Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sokak, 149 pafta, 1483 ada, 13 parsel Kat:2 D:9 adresindeki taşınmazın 175.000,00 TL karşılığında satışı hususunda haricen sözleşme yapıldığını, davacının 09/12/2013 tarihinde 10.000,00 TL, 12/12/2013 tarihinde 55.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL'yi davalıya peşin olarak ödediğini, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle tarafların verdiklerini geri alma hakkına sahip olduklarını ileri sürerek davalıya ödemiş olduğu 65.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/461 Esas KARAR NO:2022/524 DAVA:Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ:22/07/2019 KARAR TARİHİ:29/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarından da görüleceği üzere tek ortaklı olduğunu, tek ortağın da yabancı olduğu bir limited şirket olduğunu, davalı şirketin müteahhitliğini yaptığı taşınmaz inşaatının tanımını davacı şirketin müdürüne yaptığını, yatırım amacıyla da 3 adet bağımsız bölümün satışı konusunda tarafların anlaştığının ve 3 adet harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşmede belirtilen taksitleri ödediğini, davalı tarafın, söz konusu taşınmazların devriden kaçındığını, davacı şirketin müdürünün yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu henüz öğrendiğini, harici satış-satış vaadi sözleşmeleri için hukukta şekil şartı...

      Dosya kapsamından 12.04.1984 tarihli Tapulu Taşınmaz Harici Satış Mukavelesi ile müvekkilinin murisi Abdurahman Kılıç'ın da dahil olduğu 4 kişiye satıldığı ve yapılan keşifte mahkemece seçilen mahallli bilirkişilerin beyanlarının da bu yönde olduğu, taşınmazın devir tarihi itibariyle taşınmazın kadastrosunun yapılmadığı dolayısıyla tapulu taşınmaz olarak nitelendirilemeyceği dolayısıyla TMK 706.maddede belirtilen resmi devir şartının bu taşınmaz yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı dolayısıyla dosyadaki harici satış sözleşmesi keşif esansındaki mahalli bilirkişi beyanları da göz önünde bulundurulduğunda davacının tapu iptal talebinin yerinde olduğu bu itibar ile de terditli talebi yönünden incelemeye yer olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

      Mahkemece satış bedelinin 295.000,-TL’lik kısmının bankada bloke edildiği, taşınmaz devredilmeden bu bedelin ödenemeyeceği, davacının ilave para istemesi üzerine güvenceli durumda bulunan davalının satıştan cayabileceği ve önden 30.000,-TL verdiğini beyan ettiği; bankaya 294.000,-TL yatırmasının anlamsız olduğu, ödenen 30.000,-TL için ayrıca senet aldığı ve bunu her zaman tahsile koyabileceği, kaparo bedelinin ayrıca sözleşmede yazması nedeniyle buna dayanarak da tahsil yoluna gidebileceği; bütün bu nedenlerle takip dayanağı senedin 5.000,-TL kaparo için alındığı ve fotokopisinin yırtılmak suretiyle asıl bononun takibe konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, takibe konu senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının iddiası senedin imhası sırasında fotokopi yoluyla çoğaltılan bir örneğinin kullanıldığı ve asıl senedin doldurularak takibe konulduğu noktasındadır....

        No.....B Kaşıyaka/İZMİR adresinde bulunan taşınmaz ile ilgili 04.03.2020 tarihinde Alım-Satım ve Komisyon Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin satıcı kısmında ise herhangi bir imza bulunmadığını, sözleşmenin 2.maddesinde “Satış bedeline mahsuben ALICI tarafından kaparo 2.000 TL (İKİ BİN TÜRK LİRASI) tutar ......

          K A R A R Davacı, davalıya BMW, 520 D marka beyaz renkli araç sipariş ettiğini, 7.500-Euro kaparo ödediğini, ekonomik krize girmesi nedeniyle siparişi feshettiğini, kaparo bedelini istediği halde iade edilmediğini ileri sürerek, sipariş formunun iptali ile 7.500-Euro kaparo bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin eser(istisna) sözleşmesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; 29.03.2009 tarihli ''taşınmaz satış ön protokolü'' başlıklı belge ile satışa mahsuben 10.000-TL'nin davacı tarafça ödendiğinin tarafların kabulünde olduğu, sözleşme konusu taşınmazın resmi akit tablosuna göre taşınmazın davacıya satılmadığı, kaporayı alan davalı ...Yatırım .... ve Tic. Ltd.Şti.'nin bu parayı diğer davalılara verdiğini kanıtlayamadığı, bu durumda sadece davalı ... şirketinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince aldığı kaparo bedelini davacıya ödemesi gerektiği, davacının ihtarnamesinin anılan davalıya tebliği ile dava tarihi arasında 69,86-TL işlemiş avans faizinin hesaplandığı gerekçesiyle davanın davalı ...Yatırım .... ve Tic....

              Davalı ... ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapulu yerin harici satışının geçersiz olduğunu ve tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın alan üçüncü kişinin haklarının harici senet ile bertaraf edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkeme tapu kaydındaki tescile iyiniyetle dayanarak aynı hak kazanan kişinin bu hakkının korunacağı, tapulu yerin harici satışının geçersiz olduğu, tarafların ancak verdiklerini geri isteyebileceği, tapulu yeri satın alan davalının iyiniyetli olmadığı gerekçeleri ile davayı red etmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Gerçekten, davacı 29.7.2005 tarihinde harici satış sözleşmesi ile yer satan ...’a karşı temliken tescil davası açmış ve taşınmazın davadan iki gün önce 27.7.2005 tarihinde ... tarafından oğlu ...’a satış suretiyle devredildiği anlaşılınca o davayı takip etmeyerek bu kez aynı talep ile yeni maliki olan...’a eldeki davayı açmıştır. Bu aşamada davalı ... ’ın durumunun tartışılması gerekmektedir....

                Davalı ... ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapulu yerin harici satışının geçersiz olduğunu ve tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın alan üçüncü kişinin haklarının harici senet ile bertaraf edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkeme tapu kaydındaki tescile iyiniyetle dayanarak aynı hak kazanan kişinin bu hakkının korunacağı, tapulu yerin harici satışının geçersiz olduğu, tarafların ancak verdiklerini geri isteyebileceği, tapulu yeri satın alan davalının iyiniyetli olmadığı gerekçeleri ile davayı red etmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Gerçekten, davacı 29.7.2005 tarihinde harici satış sözleşmesi ile yer satan ....’a karşı temliken tescil davası açmış ve taşınmazın davadan iki gün önce 27.7.2005 tarihinde .... tarafından oğlu ...’a satış suretiyle devredildiği anlaşılınca o davayı takip etmeyerek bu kez aynı talep ile yeni maliki olan ...’a eldeki davayı açmıştır. Bu aşamada davalı ... Arslan’ın durumunun tartışılması gerekmektedir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Dava, tüketici tarafından açılan taşınmaz satış sözleşmesine göre ödenen bedelin idesine ilişkindir. Taraflar arasında Türk Borçlar Kanunun 520. Maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 10/07/2020 tarihli Tellallık Sözleşmesine istinaden davacı Ahmet Güneş'ten 30.000,00TL kaparo alındığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir....

                  UYAP Entegrasyonu