Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre yapılan açıklamalar ışığında somut olayımızda da pay devrinin geçerliliği için genel kurul kararına ihtiyaç bulunmadığı, davacı ile davalı arasında yapılan pay devir sözleşmesinin genel kurul kararı mahiyetinde olduğu açıktır. Pay defterine kayıt ise kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.( TTKm495/1) Benzeri durum, limited şirketlerde payın devrinde kanuni bağlam ilkesidir; diğer bir ifade ile esas sözleşmede aksine bir durum yoksa, esas sermaye payının devri için genel kurulun onay vermesi ile devir geçerli olur ve devralan şirkete karşı ortaklık sıfatını kazanır.( TTKm595/2)Pay defterine kayıt, açıklayıcı nitelikte olduğundan, pay devrinin geçerliliği ve devralanın şirkete karşı ortaklık sıfatının kazanılmasında etkili olmaz.( Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Prof. Dr. Hasan PULŞALI, s.752) Anlatılanlara göre aslında hisse devrinin gerçekleştiği ve davacının davacı şirkette hissedar olduğu söylenebilecektir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2020/229 Esas sayılı yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti talepli dava ikame edildiğini ve bu davada alınan bilirkişi raporu ile haklılıkları tespit edilerek Mahkeme tarafından 01.06.2021 tarihinde 27.06.2020 tarihli davalı şirket yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğuna karar verildiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/229 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu tespit edildiğinden ve davalı şirket yönetim kurulunun görev süresi 21.02.2020 tarihinde sona erdiğinden davalı şirketin organsız kaldığını, daha sonra 23.03.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının da yok hükmünde olduğunun tespiti hususunda İstanbul 1....

    Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2020/229 Esas sayılı yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti talepli dava ikame edildiğini ve bu davada alınan bilirkişi raporu ile haklılıkları tespit edilerek Mahkeme tarafından 01.06.2021 tarihinde 27.06.2020 tarihli davalı şirket yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğuna karar verildiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/229 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu tespit edildiğinden ve davalı şirket yönetim kurulunun görev süresi 21.02.2020 tarihinde sona erdiğinden davalı şirketin organsız kaldığını, daha sonra 23.03.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının da yok hükmünde olduğunun tespiti hususunda İstanbul 1....

      den boşalan yönetim kurulu üyeliğine atanmasına ilişkin 26/02/2007 tarihli yönetim kurulu kararının sicile tescil işleminin 05/03/2007 tarihinde reddedildiği, red işleminin iptali için ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan 2007/175 esas sayılı davanın, daha sonra ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/559 esas sayılı dosyası ile birleştiği, ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/559 esas, 2009/596 karar sayılı kararı ile sicile tescil talebinin reddi kararının, tescili talep edilen 26/02/2007 tarihli yönetim kurulu kararı toplantı yeter sayısına uyulmaması nedeniyle yok hükmünde olduğu, sicil işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu saptama karşısında ...ı'nın yönetim kurulu üyesi olduğundan bahsedilemeyeceği, yine ... Holding A.Ş. tarafından ... Makine A.Ş. hisselerinin ...'...

        in ölümü ile ...'in yönetim kurulu üyeliğine atanmasına karar verildiğini ve yönetim kurulunun 1 yıl süre ile ..., ... ve ...'den oluştuğunu, kararın noterde tasdik ettirildiğini, buna karşın ...'in yokluğunda o yokmuşcasına yine aynı tarih ve karar numarası ile yönetim kurulu kararı adı altında ...'in ve ...'in yönetim kuruluna atanması kararının alındığını, kararın usulsüz olduğunu, yok hükmünde bulunduğunu, ... ve ...'in üyeliklerinin geçerli olduğu varsayılsa dahi yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanamayacaklarını, buna karşın ibra oylamasında oy kullandıklarını, ibra oylamasının bu yönden de iptali gerektiğini, hisse satışı ile ilgili olarak genel kurulun almış olduğu pay defterine kayıt kararının da iptali gerektiğini, noterden resmi şekilde yapılması zorunlu olan hisse devrinin adi şekilde yapıldığını, ... ve ...'...

          Davalı vekili 29/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Limited şirket genel kurul kararının butlanı ve iptalini düzenleyen TTK m. 622’de, anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağının hükme bağlandığını, anonim şirketlere ilişkin 445. maddede ise, genel kurul kararı aleyhine açılacak dava için üç aylık hak düşürücü süre belirlendiğini, iş bu sebeple açılan davanın evvela başkaca bir husus araştırılmaksızın, süre yönünden reddi gerektiğini, davacının dava hakkının zamanaşımına uğradığını, davacının 15.04.2020 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile TTK 530....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yaptırılan imza incelemesi sonunda gerek devir sözleşmesindeki imzanın, gerekse genel kurul toplantısındaki imzanın davacıya ait olmadığının belirlendiği, ortaya çıkan bu durum nedeniyle davacının, davalı şirketin ortağı olan ...'dan herhangi bir hisse devri almadığı, hisse devir sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığı, bu nedenle söz konusu hisse devir sözleşmesinin butlan hükmünde olması nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiği, keza aynı tarihli olan davalı şirketin 02 no.lu genel kurul kararının da sahte imza ile temin edildiğinden dolayı ve sahte hisse devri sözleşmesine dayalı olarak alınmış bulunması nedeniyle butlan hükmünde olup iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/412 Esas sayılı dosyasında, aralarında davacının da bulunduğu bir kısım ortakların genel kurul kararının iptalini talep ettikleri, her iki davanın konusunun, taraflarının ve hukuksal nedenlerinin aynı olduğu gerekçesiyle, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. 1-Dava, genel kurul kararının yoklukla malûl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir....

              Dava, limited şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince dava konusu şirket genel kurul kararının iptaline dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmekle, Bölge Adliye Mahkemesince, genel kurula yapılan çağrının geçerli olmadığı gibi gerekli nisap oluşmadan yapılan toplantıda alınan kararların yoklukla malül olacağı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, iptali talep edilen 29.07.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir. “Yokluk”; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, s.196). Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi "yokluk" ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir....

                -K A R A R- Davacı ... vekili asıl davada, davalı kooperatifin tüm daireleri yaparak ortaklara tapuların verildiğini ve ferdi mülkiyete geçildiğini, 11 yıldır hiçbir işlem ve toplantı yapılmadığını, 21.03.2009 tarihinde genel kurulun toplantıya çağrıldığını, kooperatif üzerine yalnızca 1627 m² arsa kaldığını, kanuna ve anasözleşmeye göre kooperatifin dağıldığını, tasfiyesinin mahkeme tarafından yapılması gerektiğini, yasal dayanağı bulunmayan toplantıda alınan kararların geçerli olmadığını, çağrı ve toplantının da anasözleşme ve kanuna aykırı yapıldığını ileri sürerek, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun, kooperatifin münfesih olduğunun tespiti ile tasfiyenin mahkeme aracılığıyla yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu