Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadın, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı halde bu konuda olumlu veya olumsuz hüküm kurulmayıp, talep dışına çıkılarak TMK'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinin, erkeğin boşanma davası ve fer'ilerine yönelik taleplerinin reddinin ve davacı-karşı davalı kadının boşanma davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile vekalet ücreti istemlerinin kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dairemizin, 27.12.2018 tarih, 2018/320 esas ve 2018/1697 karar sayılı ilamı ile; "mahkemece, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu" gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir....

Ancak davalı-karşı davacı kadının hayata kast, pek kötü davranış ya da ağır derecede onur kırıcı davranış sebebine dayalı (TMK m. 162) ve terk hukuki sebebine dayalı boşanma davaları (TMK m. 164) varken; gerekçede evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasından bahsedilmiş, hangi davanın hangi gerekçe ile reddedildiği belirtilmemiştir. Yerel mahkeme kararının Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm verilmemesi de usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    " dediğini, davacı odadan çıkmayınca iki eliyle kafasına yumruk attığını, davacının evden kendini dışarı atıp güvenlik kuvvetlerini aradığını beyan ederek TMK'nın 162. maddesi gereği hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle, olmazsa TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Tuana İrem Pamukçu'nun dava boyunca geçici velayetinin ve dava sonunda velayetinin anneye verilmesine, 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi ile aynı miktar iştirak nafakasına, davacı için aylık 800,00 TL tedbir nafakasına kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kendi davasında zina ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminat ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-birleşen davacı kadın dava dilekçesinde zina sebebi ile (TMK. md. 161) olmadığı takdirde pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. md.162) bu da olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK. md. 166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır....

      sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun, ayrıca davacı kadın ve velayeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının da kararın kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade edeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....

        Tüm bu açıklamalar karşısında davalı erkeğin gerekçeye ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, 1 nolu bendindeki "162 ve " kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, davacı kadının pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma isteminin reddine, davalı erkeğin sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)1- Davalı erkeğin gerekçeye ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, ANKARA 12....

        Şeylere yatırmayı, kadınlarla zaman geçirmeyi, kendisine lüks tüketim malzemeleri almayı tercih ettiğini, müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, müvekkilinin kadınlığını aşağıladığını, hiç bir koşulda beğenmediğini ifade ettiğini, başka kadınlarla kıyasladığını, hitmetçi konumuna sokulduğunu, davalının sosyal şiddet uyguladığını, müvekkili ile birlikte son senelerde hiçbir aile gezmesi, akraba ziyareti, tatil vb.. şeyler yapmadığını, çalışmasına engel olarak ekonomik özgürlüğünü elinden aldığını, davalının evliliğin bitmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını beyan etmiş ve pek kötü ve hayata kast niteliğinde davranışlar, zina, onur kırıcı davranış, mahkemenin aksi kanaatte bulunması halinde de tarafların genel boşanma sebeplerine binaen boşanmalarına, müvekkili lehine 500.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; zina ve hayata kast sebebine dayalı taleplerin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2) , zina (TMK 161), hayata kast ve onur kırıcı davranış sebeplerine ( TMK 162) dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece taraflarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2) sebebine dayalı olarak boşanmalarına, zina (TMK 161), hayata kast ve onur kırıcı davranış sebeplerine ( TMK 162) dayalı açılan davaların ise reddine karar vermiştir....

        İlk derece mahkemesince; boşanma ve ziynet alacağı davalarının karar verilmiştir. Davacı kadın vekili; reddedilen boşanma ve ziynet alacağı davalarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağı istemlerine ilişkindir. Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. (HMK m. 31) Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde 12.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, dilekçenin içeriğinde ise davacı kadının zaman zaman anne ve babasından alarak eşine verdiği paralar için maddi tazminat talebinin olduğunu beyan etmiştir....

        Hükmün gerekçe kısmında önce; davacı-karşı davalı erkeğin hayata kast pek kötü onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı davasını ispatlamaya yarayacak delil sunulmadığı, bu iddiaların sübuta ermediği belirtilmiş, hemen devamında ise; her iki tarafın eşit oranda kusurlu bulundukları ve iki tarafın da davasının kabulüne karar verildiği belirtilmek sureti ile hükmün gerekçe kısmında ve gerekçe ile hüküm kısmında çelişkiye düşülmüştür. Hal böyle olunca, hükmün gerekçesi usul ve yasaya uygun olacak şekilde düzenlenmediği gibi, gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu