DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortasına dayalı vefat teminatının tahsiline ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacılar vekili müvekkillerinin murisinin bankadan tüketici kredisi kullandığını, davalı şirketin kredi kullanımı esnasında hayat sigortası yaptığını, murislerinin daha sonra vefat ettiğini belirterek vefat tazminatının kendilerine ödenmesini istemiş, davalı vekili ise murisin hastalığını bildirmediğini bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını iddia etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosyadaki TR-4 belgesinde, davacı için sigorta başlangıcı olarak tespitine karar verilen 18.05.1985 tarihinde Çocuk/analık sigorta primi ödendiği yazılı olup; Mahkemece, tespitine karar verilen tarihteki primlerin rant sigortasına dayalı olup-olmadığı araştırılmalı; rant sigortasına dayalı olmayan çalışmanın sigorta başlangıcına esas alınamayacağı, varsa sonraki rant sigortasına dayalı çalışma tarihinin sözleşme gereği sigorta başlangıcı olarak esas alınabileceği gözetilmelidir. 3- Yaşlılık aylığı yönünden, yurtdışı hizmet borçlanması için kesin dönüşü şart kılan 3201 sayılı Kanunun 3. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 günlü Esas 2000/36 Karar 2002/198 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olduğundan, artık yurt dışında bulunan Türk Vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış ise de, 3201 sayılı Kanunun “aylık tahsisi ve aylığın başlama tarihi” başlıklı 6.maddesinde; "A-Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi...
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında bağıtlanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncumaddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür....
Bankası A.Ş’ den kullanmış olduğu kredi sonrasında, müvekkil şirket ile Banka arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigorta kapsamına dahil edildiğini, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alındığını ve bu kişilerin herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli, sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödendiğini, müvekkil şirket ile T.C ... Bankası A.Ş arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigortalı olan ...' ın, vefat tarihi itibariyle .... poliçe numaralı "Yıllık Yenilemeli Tüketici Kredisi Grup Hayat Sigortası" sigorta sözleşmesi bulunduğunu, bu sigortanın, sigortalı ...'ın vefat riskine karşı güvence altına alan hayat sigortası olup, teminatın kapsamı grup hayat sigorta sözleşmesi özel şartlarına ve hayat sigortası genel şartlarına tabi olduğunu, söz konusu sözleşme sigortalı tarafından dijital olarak onaylanıştır....
'in Kullanmış Olduğu Krediye İstinaden Hayat Sigortası Yaptırmış olduğunu, müvekkili ... .......... ...'in murisin tek ve gerçek mirasçısı olduğunu, muris ... ...'in Türkiye Halk Bankası A.Ş. Bursa Ertuğrulgazi Şubesine, ticari kredi kullanmak için başvurmuş olduğunu, bankanın söz konusu bu krediye Yıldırım Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifini de kefil alarak murisi ticari krediden faydalandırmış olduğunu, murisin kullanmış olduğu krediye istinaden Türkiye Hayat ve Emeklilik A.Ş.'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinin kararı ile; "Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, tüketici kredisi bağlantılı hayat sigortası ve bağımsız ferdi kaza sigortası tazminatı alacağına ilişkindir. Davacının iddiasına göre müvekkilinin kullandığı tüketici kredisi sırasında kendisine hayat sigortası yapılmıştır. Dosyada hayat sigortasına ilişkin poliçenin bir örneği mevcuttur. Bankaların verdikleri kredinin teminatı olmak üzere hayat sigortası yaptırma yoluna gittikleri bilinen bir gerçektir. Önceleri bankalarca bir nevi zorlama suretiyle bu sigortalar yaptırılırken 6502 sayılı Yasa ile artık tüketicinin rızası ve talebi doğrultusunda sigorta sözleşmesi yapılabilmektedir. Sigortanın amacı krediye teminat olmak içindir. Yapılan bu sigorta aynı zamanda kredi kullanana ve onun mirasçılarına da fayda sağlamaktadır....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Her ne kadar mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan hayat sigortasına ilişkin hükümlerin ve bu kapsamda alınan sigorta priminin davacıdan tahsil edilmesinin tüketici aleyhine haksız şart oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, bir sözleşme hükmünün haksız şart olarak kabulü için gerekli bulunan açık ve haksız oransızlık unsurunun gerçekleşen somut olayda bulunmadığı anlaşılmaktadır, zira sözleşmenin bir hükmünün, tüketicinin bir menfaatini ihlâl etmekle birlikte, ona önemli avantajlar da sağladığı anlaşılıyor ise artık bu kaydın tüketicinin zararına olduğunu söylemek olanaklı değildir....
Dosya kapsamından davalıların murisinin 06/07/2015 tarihinde ING Bank Kartal Şubesinden 36 ay vadeli 10.000 TL tüketici kredisi kullandığı, davalı sigorta şirketi tarafından bu krediye dayalı olarak hayat sigortası yapıldığı, murisin 15/12/2016 tarihinde vefat ettiği, 2.yıl için öngörülen vefat tazminatının 7.345,37 TL olduğu, davacıların kendi hisselerine düşen 6.978 TL'yi istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Dain-i mürtehin olan ING Bank Kartal Şubesinin davaya muvafakat verdiği, davacılar tarafından murisin krediye ilişkin kalan borcunun hepsinin ödendiği dosya kapsamı ile anlaşılmış olup özellikle davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Öte yandan davanın niteliği gereği davacıların kendi payına ilişkin olarak dava açabilecekleri kabul edilmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi dava tüketici kredisine dayalı olarak yapılan hayat sigortasına ilişkin vefat tazminatına dairdir....
ile ... arasında 11067500 poliçe numaralı aylık azalan hayat sigortası akdedildiğini, muris çektiği kredi taksitlerinin ödemesi devam ederken 04.12.2019 tarihinde vefat ettiğini, murisin kredi borcu nedeniyle müvekkiller hakkında İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/17732 esas sayılı dosyası ile dava dışı banka tarafından icra takibi yapılmış olup işbu takip tutarının ödenmesi ilk olarak hayat sigortasına binaen davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, ancak sigorta şirketi 13.3.2020 tarihli cevabi yazısı ile, murisin Hayat Sigortası Genel Şartları C-2.Sözleşmenin Yapılması Sırasında Beyan Yükümlülüğünü ihlal ettiği ve sigortalanırken mevcut hastalıkları ile ilgili beyanda bulunmaması gerekçesi ile vefat tazminatının ve dolayısıyla icra dosya borcunun ödenmeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkiller icra tehdidi altında dosya borcunun tamamı olan 16.450,00TL.yi 08.10.2020 tarihinde İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/17732 esas sayılı dosyasına ödeyerek krediyi kapattığını...
Somut olayda; davacılar murisinin Finansbank müşterisi olduğunu, murisin değişik tarihlerde bankadan krediler alındığı, murisin vefat ettiğini, müteveffanın aldığı krediye bağlı olarak hayat sigortası yapıldığı ve bu hayat sigortasına bağlı olarak talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198- 2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226- 2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur....