Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Dosya incelendiğinde; tarafların aralarında taşınmaz satış vaadine ilişkin sözleşme imzaladıkları; sözleşme uyarınca davacının davalıya 22.000,00 TL peşin verdiği, geri kalan kısmı ise belirli bir tarihe bağladıkları, ayrıca sözleşmeden cayma tazminatı koydukları anlaşılmıştır. Daha sonra ise sözleşmeden cayma nedeni ile belirlenen tazminat miktarı uyarınca icra takibi başlatıldığı ve davalının itiraz ettiği görülmüştür. Ancak, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi noter huzurunda resmi şekilde imzalandığı takdirde geçerli olmaktadır. Bu durumda işbu sözleşmeden cayma tazminatı söz konusu olmamakla, davacı davalıya peşin ödediği miktar olan 22.000,00 TL yi davalının uhdesinde bulundurduğu gümüş hesabını bozdurduğu ve zarara uğradığını belirtmiştir. Ancak davalı davacıya 25/10/2021 tarihli dekont ile ilgili miktarı ödemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, harici gayrimenkul satış sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği ve dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava konusu 1600 ada 14 parsel,11.02.1998 tarihinde imar yoluyla, dava dışı önceki malikler ... ve ... adına tapuya tescil edilmiş, 03.10.2005 tarihinde satış yoluyla davalı ... Turizm Ltd. Şti. adına, 17.10.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına, son olarak 10.05.2010 tarihinde satış yoluyla dava dışı Kadriye Kaymak adına tescil edilmiştir. Satışın yapıldığı tarihte taşınmaz tapuda kayıtlı olup tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Geçersiz bir harici satışa dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz ancak, koşulları varsa ise geçersiz sözleşmeden kaynaklanan satış bedelinin iadesi istenilebilir....

      Dosya kapsamından 12.04.1984 tarihli Tapulu Taşınmaz Harici Satış Mukavelesi ile müvekkilinin murisi Abdurahman Kılıç'ın da dahil olduğu 4 kişiye satıldığı ve yapılan keşifte mahkemece seçilen mahallli bilirkişilerin beyanlarının da bu yönde olduğu, taşınmazın devir tarihi itibariyle taşınmazın kadastrosunun yapılmadığı dolayısıyla tapulu taşınmaz olarak nitelendirilemeyceği dolayısıyla TMK 706.maddede belirtilen resmi devir şartının bu taşınmaz yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı dolayısıyla dosyadaki harici satış sözleşmesi keşif esansındaki mahalli bilirkişi beyanları da göz önünde bulundurulduğunda davacının tapu iptal talebinin yerinde olduğu bu itibar ile de terditli talebi yönünden incelemeye yer olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

      Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasında, davanın davalının adresinin bulunduğu, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, mahkememizin yetkisine itiraz ettiğini, yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak da davacının zarar ve kaybı olmadığı halde açmış olduğu sözleşmeden kaynaklanan tazminat talepli davasının usul ve esas açısından hukuka aykırı olması nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 12/04/2010 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının mahkemece reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Davacı vekilinin terditli istekleri arasında yer alan bedele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Tapulu taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bedelin tahsili istenebilir. 10.7.1940 tarih ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı YİBK’na göre, “haricen yapılan (tapu memuru huzurda yapılamayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde satış bedelinin geri vermeyen taraf, taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz, verdiği bedeli kendisine geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü tutulamaz.”...

            Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde iş makinesinin harici satış protokülü gereğince davaya konu senedin davacı tarafından davalıya verildiği, satış sözleşmesine konu iş makinesinin gerçek sahibinin davalı değil, dava dışı ... olup harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğu, taraflarca verilenlerin iadesi gerektiği, hal böyle olunca davacının menfi tespit isteminin yerinde olduğu, tarafların satış sözleşmesinden dönerek aynı araçla ilgili kira sözleşmesi akdettiği, aracın davacı yedinde kaldığı, akabinde iş makinesinin davalıya teslim edildiği, aracın davacı tarafından kullanılması nedeniyle doğan zararın senet bedelinden mahsubu talebinin yerinde olmadığı, sözleşme konusu iş makinesinin satış protokolü ile davacıya teslim edildiği, davacının öncesinde bu sözleşmeye istinaden sonrasında ise taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesine dayalı olarak iş makinesini kullanmaya devam ettiği, davacının zilyetliğinde bir süre iş makinesinin bulunması ve kullanması satış...

              Anılan bu giderler kendisine ödenmedikçe taşınmazı kullanmaya devam etmesi ve bundan kaynaklanan hapis hakkından yararlanması mümkündür. Ayrıca, böyle bir istemin ayrı bir davaya konu edilmeksizin aynı dava içerisinde savunma yoluyla ileri sürülmesi de olanaklıdır. Harici satışlarda Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşeder. Şu da ifade edilmelidir ki, 10.7.1940 tarih 2/77 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında "Haricen yapılan taşınmaz mal satışından dönüldüğünde verdiği bedel kendisine geri verilmeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir."...

                Bu nedenle, mahkemece hangi gerekçe ile devir edilen taşınmaz miktarının 700,18 TL. olduğu hususu anlaşılamamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu