Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, TTK'nun 520. maddesine uygun hisse devrinin söz konusu olmadığını, noter huzurunda yapılmayan hisse devrinin ortaklar arasında dahi ileri sürülemeyeceğini, hisse devrinin şirket pay defterine işlenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ortaklar arasında veya üçüncü bir kişiye hisse devrinin 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesinde düzenlendiği, hisse devrinin noter huzurunda yapılması gerektiği, taraflar arasında kanunun emredici hükmüne uygun hisse devri yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    Her ne kadar davacı, dava dilekçesinde hisse devir sözleşmesi, hisse devrinin onayına dair genel kurul kararının sahteliği iddiasında bulunmuş ise de, duruşmadaki beyanında, hisse devrine ilişkin noter sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş olup, yokluğunda yapıldığı için sahtelik iddiasında bulunduğu hisse devrinin onaylanmasına dair iptali istenen genel kurul kararının, TTK nun 595. ve müteakip maddelerine uygun olduğu, keza limited şirket hisse devri sözleşmenin yapılması ile değil, hisse devrinin genel kurul tarafından kabulü ile geçerli hale geldiğinden, henüz genel kurul toplantısı yapılıp hisse devri onaylanmayan hisseyi devralan paydaşın genel kurula katılma hakkı bulunmadığından, yokluğunda hisseyi devreden şirket ortağının katılımı ile alınan genel kurul kararının iş bu nedenle usul ve yasaya uygun olduğu, yoklukla malul olmadığı kanaatine varılmıştır....

      Somut uyuşmazlık ve ilgili yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın şirket ortakları arasında düzenlenmiş hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde hisse devrinin tamamlanmadığının ve dolayısıyla davacının halen şirkete ortak ileri sürüldüğü, uyuşmazlığın çözümünde------ Mahkemelerinin yetkisinin kesin olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 14/2 maddesi uyarınca HMK'nın 114/1-ç maddesindeki dava şartı yokluğundan HMK'nın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        A.Ş.’de ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalının ortağı olduğu şirketteki 780 hissesini 29.03.2005 tarihli noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile 19.500.- TL karşılığı kendisine devrettiğini ve bedelini nakden aldığını ancak, hisse devrinin pay defterine işlenmesi taleplerinin yerine getirilmediğini ve hisselerin müvekkili adına pay defterine yazılmadığını ileri sürerek, davalının şirketteki 780 payının pay defterine müvekkili adına yazılması, talebin mümkün olmaması halinde uğranılan zarar karşılığı olarak şimdilik 100.000.- TL’nin ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 431.668,50 TL’ne yükseltmiştir....

          yer almadığından hisse devrinin yapılabilmesinin hukuken mümkünlüğünün bulunmadığını İstanbul 6’ncı İcra Müdürlüğü tarafından tesis edilen 05.08.2019 tarihli memur işleminin iptali ile kaldırılmasını, icra dosyasında T2 adına kayıtlı hisselerin T4 ve T5 devrine ilişkin Deniz Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.’ ye gönderilen 10.07.2019 tarihli başta olmak üzere diğer tüm yazılan müzekkerelerin/ işlemlerin fekki/iptali ile söz konusu fek/iptalin ve eski hale iadenin Deniz Yatırım Menkul Değerleri A.Ş.’ ye bildirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, İstanbul 6’ncı İcra Müdürlüğü tarafından tesis edilen 05.08.2019 tarihli memur işleminin iptali ile kaldırıldığını, icra dosyasında müvekkil T2 adına kayıtlı hisselerin T4 ve T5 devrine ilişkin Deniz Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.’ ye gönderilen 10.07.2019 tarihli başta olmak üzere diğer tüm yazılan müzekkerelerin/ işlemlerin fekki/iptali ile söz konusu fek/iptalin ve eski hale iadenin Deniz Yatırım Menkul Değerleri A.Ş.’ ye bildirilmesine...

          Davalılar vekili, davacının şirketin paralarını zimmetine geçirdiğini ve şirketi zarara uğrattığını, tarafların bu borçlar ödenmek koşuluyla hisse devri konusunda anlaştıklarını, noterde hisse devri yapıldığını, davacının hisse devri yapıldı diye borçlarını ödemediğini, oysa taahhüt yerine getirilmediği için hisse devrine ilişkin protokolün tamamlanmadığını, devrin pay defterine işlenmediği gibi----- edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalının yaptığı tasarrufların iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla BK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....

              İNCELEME VE GEREKÇE: Dava ve birleşen dava; hisse devir sözleşmesiyle şirket hissesinin devredildiğinin tespiti ve tespitin sicile kaydı ile ilanı istemine ilişkindir. Hissesi devredilen şirketin sicil özeti ve eki belgelerin tetkikinden;----kaydedildiği, davacı ----- tek yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılmıştır. Davacı ---- yevmiye numaralı limited şirket hisse devri sözleşmesiyle ---- karşılığı hissesinin tamamını davalı ----- devir ve temlik etmiştir. Şirket karar ve pay defterinin mahkememize ibrazı yönünde birleşen dava davalısı şirkete meşruhatlı davetiye çıkartılmış, istenen defter ve kayıtlar dosyaya sunulmamıştır. Davacı vekiline de yay defterini sunması için kesin süre verilmiş ancak verilen süre içerisinde davacı tarafından da pay defteri dosyayay sunulmamıştır....

                Dava, olaya uygulanacak mülga 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesi uyarınca limited şirket hisse devrinin tespit ve tesciline ilişkindir. Mülga TTK'nın 520. maddesinde bir pay devrinin şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartı ile hüküm ifade edeceğinin ve devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için ise, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesinin ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması şartlarının birlikte düzenlendiği, yine anılan maddenin son fıkrasında, pay devri veya devir vaadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve noterde imzası tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer hakkında dahi hüküm ifade etmeyeceğinin belirtilmiştir. Somut olayda davacının hissesini noter sözleşmesi ile devrettiği, devrin şirkete bildirildiği ve 09.12.2009 tarihli kararla hisse devrine muvafakat edildiği sabittir. Söz konusu devirden sonra şirket yönetiminin karar alarak hisse devrini iptal etmesi mümkün değildir....

                  veya davacının huzurdaki davada talep ettiği miktarda ve davacı tarafından diğer mirasçılara yapılan bir hisse deviri içeren sözleşmenin mevcudiyetinden bahsedilip bahsedilemeyeceği olduğunu, 19.08.2022 tarihli hazirun cetvelinde davacının imzasının bulunmadığı, huzurdaki davanın 2003 senesinde ikame edildiği, dolayısıyla sadece 1999- 2000- 2001 senelerine ilişkin hazirun cetvellerindeki davacı imzasının rolünün irdelenebileceğini, anonim ortaklıklarda nama yazılı hisse devrinin TTK'nın 416. ve 417.maddedeki kuralların uygulanacağını, ancak somut olayda olduğu gibi hisseleri temsilen hisse senedi veya bunların yerine ilmühaber ihraç edilmemiş olması halinde hisselerin devrinin BK m.162 vd....

                  UYAP Entegrasyonu