunu, tescil ve ilan yapılmadığı için bu satış işleminin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Davalı şirket davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır....

        Taraflar arasında davacının davalı şirkette bulunan hisselerini noterde akdedilen hisse devir sözleşmesi ile davalı ...'a devrettiği, devir nedeniyle davalı ...'ın davacıya 50.000,00 TL ödediği, hisse devrinin davalı şirket ortaklar kurulu kararıyla kabul edildiği, ticaret sicilinde tescil işleminin ise yapılmadığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Asıl davada uyuşmazlık, davacının hisse devrinin ticaret sicilinde tescilini talep edip edemeyeceği, karşı davada ise, karşı davacının hisse devir sözleşmesi nedeniyle karşı davalıya ödediği bedelin tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır. Öncelikli olarak davalı ...'ın ek karara yönelik istinaf itirazının incelenmesi gerekir....

          İncelenmesinde; bahse konu hisse devrinin şirket pay defterine kaydedilerek hisse devrine ortaklar kurulunu oluşturan dosyamız davalısı ile davacı devralan ortak ve dava dışı ortak ... tarafından muvafakat edildiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar dava konusu limited şirket hisse devir bedelinin istirdadı talep edilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak yapılan açıklamalar ve tespitler çerçevesinde dava konusu hisse devrinin 6102 sayılı TTK 595/1-2 maddesine uygun olarak gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, bu durumda davacının hisse devir işleminin usulüne uygun olarak gerçekleşmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, yine istirdat istemine dayanak olarak hisse devrinin onaylanmasına ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olduğu iddiasının da TTK 436 m....

            Mahkemece, davalı Kurumun, davacının ortağı olduğu limited şirketin.... ayları arası prim borçlarından dolayı, davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin ve takibin, davacının şirketteki hisselerini devretmesi nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de, davacının, limited şirket ortağı olarak sorumluluğunun belirlenmesinde; hisse devrinin 3.kişi konumundaki Sosyal Sigortalar Kurumu bakımından hüküm ifade edebilmesi için, Ticaret Siciline tescil ile, Türk Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi yasa gereği olup, dosya içeriğinden, işbu hisse devrinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı koşulunun 24.01.2008 tarihinde yerine getirildiğinin anlaşılması karşısında; davacının ödeme emrine konu prim borcu ve ferilerinden 6183 sayılı Yasanın 35/1 maddesinde öngörülen biçimde sermaye hissesi oranında doğrudan doğruya sorumlu olduğunun ve 2008/1.ayına ait prim borçlarından sorumlu olmadığının düşünülmemesi isabetsizdir. ./.....

              nin %30 oranında ortağı olduğunu, diğer ortağının ise %70 oranında davalı ... olduğu, ... ile 08/04/2011 tarihli protokol yapıldığı, bu protokol gereğince Atilla Altan'a hisse devrinin gerçekleştirildiğini, ancak şirket tarafından müvekkili aleyhine Bursa kapatılan 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/213 esas sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, müvekkilinin de bu davaya karşılık olarak kâr payı alacağı davası açtığını, bu davada müvekkilinin hissesinin iadesini isteyebileceğinin belirlendiğini ileri sürerek, 08/04/2011 tarihli protokol gereği devredilen 1500 adet hissenin devrinin iptali ile iadesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı ile müvekkili ...'ın S.E.A. Petrol Ltd. Şti.'nin ortağı ve yetkilisi olduklarını, yapılan üstünkörü inceleme neticesinde davacının şirket paralarını zimmetine geçirdiğinin öğrenildiğini, bu hukuka aykırı eylemler nedeniyle şirketteki hissesini ...'...

                e noter senedi ile devir ve temlik etmesine rağmen şirket tarafından devir sözleşmesinin ticaret siciline tescil edilmemiş olduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek davalı ...'e yapılan hisse devrinin tespiti ile devrin ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin hisseyi noter senedi ile Mustafa Dal'a devrettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı şirket vekili, davacıdan hisse devrini aldıktan sonra şirketin birikmiş borçlarından dolayı ilan ve tescilin yapılamadığını, şirket borçlarının ödenmesinin akabinde ilan ve tescil işlemini yapabilmelerinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  e devrinin iptali davasına Ek ve terditli olarak açıldığından 2019/377 E. Asyııl davayla birleştirilmesine, hisse devrinin iptali kararı verilmesiyle birlikte, devrinden dolayı davacının iki şeritten elde edemediği parasal gerçek kayıpların-zararların tespiti ve belirlendiğinde, Hmk 107. Gereği gerçek zararların tazmini için artırım haklı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'sinin hisse devir ve/veya zarar tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, hisse devrinin iptali isteminin reddi halinde ... Tarım ürünleri ve ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti'nin ve ... Tarım Ürünleri ve ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti'nin ortağı olduğu, Kesimhane Hayvancılık ve San. Ltd....

                    ya devrettiği, söz konusu hisse devrinin ortaklar genel kurulu kararı ile onaylandığı ve hisse devrinin ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, sözlü yapılan anlaşma uyarınca hisse devri karşılığında davalı şirkete ait taşınmazın devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını ileri sürmekte ise de, noterde yapılan hisse devri sözleşmesinde davacının hisselerini 170.000 TL bedel karşılığında devrettiğini, devri bedelini davalı ... Doğrudan nakten ve tamamen aldığını beyan ettiği görülmekle, davacı söz konusu resmi şerkilde düzenlenmiş senetteki imzalı beyanının aksine olarak devrin taşınmaz devri karşılığında yapıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davrandığını, HMK'nın 201.maddesi uyarınca tanıkla ispat edemeyeceği öngörülmüş olup somut olayda davacının iddiasını kesin deliller ile ispat edemediği nazara alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu