Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; taşınmaz satımına dayalı alacak istemine ilişkin olup, tarafların sıfatına göre, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaa edilen binanın yükleniciye isabet eden bağımsız bölümünün satımı konusunda yetkili olan yüklenici ile davacı arasında taşınmaz satımına ilişkin harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince davacı tüketici ile davalı yüklenici arasında yapılan harici satım sözleşmesi nedeniyle davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Bu durumda taşınmaz satımına ilişkin yapılan sözleşme geçerli olduğundan, tarafları için hak ve borçlar doğurur. Yani davacı tapu devrini verdiğine göre satış bedeli karşılıklarını da talebe ... vardır. Ancak satış bedelinin 17.000 YTL'na karşılık, davacı satıcıya teslim edilen aracın resmi devrinin verilmediği ve Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi hükmünce araç satımına ilişkin yapılacak sözleşmelerin de resmi biçimde yapılması geçerlilik koşulu olduğuna göre, davacı araç devrinin kendisine verilmesini bu dava ile talep edemez. Zaten davacı da, aracın resmi devrinin verilmesini değil, aracın davalıya iadesi ile bedeli olarak belirlenen 17.000 YTL'nı ve araç için yaptığını ileri sürdüğü tamirat masraflarını talep etmiştir. Bu durumda geçerli olan taşınmaz satımına ilişkin olarak kararlaştırılan bir kısım satım bedelinin davacı satıcının talebe ... vardır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından taşınmaz alım satımına yönelik olarak müflis şirkete yapılan ödeme toplamının 60.000,00 İngiliz Sterlin'i olarak kabulünün gerektiği, taşınmaz alım satım işleminin gerçekleşmediği, bu sebeple davacı tarafından yapılan ödemelerin davacıya iadesinin gerektiği, İİK' nın 195. maddesi gereğince takip tarihi olan 02.08.2010 tarihinden iflas tarihi olan 12.10.2010 tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmasının gerektiği, alacak 60.000,00 İngiliz Sterlin'i olarak kabul edildiğinde davacının iflas tarihi itibariyle 141.456,00 TL asıl alacak 2.476,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.932,44 TL tutarında alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 143.932,44 TL alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen harici sözleşme ile otomobil satın aldığını bedelini ödediğini, davalının trafik kaydını devretmeye yanaşmadığını ileri sürerek ödediği 2.400.000.000 TL'nin faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı aracın kendisinin yurtdışına götürülmesi karşılığı verildiğini, paranın ödenmediğini, dolandırıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, paranın dava dışı ... ... tarafından alındığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan 21.5.2001 tarihli trafikte kayıtlı aracın satımına ilişkin harici sözleşme davacı ve davalı arasında düzenlenmiştir....
Davada; taşınmaz satış sözleşmesi ile ödenen bedelin, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeni ile, TBK'nun 77-82.maddeleri (BK'nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava konusu taşınmazların haricen satımına ilişkin olarak 23.07.2008 tarihli sözleşme düzenlenmiştir....
Tüketici Mahkemesi ise, taraflar arasındaki taşınmaz satımına ilişkin sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması ve alacağın temliki anlamına gelecek kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut bulunmadığını belirterek davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....
Tüketici Mahkemesi ise, taraflar arasındaki taşınmaz satımına ilişkin sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması ve alacağın temliki anlamına gelecek kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut bulunmadığını belirterek davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....
Bilindiği üzere, harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarih 1939/2 esas ve 1940/77 karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici ... düşüncesine dayanır....
KARAR Davacı, davalıdan harici sözleşme ile taşınmaz satın aldığını bedelin bir kısmını peşin ödediğini, kalan borcunu taksitler halinde kısmen ödediğini, tapunun verilmediğini, ödediği para ve faizinin tahsili için yaptığı takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata kalan senetlerin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı temyizi üzerine dairemizin 26.12.2005 tarih 2005/12543 esas 19164 karar sayılı ilami ile karar onanmış, davalı bu kez karar düzeltme istemiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir. 2-Taraflar arasında düzenlenen tapulu taşınmazın satımına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı için geçersizdir. Taraflar haksız iktisap koşullarına göre verdiğini geri alabilir....