Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Orman Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın 1951 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur....

    Davacı Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava, yayla iddiası ile açıldığından ve yayla olduğu saptanan yer krokide gösterilmediğinden kadastro bilirkişisinden orman sayılmayan yerin miktarını da gösterir infaza elverişli rapor ve kroki alınarak, davanın taşınmazın orman tahdit sınırları dışında kalan bölümüne hasren kabulü gerekir. Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak kesinleşmiş tahdit içindeki orman olan bölümün de yayla niteliği ile özel siciline yazılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Davacı Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava, yayla iddiası ile açıldığından ve yayla olduğu saptanan yer krokide (A) harfi ile gösterildiğinden kadastro bilirkişisinden bu kısmın miktarını gösterir infaza elverişli rapor ve kroki alınarak, davanın taşınmazın (A) harfli bölümüne hasren kabulü gerekir. Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak kesinleşmiş tahdit içindeki orman olan (B) harfli bölümün de yayla niteliği ile özel siciline yazılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava yayla iddiası ile açılmış ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiş olduğuna göre, bu nedenle davanın reddi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak tapunun iptaline yayla niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; HUMK.nun 388. maddesi uyarınca tarafların kanuni vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar yerinde yazılmamış olması, diğer yandan davalıdan tahsiline karar verilen harç ve vekalet ücretinin hesabında yöreyi ve taşınmazın durumunu bilen yerel bilirkişilerin bildirdiği metrekaresi 15 YTL den hesaplanan taşınmaz değeri yerine bu konuda uzman olmayan fen memurunun bildirdiği 5500 YTL.nin esas alınması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 11.7.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Orman Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın 1951 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Orman Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın 1951 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur....

              de mevcut alacağın kendilerine temlik edildiği belirtilerek haczin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece istemin istihkak iddiası olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Şikayete konu 1. haciz ihbarnamesinin gönderildiği takip dosyasında taraf olmayan şikayetçinin, haczi talep edilen menkul niteliğindeki alacağın temlik alınmak suretiyle kendisine ait olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğinde olup, dilekçede şikayetten söz edilmesi, HMK'nun 33. maddesinde yer alan “hukuki tavsifin hakime ait olduğu” kuralını değiştirmez. Kaldı ki, mahkeme hakimince talebin şikayet değil istihkak iddiası olduğuna ilişkin hukuki değerlendirme yapılmış, ancak hukuki değerlendirmenin sonucuna göre istihkak davası prosedürüne göre inceleme yapılmamıştır....

                A.Ş. isimli firma adına sahte fatura düzenleyerek piyasaya sürdüğü iddiası ile açılan davada; 2010 takvim yılında AY-PET Ankara Yenişehir ... A.Ş. isimli firma adına sahte fatura düzenlediği iddiası ile Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/655 esas, 2012/807 karar sayılı dosyasında da sanık hakkında yargılama yapılıp mahkumiyet hükmü verildiğinin anlaşılması karşısında, mükerrer yargılama yapılmasını önlemek ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağını belirlemek amacıyla; her iki dosya bakımından da suça konu sahte faturaların aynı olması durumunda davaların mükerrer olacağı, farklı olması ve farklı kişilere veya farklı zamanlarda verilmesi durumunda ise eylemin zincirleme biçimde işlenmiş tek sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı gözetilerek, Antalya 17....

                  Sanayi Sitesi Şubesinden sahte kimlik ve belgeler kullanmak suretiyle otomobil kredisi tahsis etmeye kalkışmak eylemine iştirak ettiği iddiası ile ilgili olarak 11.05.2005 olan suç tarihinden, sanık ...'in 22.02.2005 tarihinde gerçekleşen ... Bankası 4.Sanayi Sitesi Şubesinden sahte kimlik ve belgeler kullanmak suretiyle otomobil kredisi tahsis etme eylemine iştirak ettiği iddiası ile ilgili olarak 22.02.2005 olan suç tarihinden, yine sanık ...'in 28.02.2005 tarihinde Türk Dış Ticaret Bankası (Fortis Bank )Merkez Şubesinden sahte kimlik ve belgeler kullanmak suretiyle otomobil kredisi tahsis etmeye kalkıştığı iddiası ile ilgili olarak 28.02.2005 olan suç tarihinden, sanık ...'in 06.04.2005 tarihinde Türk Dış Ticaret Bankası (... Bank) ......

                    Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 2001-2011 yılları arasında çalıştığı, hiç bir haklı neden yokken dolandırıcılık iddiası ile iş akdinin haksız feshedildiği, ceza davasında beraat kararı verildiği, işçilik alacaklarının ödenmediği iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu