Eldeki menfi tespit davasına konu icra takibine dayanak olan bonoda iki adet düznleyen olup bunlar esas ve birleşen dava davacılarıdır.Taraflar arasındaki sözleşmenin 9.maddesinde ,----- müdürlüğünde yer alan icra dosyasında şirket araçlarına haciz geldiğinde senetlerin ödenmesi yönünde esneklik yapılacağı düzenlenmişitr.Yine sözleşmenin 10.maddesinde ödemenin ,sözleşmenin 8.maddesinde belirtilen senetle yapılacağı belirtilmiştir.Yine aynı sözleşmenin 12.maddesinde söz konusu senedin teminat senedi olmadığı düzenlemiştir.Eldeki davaya konu menfi tespit davasına dayanak senedin hisse devir sözleşmesi için yapılmış olduğu ve teminat senedi olmadığı taraflar arasındaki sözleşme ile ortaya konmaktadır.Bononun verilme nedeni olan pay devrinin gerçekleşmiş olduğu,pay devri için anlaşılan şirket hisse devrinin alacaklı tarafından borçlulara yapılmış olduğu görülmekle bononun verilme nedenine ilişkin edim yükümü bono alacaklısı tarafından yerine getirilmiş ve bono bedelinin istenebilir olduğu kanaatine...
dosya,--- Mahkemesi'ne gönderildiğini, davalı, iptali gereken hisse devrinde devralan sıfatını haiz olduğundan kendisine karşı işbu davanın ikame edilmesi mecburiyeti doğduğunu, ---söz konusu ---olduğu anlaşılıp bu nedenle söz konusu pay devrinin de geçersiz olması sebebiyle iptalinin gerektiği açıkça görüleceğini, ilgili genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve hileli hisse devrinin iptali istemli olarak işbu davada dava dışı olan---- Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, işbu davanın HMK madde 166 uyarınca birleştirilmesi gerektiğini, zira davalar aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olup aynı işlemler ve olaylar sebebiyle ikame edildiğini, bu şekilde müvekkil şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı, şirket ------- dahi belirtilmeksizin sahte -------- alınarak (bu husus ---- ---- pay devrinin de iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davamızın kabulü ile davalı ... --- %50 hisse sahibi olan müvekkil şirket...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/435 Esas KARAR NO: 2021/696 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/07/2019 KARAR TARİHİ: 30/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında hukuki ihtilaf konusu haline gelen ---- taşınmazın davacı müvekkiline devri konusunda anlaşıldığını, davalı şirketin ortak olarak --- tarihinde kurulduğunun kabulünü gösterir ---- imzalandığını, ---- tasdikli hisse devir ve ----- davacıya bahse -------hissesinin devredildiğini, şirket ortaklarının ----- toplandığını, --- bahsi geçen devrin kabulüne ve devir hususun şirketin pay defterine işlenmesine karar verildiğini, yine bu kararın ---- bildirilmesine karar verildiğini, alınan bu kararların ve hisse devir sözleşmesi sonrasında şirket işlemlerinin tamamlanması...
Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 26.03.2010 Nosu : 853-148 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu edilen 23.700.TL bedelli bononun davalı tarafa , davalının müvekkiline devredeceği hisse bedeline ilişkin verildiğini, ancak hisse devrinin yapılmadığını, bu nedenle bononun teminat vasfını kaybettiğini belirterek müvekkilinin icra takibine konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur."...
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Vergi Mahkemesinin kararı üzerine ödemiş oldukları bedelin davalı idare tarafından, yaptıkları hesabın yanlış olduğu tespit edilmek suretiyle yeniden hesaplama sonucu taraflarına iade edildiğini, bu yönüyle istirdatlı taleplerinin konusuz kaldığını, menfi tespit taleplerinin devam ettiğini belirterek menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini, istirdat talebi yönünden ise dava konusuz kaldığından gereğinin takdir edilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat-zayi nedeniyle çek iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit-istirdat davasının reddine zayi nedeniyle çek iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/05/2022 KARAR TARİHİ : 15/03/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; taraflar arasında dava dışı ... ......