Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Beledsiz senedi kullanma HÜKÜM : Beraat Bedelsiz senedi kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Oto galeri işi yapan sanık ile katılan arasında harici oto satış sözleşmesi yapıldığı, katılanın sanığa 500 TL kaparo verdikten iki gün sonra katılanın aracı almaktan vazgeçmesine rağmen sanığın söz konusu sözleşmeyi de ekleyerek noter aracılığı ile katılana ihtarname gönderdiği, bu şekilde bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir....

    SAVUNMA: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan iş bu davanın haksız olduğunu her iki müvekkili açısından da davanın reddi gerektiğini, Müvekkilleri T3 ve T4'un, davacı T1 ve dava dışı Hüseyin KOÇ Samsun ili Vezirköprü ilçesi Samukalan mahallesi 114 ada 66 parselde bulunan taşınmazı müşterek malik olacak şekilde edindiklerini, müvekkillerinin, davacı tarafın dava dilekçesi ile iddia ettiği gibi kendilerine ait 3/20'şerlik hisselerini harici bir anlaşma ile davacı T1'a devretmediklerini, davacı tarafın bu konuda dava dilekçesinde de belirttiği gibi yazılı bir delili bulunmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706'ncı maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237'nci maddesi, taşınmaz satışı ve taşınmaz satış vaadi konusunda resmi şekil şartını öngördüğünü, dolayısıyla taşınmaz satışı, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26'ncı maddesi gereği tapu müdürlüğünde tapu muhafızları yahut memurları tarafından yapılmadıkça ve taşınmaz satış vaadi, 1512 sayılı Noterlik...

    BK. 213 TMK 706, ve Tapu Kanunun 26 maddeleri gereğince tapulu taşınmazların haricen satışı geçersizdir. Somut uyuşmazlıkta tapuda davalı adına kayıtlı taşınmazın harici sözleşme ile davacıya satışından kaynaklanmakta olup geçersizdir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü genel mahkemenin görevi içinde kalmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi mahkemece resen gözetilir. Bu durumda işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

      - K A R A R - Davacı vekili; maliki olduğu taşınmazın üzerinde yapacağı binadaki daireyi harici senet ile davalıya sattığını, inşaatın yapımına 1996 yılında başladığını, inşaat devam ederken de davalı ile 1998 yılında bu satışı noter satışına dönüştürerek satışı resmileştirdiğini, davalının bu tapu üzerine de şerh kaydı koydurduğunu, ancak 2000 yılında doğan ekonomik kriz nedeni ile inşaatı tamamlayamadığını bunun üzerine davalı ile anlaşma yaparak, davalının köydeki evinin inşaat işlerine karşılık tarafların aralarındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesini feshetmek ve tapudan ilgli şerhi terki etmek üzere anlaştıklarını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalının tapu üzerindeki şerhi terkin ettirmediğini, belirterek, öncelikle söz konusu noterden yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi ile bu satış sözleşmesine davalı tarafından konulan tapudaki şerhin kaldırılmasına, olmadığı takdirde davalının arsasının üzerine yapmış olduğu inşaatın malzeme işçilik bedelinin...

        Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında imzalanmış 11.03.2017 tarihli Gayrimenkul Alıcısı Kaparo Sözleşmesi gereği tarafların Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi, Şarköy Köyü, Mırmır Mevkii, 410 Parsel, 2527- G Paftada bulunan 17.466 m² tarla vasıflı taşınmazın 6466/17.466 m² hissesinin 500.000,00 TL bedel ile alım-satımı yapılması konusunda anlaştıklarını, sözleşmenin davacı adına vekil sıfatıyla Adil Gündoğan tarafından imzalandığını, mal sahibi Murat Bozkurt adına ise davalı T3 tarafından imzalandığını, sözleşmede satış fiyatının 500.000,00 TL olarak belirlenmiş olup 15.000,00 TL tutarında kaparo bedelinin gayrimenkul komisyoncusu ve aracısı davalı T3’ın banka hesabına 410 parsel için Kaparo bedeli açıklaması ile vekili Adil Gündoğan tarafından ödendiğini, tarafların ayrıca arsanın satışının/tapu devir işlemlerinin sözleşme tarihi itibariyle 15 gün içerisinde tamamlanmasını, cayan tarafın ayrıca diğer tarafa 100.000,00 TL ceza-i şart ödemeyi kabul ettiğini, ayrıca...

        Harici satış sözleşmesi geçersiz olduğundan kaporanın da iadesi gerekir. Somut olayda; Manisa ili Alaşehir İlçesi Badınca Mahallesi 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen geçersiz satış sözleşmesine dayanılarak geçersiz sözleşmede yer verilen kaporanın iadesi istenilmiştir. Davalı tarafça içeriği ve imzası inkar edilmeyen geçersiz sözleşmede 38.000,00 TL kapora ödemesi yapıldığı yazılı olduğuna göre davalının ödeme yapılmadığına yönelik savunması yerinde değildir. Bu nedenle, davanın geçersiz sözleşme kapsamında ödenen kapora isteğine ilişkin olduğu kabulüne göre; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

        Dosya kapsamından, 20.002.2008 tarihinde yapılan harici "AKKOZA 2-A KONUT SATIM SÖZLEŞMESİ" ile 1 adet dairenin satışı konusunda tarafların anlaştığı ve taşınmazın teslim adildiği, uyuşmazlığın ise sözleşmenin 5/f maddesindeki cezai şart nedeniyle,davalının süresinde taşınmazı teslim edemediği iddiasıyla, 4.5000 USD'nin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının ihtiyaç amacıyla satın almak istediği bir adet konut satışından kaynaklanmaktadır. Buna göre taraflar arasında 4077 sayılı kanunda düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi bulunmaktadır. Bu sözleşmenin varlığı ve geçerli olup olmadığı ise görevli mahkemece değerlendirileceğinden, Davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici ” tanımına girdiği, davalının ise, yasanın yaptığı “satıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Davacı vekili, vekil edeninin, davalıların murisi Mustafa Ergen’den harici satış senedi ile dava konusu 649 parsel (yeni 958 ada 2, 623 ada 1, 643 ada 2, 653 ada 2, 665 ada 3, 666 ada 3 ve 667 ada 3 parsel) sayılı taşınmazdan hisse satın aldığını iddia ederek tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiş; Davalılar, zamanaşımı def’inde bulunarak, davaya dayanak sözleşmedeki imzanın murislerine ait olmadığını, davacının zilyedliğinin bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuş; İlk derece Mahkemesinin, harici taşınmaz satışı geçersiz olduğundan tapu iptali ve tescil davasının reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne dair kararına karşı davacı vekili süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur....

          Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı, TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. TMK'nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK'nin 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu durumda davacı vekili tarafından sunulan tarihsiz harici satış senedinin düzenlendiği belirtilen dönemde eski 351 parsel numaralı taşınmaz tapuya kayıtlı olduğuna göre mahkemece davacının tescile yönelik talebinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            İcra Müdürlüğü'nde satışı bulunan bir evi alacağından bahisle katılandan kaparo aldığı, fakat sanığın ihaleden almak istediği evin ihale yoluyla satışının olmadığı gibi sözleşme üzerinde belirtilen bahse konu evin adresinin de gerçeği yansıtmadığı, ayrıca sanığın katılana hyundai marka aracı da icradan satın alma konusunda taahhüt verdiği, aracın bedelini peşin aldığı halde aracı satın almayarak katılanın dolandırdığının iddia edildiği olayda, sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu