ın vefat tarihi olan 06/08/2012 tarihinden sonrasına isabet eden kredi borcunun davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğinin tespitine, her dava açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden davacının dava tarihi itibariyle dava ettiği ve ödediği toplam 941,60 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari iş karinesi gereğince avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-)Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince, dava, tüketici kredisi kapsamında hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat isteminden ibarettir.Dava konusu sigorta poliçesinin zorunlu bir unsuru olan Hayat Sigortası...
in davalı sigorta şirketi ile akdedilen grup hayat sigortası poliçesinden ayrılmak istediğini, sigorta tazminatının tarafına ödenmesini 05.10.2005 tarihli dilekçesi ile talep ettiği halde, davalı sigorta şirketi tarafından usulsüz kredi işlemleri dolayısıyla Ahmet'in mali sorumluluğunun bulunduğundan bahisle grup hayat sigortası tazminatının ödenmesine muvafakat verilmediğini, sözleşme ve poliçe hükümlerine göre davacı ...'e birikimlerinin kümülatif tutarının ayrılış tarihine kadar ödenmesi gerektiği, sigorta sözleşmesi ve zeyilnamelere göre davacının sigortalılığının devam ettiği belirtilmiş, mahkemece, davacı ... tarafından sigorta poliçesinin sonlandırılması için başvuruda bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine dosyanın yeniden yapılan incelemesinden: Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekilinin yargılama sırasında dosyaya sunduğu 02.03.2011 tarihli dilekçede; hayat sigortası başvuru formu altındaki imzanın sigortalıya ait olmadığını ve sigortalının ek teminatlar konusunda da bilgilendirilmediğini açıkça belirtmiş ve sigortalının şüpheli olan ve esasen ona ait olmayan imzaların yer aldığı hayat sigortaları bilgilendirme formu, hayat sigortası başvuru formu asıllarının dosyaya getirtilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin bu açıklamalarından hayat sigortası başvuru formu, hayat sigortaları bilgilendirme formu ve hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formundaki imzaların murise ait olmadığını ileri sürdüğü, başvuru formu ve bilgilendirme formları altında bulunan şüpheli imzaların incelenmesini istediği anlaşılmaktadır....
DAVA TARİHİ : 26/09/2019 KARAR TARİHİ : 27/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021 Dava, işyeri paket sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Hakimler Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli 564 ve 586 sayılı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümüne ilişkin kararı uyarınca 23. Hukuk Dairesinin ihtisas alanını düzenleyen 6. bendindeki "Riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararların" istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Bu nedenle dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.27/04/2021 .......
Dairemiz riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararlara bakmakla görevlidir....
-TL tutarında kredi kullandığını ve bu miktar üzerinden 23.06.2010 tarihinde hayat sigortası yaptırdığını, 2.000,00.- TL borç kaldığında bankanın “yeniden 4.000,00 TL kredi vermeyi, bunun 2.000,00.- TL’si ile bankaya olan borcunu ödemesini” teklif ettiğini, ... Topal’ın da bu teklifi kabul ettiğini ve 20.04.2011 tarihinde bu krediyi kullandığını, prosedür gereği de hayat sigortası yapıldığını, ... Topal’ın 01.07.2011 tarihine vefat ettiğini, mirasçıları olan müvekkillerinin, kredi borcunun ödenmesi amacıyla davalı sigorta şirketine başvurduklarını, ancak davalının “... Topal’ın, sigorta sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında kanser tedavisi gördüğünü bildirmediği, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu” gerekçesi ile ödeme yapmadığını, ......
dan kullandığı kredi nedeniyle davalı tarafından 06.04.2010 tarihinde hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin 25.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankaya yapılan başvurunun, sigorta poliçesi düzenlenirken murisin ölümcül hastalığını kasten gizlediği gerekçesiyle kabul edilmediğini ileri sürerek, 120.000 TL poliçe bedelinin ve 10.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; murisin akit yapılırken beyan yükümlülüğüne aykırı davranarak ölümcül olan karaciğer kanseri hastalığını kasten gizlediğini öne sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, daini mürtehin hakkı sahibi .... Şubesinin açık ve yazılı muvafakatini dosyaya ibraz edemediği gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece, talep edilen tazminat miktarına göre, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 68/1, 70/1 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusunda öncelikle hakem heyetine başvuru zorunlu olduğundan 6100 sayılı HMK.nun 114/1-h ve 115/1-2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, davacı tarafın ilgili yer Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığına başvurmakta muhtariyetine, verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin sigorta şirketine yatırdığı primden kesinti yapıldığını, zararının 4.337,47 TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 250,00 TL talep ettiklerini belirtmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 46.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bu bedelin 1.000,00 TL'sine 18/02/2016 tarihinden itibaren, 45.000,00 TL'sine ıslah tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
in poliçe imzalanırken diyabet ve tansiyon hastalıklarına ilişkin beyanda bulunmamış olduğu, bunun akabinde sigorta şirketinin durumu öğrendiği tarihten itibaren cayma hakkını kullanmış olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 24/07/2007-24/07/2008 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 13/06/2008 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. maddesi( 6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır....