Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen harici taşınmaz satışı nedeniyle ödemenin iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirket tarafından satışa sunulan dava konusu taşınmazdan, İngiltere'de yayınlanan gazeteler vasıtasıyla haberdar olduğunu, taşınmazın maliki dava dışı .... ile müvekkili arasında harici satış sözleşmesi imzalandığını, satış bedeline mahsup edilmek üzere ....'...

    Somut olaya gelince; harici alım tarafların kabulünde olup, davacı asil 4.6.2009 tarihli oturumda "çekişmeli taşınmazın satışı konusunda 70.000 marka anlaştıklarını, 60.000 markın ödendiğini, kalan miktarı davalının ödemediğini, satacağını söyleyince taşınmazı geri aldığını, 47.000 markı iade ettiğini, 13.000 markı otomobil satışı nedeniyle borcuna mahsup ettiğini" beyan edip, 31.12.2009 tarihli oturumda yemin etmişse de böylesi bir iddianın kanıtlanmasındaki ispat külfeti davacıda olup, davacının davalıya yemin teklif etmesi gerekirken davalının davacıya ödenen bedelin iadesi yönünden yemin teklif etmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, öncelikle davacıya ödenen harici satış bedelinin davalıya iade edildiği hususunun ispat külfetinin davacıya ait olduğunun gözetilmesi, bu ididanın kanıtlanamaması halinde ......

      protokol gereğince üzerine düşen yükümlülüğünü ifa etmiş olduğunu ve gayrimenkul üzerinde bulunan mülkiyeti kısıtlayıcı tüm hak ve yasal kısıtlamaları, gayrimenkulün teslim tarihi olan ----- yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, “...Taşınmaz üzerindeki tüm ipoteklerin, taahhüt süresinden önce --- itibariyle kaldırıldığı ve taşınmaz üzerinde hiçbir gerçek veya tüzel kişi lehine tesis edilmiş herhangi bir takdiyatın kalmadığını, --- tarihli protokolde alıcının talebi üzerine nihai işlemleri bitirmek üzere ---- kadar süre verildiğini, taşınmaz üzerindeki tüm takdiyatlar fek edilmiş olduğundan, taşınmazın satışa hazır olduğunun ihbarı ile ---- tarihine kadar taşınmazın satın alınması ile ilgili gerekli işlemlerin yapılması ve satış bedelinin en geç satış gününde nakden ve defaten ödenmesi gerektiği, Aksi takdirde satıştan vazgeçilmesi sebebi ile,----- cayma akçesi olarak irat kaydedileceği...” şeklinde beyan ve ihbar edildiğini, davalı şirket tarafından; ”....

        Toplanan delillerden tüm dosya içeriğinden dava konusu davacı ve karşı davalı ... adına mirasen intikal ve taksim sonucu 31.01.2001 tarihinde kaydedilen 224 ada 2 parsel sayılı 391 m2 arsa cinsli taşınmazın geldi kaydının 1259 parsel sayılı taşınmaz olduğu, tapulama tutanağına göre 29.08.1956 tarihinde davacı ve karşı davalı ...'ın murisi babası ... adına senetsizden tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 706, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca taşınmazların satışına ilişkin sözleşmelerin geçerliliği resmi şekil şartına bağlıdır. Bilindiği üzere ve kamu düzeni gereğince tapulu taşınmazların harici satışı geçersizdir. Öte yandan davalı taraf harici satın almaya dayalı olarak taşınmaz üzerine bina yapmakta iyiniyetli ise de belediyeden gelen cevabi yazıya göre taşınmazın ifrazı mümkün değildir....

          Harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. '' şekli ile belirtildiği üzere harici satış sözleşmesinde taraflar geçersiz bir sözleşme ile yalnızca verdiğini geri alabilir. Bu doğrultuda davacının harici satış sözleşmesinden kaynaklı olarak talep edebileceği şey, sözleşmede kendi üzerine düşen edimidir. Bu sebeple harici satış sözleşmesi yönünden davacının tapu iptal ve tescil talebi kabul görmemiştir....

          Taşınmaz satışına ilişkin adi yazılı sözleşme gereğini yerine getirmek istemeyen taraf, diğer tarafa aldıklarını geri vermek ve diğer taraftan da verdiklerini geri alma hakkına haizdir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacıyla, davalılardan Hüseyin arasında 20.12.2012 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi akdedildiği, davalı Hüseyin'in toplam 375.000,00 TL bedelle davacıya taşınmaz sattığı, davacının aynı gün sözleşmede kararlaştırılan kapora bedeline istinaden davalı Hüseyin'in babası davalı Kazım'ın hesabına 110.000,00 TL gönderdiği, davacının taşınmazı almaktan vazgeçtiği ve ödediği 110.000,00 TL kapora bedelinin iadesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı ile davalılardan Hüseyin arasında akdedilen 20.12.2012 tarihli sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükümler de aynı şekilde geçersizdir....

            Somut olayda; Katılanın olay tarihinde ... plakalı aracını Ankara Gimat oto pazarında satışa çıkardığı, sanığın bu araca müşteri olduğu, tarafların aracın 14.750TL'ye satışı konusunda anlaştıkları, sanığın katılana 500 TL kaparo verdiği, günlerden pazar olmasına rağmen parayı Çorum ilinde vereceğini söyleyerek araç ile birlikte katılanı Çorum'a getirdiği, Çorum'a gelince bankaların kapalı olduğunu, çevreden para bulamadığını bahane edip ertesi gün parayı havale yolu ile göndereceğini söyleyerek katılanı Ankara'ya gönderdiği, aracın sanıkta kaldığı, ertesi gün katılanın sanığı aradığı, sanığın katılana havale yaptığını söyleyerek ondan araç satışı yetkisi veren vekaletname istediği, bunun üzerine katılanın Keçiören 8....

              Somut olayda; kıymetli evraktan kaynaklanan bir talep mevcut olmayıp, davacı tarafından harici taşınmaz satışı nedeniyle davalıya verilen, daha sonra vadelerinde ödenerek geri alındığı iddia edilen senetler sözkonusu olup, davalı tarafından edimin yerine getirilmemesi ve taşınmaz satışına ilişkin ödenen bedelin davacıya iade edilmemesi üzerine, ödenen bedelin davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir. Bu durumda, davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

                Davalı vekili, davacı şirketin temsilcisi ile birlikte taşınmazların satışı konusunda üç kişiye vekalet verildiğini, dairelerin satışlarından elde edilen paraları müvekkilinin almadığını, paraların şirkete temsilcisine ve aracı olan vekalet alan kişilere verildiğini, bütün işlemlerin davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; satışı yapılan bağımsız bölümlerin satış işlemlerinin çoğunda vekalet verilen ... ....'...

                  DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, harici satış sözleşmesiyle satın alınan tapusuz taşınmazdaki zilyetliğe müdahalenin önlenmesi davasıdır. Somut olayda davacı, Durmuş Ali Sarıca'dan, haricen satın aldığı taşınmazı, üzerine ev yaptırmak, ağaç dikmek, sınırına yaklaşık bir metre genişliğinde duvar yapmak suretiyle senelerden beri kullanmakta iken bu gayrimenkulünün doğu sınırında komşusu olan davalı tarafından haksız olarak kendi zilyetliğinde olan kısma el atıldığını iddia ederek davalının müdahalesinin menine karar verilmesini talep etmiştir. " Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle resmi şekil şartına tabii olmadan taşınmazın zilyetliğinin devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir. Satış tarihi itibariyle taşınmazın tapusuz olduğu ve davacıya harici satış sözleşmesi ile zilyetliğinin devrinin yapıldığı anlaşıldığından, tapusuz taşınmazların haricen satışına ilişkin taraflar arasında yapılan sözleşme geçerlidir."...

                  UYAP Entegrasyonu