Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, "davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, terditli talebi olan alacak bakımından 195 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulu taşınmazın haricen satın alınması nedeniyle istenen tapu iptal ve olmadığı taktirde geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı ... Acar (Köten) 05.09.1997 tarihli, " Sözleşme Taahhüt Senedi" başlıklı harici satış senediyle 114 ada 1 sayılı parselde kardeşi Mehmet Köten'le birlikte tapulu taşınmazı aldığı anlaşıldığından TMK'nun 706/1, 6098 sayılı TBK'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde satış işlemi yapılmadığından, yapılan satış işlemi geçersiz olup, hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcısına herhangi bir hak bahşetmez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ticari satımdan kaynaklanan Dava, alım-satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Alım-satım sözleşmesinin tarafları arasında kiracılık ilişkisi var ise de, uyuşmazlık konusu alacak kira sözleşmesinden değil, alım-satım sözleşmesinden (makine ve teçhizat satımına ilişkin 4.4.2012 tarihli satış sözleşmesi) kaynaklanmaktadır. Hakim davayı satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak nitelemiştir. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki, Yargıtay 19.Hukuk Dairesince görevsizlik kararı verilerek dosya dairemize gönderilmiştir. Bu durumda görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz harici sözleşme ile davacı tarafça davalıya 650.000 dolara taşınmaz satıldığı, satış bedelinin 350.000 dolarının ödenip kalan 300.000 dolarının, satış tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine taşınmaz üzerine davacı lehine 200 milyar TL. değerinde ipotek tesis edildiği, ipotek bedelinin ödenmemesi üzerine de 14.1.2002 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı tartışmasızdır. Davacı, icra takibi yaptığı miktarın 135.000 dolara tekabül edip bunun dışında kalan 165.000 dolar daha alacağı bulunduğu iddiası ile bu davayı açmıştır. Davacı 200 milyar bedelli ipotek tesisinin taşınmaz satımından kalan borcun tamamı için değil, sadece ipotek tesisi sırasında MK.nun 766/a maddesi gereğince yabancı para ile ipotek tesis edilemeyeceğinden bahisle zaruri olarak gösterildiğini savunmuştur....

        e satılmış, satış bedeli tamamen ve peşinen alınmıştır. Resmi işlem niteliğindeki söz konusu taşınmaz satış akdinin aksi davalı tanıklarının soyut ve diğer delillerle desteklenmeyen beyanları ile kanıtlanamamıştır. Kaldı ki bir an için 395 parselin 59/80 hissesinin 1993 yılında tapu harici yolla davalı tarafça satın alındığı kabul edilse dahi tarafların müşterek çocukları ... 15.05.2014 tarihli duruşmadaki ifadesinde “...dava konusu taşınmaz önceleri tarla olarak satın alındı, bu tarlanın ne zaman satın alındığını hatırlamıyorum, 1999 yılında babam ekonomik olarak sıkıntı yaşadı, evimize icra geldi, babam o tarlayı sattı, taşınmaz üzerinde henüz ev yoktu, babamın bu taşınmazı tekrar hangi tarihte satın aldığını hatırlamıyorum...” şeklinde beyanda bulunmuştur....

          Dosya kapsamından; davacı ile davalılar arasında 27.05.1992 tarihinde harici taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığı, kararlaştırılan satış bedelinin davalılara ödenmesine müteakip taşınmazın zilyetliğinin davacı tarafa devredildiği, zilyetliği kendisine devredilen taşınmaz üzerine davacı tarafından ev vs. muhtesat yapıldığı ve taşınmazın dava tarihi itibariyle halen davacının kullanımında olduğu ancak harici satış sözleşmesine konu Saraycık köyü 241 parsel sayılı taşınmazın, hem harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte hem de dava tarihi itibariyle tapuda dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı olduğu ve davacı tarafın gerek dava dilekçesinde gerekse yargılama sırasında belirttiği üzere, satış sözleşmesine konu olan ve davacının kullanımında bulunan taşınmaza ilişkin olarak, tapu maliki olan dava dışı 3.kişiler tarafından ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı anlaşılmakta olup bu itibarla davacının, harici satış sözleşmesi gereğince davalı tarafa ödemiş olduğu satış bedelini davalılardan...

            Davalı ... vekili, müvekkilinin kazadan önce harici satış sözleşmesi ile aracını satıp, teslim ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ... cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davalı ...'...

              Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesi istemlidir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının Alanya 2.İcra Müdürlüğünün 2016/4656 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 40.500 Euro asıl alacak yönünden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlar gözetilmek suretiyle 3095 Sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

              Mahkemece 01.06.2008 tarihli harici sözleşme ile dava konusu taşınmazın davacıya satıldığı, sözleşmenin haricen düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğu, geçerli olmayan sözleşmeye dayanılarak cezai şart istenemeyeceği gerekçesiyle gecikme tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında taşınmaz satışı hususunda 01.06.2008 tarihli harici sözleşme imzalandığı, sözleşme konusu taşınmazın tapusunun 02.02.2009 tarihinde davacıya devredildiği hususları dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir. 01.06.2008 tarihli harici sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, tapu devri yapıldığına göre geçerli hale gelmiştir....

                İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 11/01/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; mahkemenin delillerin somutlaştırılmasına izin vermediğini, sözleşmede açıkça ister ihale ile ister doğrudan satış olsun taşınmazın satışının gerçekleşmesi halinde davacıya satış bedeli üzerinden %0,50 net danışmanlık ve hizmet bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, satışın gerçekleştirildiği dava harici şahsa gerekli tanıtımın davacı tarafından evvelce yapıldığını, taşınmaz satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini ve gerçek satış bedelinin gizlendiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; danışmanlık ve hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak istemlidir....

                Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen harici taşınmaz satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedeli ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla, davalı tarafından davacılar aleyhine yapılan icra takibini nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, davacı ... tarafından imzalandığı ve diğer davacının murisi Fadik Söz tarafından parmak izi basılmak suretiyle harici taşınmaz satış sözleşmesinin yapıldığını, sözleşmeye göre 3.000 Euro satış bedelinin ödenmesine rağmen tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, satış bedeli ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla icra takibi yapmıştır. Dosyada mevcut 26.10.2003 tarihli “Gayrimenkul Hisse Satış Sözleşmesi” başlıklı belgeye konu sözleşmenin davacı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu