Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenlerine dayalı boşanma istemlerinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
2020/204 Esas-2020/495 Karar sayılı dosyasından açılan suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası ile ilgili olarak da, erkeğin kadına yönelik tehdit eylemi nedeniyle Antalya 19....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine, karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Davacı-karşı davalı taraf; haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddedilmesi, karşı davanın kabul edilmesi, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, hükmedilen tazminat miktarlarının az olması yönünden davalı-karşı davacı taraf; asıl davanın kabul edilmesi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi ve hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olması yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md. 166), olmadığı takdirde onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md.163), olmadığı takdirde pek fena muamele (TMK md. 162) ile olmadığı takdirde zina (TMK md.161) nedenleri ile boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
ise, bu eş her zaman boşanma davası açabilir" hükmünün mevcut olduğunu, gerek Çorlu Aile Mahkemesinin değişik dosyası, gerek Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık dosyasında davalının, Ramazan Çeper ile gönül ilişkisine girdiğini ve birlikte yaşadığını beyan ettiğini, hatta müvekkiline attığı mesajda kendi çocuklarına piç kelimesi kullanarak çocuklarının kendisinden dahi olmadığını ima ederek başkalarıyla yaşadığı birlikteliği adeta ima ettiğini, davalının haysiyetsiz hayat sürme ve yaşadığı gönül ilişkisi nedeniyle müvekkili açısından davalı ile birlikte yaşamasının beklenemeyeceğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek ve mevcut dava dosyasına vermiş olduğu cevap dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrarla, açılan davalarının kabulü ile tarafların davalının haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkilinin yaşadığı elem ve sıkıntıya karşılık olmak üzere 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN REDDİNE; 10/09/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında dava tarihinden itibaren hükmedilen davalı birleşen davanın davacısı kadın lehine takdiren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma hüküm kesinleşinceye kadar devamı ile boşanma hüküm kesinleştikten sonra ortadan kalktığının tespitine, BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2020/297 Esas, 2021/71 KARAR SAYILI DAVA YÖNÜNDEN: DAVANIN KABULÜ İLE; tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi Gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Davalı birleşen davanın davacısı kadının maddi tazminat ile manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, Davalı birleşen davanın davacısı kadının yoksulluk nafakası talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE; BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2021/137 ESAS, 2022/32 KARAR SAYILI DAVA YÖNÜNDEN: DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi Gereğince HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Davacı birleşen davanın...
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 1.000,00- TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kusur tespitine, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine, kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf aşamasında yapılan incelemede eşlerden T4 vekili tarafından 11.11.2021 tarihinde terditli olarak zina (TMK md. 161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) ve evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, bu davanın Antalya 10. Aile Mahkemesinin 2021/805 esas sırasına kaydedildiği ve derdest olduğu, anlaşılmaktadır....
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kabul edilen karşı boşanma davasına, kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğine, kusur tespitine, kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarına, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarına, kusurlu taraf olan erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma, karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma talebi ve fer'ileri istemine ilişkindir....
GEREKÇE : Dava; TMK.nun 163.maddesinde düzenlenen haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile boşanma davasıdır. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece; davacının dayandığı iddiaları ispat edemediği, aksine taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ve fiili ayrılıkta davacı kocanın tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 1- Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. (HMK'nun 33. madde) Davacının dava dilekçesindeki açıklamalarından; talebinin TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası olmayıp, TMK'nun 163.maddesinde yer alan haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı özel boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davalı-karşı davacı kadının davasının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi uyarınca kabul edildiği belirtilmesine rağmen, kararın gerekçesinde "somut olayda zina (TMK m.161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m.163) şeklinde boşanma sebeplerinin ve koşullarının oluştuğu gibi davacının sadakatsiz davranışları davalıya yönelik aşırı kıskançlık içeren baskıcı tutum ve davranışları ile Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen koşulların oluştuğu" belirtilerek, hüküm ile hükmün gerekçesi arasında çelişkiye sebebiyet verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m.298/2)....